hanedanlık | * Hanedandan olma durumu. |
Hanefî | * İslâmlıkta sünnet ehli denilen dört mezhepten biri. * Hanefî mezhebinden olan kimse. |
Hanefîlik | * Hanefî mezhebi. |
hanek | * Söz, konuşma. |
haneli | * Herhangi bir sayıda evi olan. * Herhangi bir sayıda hanesi olan. |
hanelik | * Herhangi bir sayıda evi olan, evlik. |
hanende | * Şarkısöylemeyi meslek edinmişkimse, şarkıcı, okuyucu. |
hanendelik | * Hanende olma durumu, şarkıcılık, okuyuculuk. |
hangar | * Uçak, araba, tarım aracı, eşya gibi nesneleri barındırmaya yarar kapalıyer, sundurma. |
hangar gibi | * çok büyük ve genişyer. |
hangi | * İki veya daha çok şeyden bir tanesini belirtecek bir cevap istemek için kullanılan soru sıfatı. * Fiili dilek veya şart birleşik zamanında olan cümlelerde, nesnenin veya cümlenin belirteni durumunda olduğunda nesnedeki kavramı genelleştirir. |
hangi akla hizmet ediyor? | * ne gibi bir düşünce ile böyle olmayacak, mantıksız bir işyapıyor?. |
hangi biri? | * çok olanlardan hangisi. |
hangi dağda kurt öldü? | * kendisinden beklenmedik bir davranışkarşısında şaşma ve sitem anlatır. |
hangi peygambere kulluk edeceğini şaşırmak | * kimin sözünü yerine getireceğini bilemeyerek şaşkınlık içinde kalmak. |
hangi rüzgâr attı? | * bir yere uzun süre uğramamışken beklenmedik bir zamanda gelenlere sitem yollu söylenir. |
hangi taşpekse (katıysa), başını ona vur | * kendi kusuru yüzünden zor bir duruma düşen veya başkalarından yardım isteyen bir kimseye öfkelenildiğinde söylenir. |
hangi taşıkaldırsan, altından çıkar | * her işten anlar veya anladığı iddiasında bulunur. * her işe karışır. |
hangisi | * Birkaç kişi arasından kim veya birkaç şey arasından hangi şey. |
hanım | * Kız ve kadınlara verilen unvan, bayan. * Karı, eş. * Kadınlığın bütün iyi niteliklerini taşıyan. * Toplumsal durumu, varlığı iyi olan, hizmetinde bulunulan kadın. |
hanım böceği | * Kın kanatlılardan, kara benekli, kırmızırenkte, kurtçuklarıyediği için yararlısayılan bir böcek, gelin böceği (Coccinella). |
hanım evlâdı | * Nazlı büyütülmüş, çıtkırıldım kimse. * Piç. |
hanım hanımcık | * Evine, çocuklarına, işine gereği gibi bakan, çevresiyle uyumlu (kadın, kız). * Böyle bir kadına veya kıza yaraşır davranışları olan. |
hanımanne | * Kayın valide. |
hanımefendi | * Üstün bir saygı göstermişolmak için kadın adlarının sonuna getirilir veya adların yerine kullanılır. |
hanımefendilik | * Hanımefendi olma durumu ve özelliği. |
hanımeli | * Hanımeligillerden tırmanıcı, korularda, çalılıklarda yetişen bir bitki (Lonicera caprifolium). * Bu bitkinin güzel kokulu çiçeği. |
hanımeligiller | * İki çeneklilerden, örneği hanımeli olan bir bitki familyası. |
hanımgöbeği | * Bir çeşit hamur tatlısı. |
hanımlık | * Hanım olma durumu ve özelliği. |
hanımnine | * Bkz. haminne. |
hanımparmağı | * İnce uzun, parmak biçiminde bir çeşit hamur tatlısı. |
hani | * Nerede, ne oldu, nerede kaldı. * Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılır. * Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatır. * Bazen “bari” anlamında kullanılır. * “Doğrusunu söylemek gerekirse”,”kaldıki, üstelik” anlamlarında kullanılır. |
hani | * Hanigillerden, Akdeniz’de yaşayan, alaca kırmızırenkli, beyaz etli, orta büyüklükte bir balık (Serranus cabrilla). |
hani ya | * hani. |
hani yok mu | * dikkati arkadan gelen söze çekmek için söylenir. |
hanidir | * ne vakittir, epey zamandır, çoktan beri. |
hanigiller | * İyi bilinen türleri hani ve yazılıhani olan kemikli balıklar takımı. |
hanlık | * Han olma durumu. * Hanın egemenliğindeki ülke. * Hanın yönetimi. |
hant hant | * “Rahatsız edecek biçimde bir şeye aşırı istek duymak” anlamında hant hant ötmek deyiminde geçer. |
hantal | * Kocaman, iri, kaba. * İşi, davranışlarıkaba ve yavaş. |
hantallaşma | * Hantallaşmak işi. |
hantallaşmak | * Hantal bir duruma gelmek. |
hantallık | * Hantal olma durumu. |
hanüman | * Ev bark, ocak. |
hanümanınıyıkmak | * ocağınıyıkmak, evini barkınıdağıtmak. |
Hanya | * “Haddini bilmek” anlamında Hanya’yıKonya’yı bilmek (veya anlamak) bilmemek (veya anlamamak) deyiminde geçer. |
Hanya’yıKonya’yıanlamak | * bir işin gerçek yönünü anlayarak aklı başına gelmek, akıllanmak. |
Hanya’yıKonya’yı göstermek (veya öğretmek) | * Bkz. dünyanın kaç bucak olduğunu göstermek. |
Hanya’yıKonya’yıöğrenmek | * Bkz. anlamak. |
Kategoriler