Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 37

her daim * Her zaman, daima.
her dem taze (olmak) * yaşlı olduğu hâlde genç görünenler için söylenir.
* yıl boyunca yeşil yapraklı olan (bitki).
her derde deva * birçok şeye çare olan.
her firavunun bir Musa’sıçıkar * her zalimden insanıkurtaracak bir kurtarıcıçıkar.
her gördüğü sakallıyı babasısanmak * görünüşe aldanmak.
her gün * Süreklice, sürekli olarak.
her gün papaz pilâv yemez * Bkz. papaz her gün pilâv yemez.
her hâlde * Büyük bir ihtimalle.
* Her durumda, ne yapıp yapıp, kesinlikle, mutlaka.
her horoz kendi çöplüğünde öter * herkes ancak kendi çevresinde bir değer taşır ve sözünü orada geçirebilir.
her ihtimale karşı * her türlü olasılığıdüşünerek.
her işin (her şeyin) başısağlık * insanın yapacağıher şey vücut sağlığına bağlıdır.
her kafadan bir ses çıkmak * bir konu üzerinde herkes rastgele konuşmak.
her koyun kendi bacağından asılır * herkes kendi davranışlarından sorumludur, herkes kendi hatasının cezasınıkendi çeker.
her kuşun eti yenmez * herkes zorbalığa boyun eğmez, buna karşı gelecekler de çıkar.
her nasılsa * beklenmeyen bir durumu belirtmek için kullanılır.
her ne hâl ise * uzatmayalım, geçelim.
her ne ise (veya her neyse) * ne olursa olsun, ne kadar ise, tutarıne ise.
* konuyu kapatalım, olan olmuş, uzatmayalım.
her ne kadar * başına getirildiği şartlıcümledeki yargının doğru veya doğal görüldüğunü, fakat bunun yeterli olmadığını
anlatır.
her ne pahasına olursa olsun * Bkz. ne pahasına olursa olsun.
her nedense * sebebi bilinmez.
her şeyin yenisi, dostun eskisi * dostluk eskidikçe güç ve değer kazanır.
her tarakta bezi olmak * Bkz. kırk tarakta bezi olmak.
her telden çalmak * her çeşit işi yapabilir durumda olmak veya birçok konuda bilgisi olmak.
her yerdelik * Tanrı’nın her yerde ve her zaman bulunduğuna inanan din ve fizik ötesi görüş.
her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır * herkesin kendine özgü bir çalışma yöntemi, bir işyapma biçimi vardır.
her yiğidin gönlünde bir aslan yatar * herkesin kendine göre yüksek bir emeli vardır.
her yokuşun bir inişi, her inişin bir yokuşu vardır * hayat boyunca yükselme ve düşme gibi durumlar kesin değildir, bunlar birbirinin ardından gelebilir.
her zaman * Ara vermeden, sürekli, daima, sık sık.
hercaî * Hiçbir şeyde kararlı olmayan (kimse), yeltek, gelgeç.
* Aşkta değişken, vefasız.
hercaî menekşe * Menekşegillerden, mor, sarı, beyaz renkte, menekşeye benzer çiçekleri olan yıllık bir bitki, alaca menekşe
(Viola tricolor).
* Bu bitkinin çiçeği.
hercaîce * Hercaî gibi, hercaîye yakışır (biçimde).
hercaîlik * Hercaî olma durumu veya hercaîce davranış.
hercümerç * Alt üst, karmakarışık, darmadağınık, allak bullak.
hercümerç etmek * alt üst etmek, karıştırmak.
herek * Asma, fasulye gibi sarılgan bitkilerin tutunması için yanlarına dikilen sırık, ispalya.
herekleme * Hereklemek işi.
hereklemek * Asma ve fasulye gibi sarılgan veya destek isteyen bitkileri hereğe bağlamak veya bu bitkilerin yanına herek
dikmek.
hergele * Bineğe veya yük taşımaya alıştırılmamışat veya eşek sürüsü.
* Terbiyesiz, görgüsüz kimseler için bir sövgü sözü olarak kullanılır.
hergeleci * Yaban atlarına bakan kimse, yabanî at çobanı.
hergelelik * Hergele olma durumu.
herhangi * Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele.
herhangi bir * Belli olmayan, rastgele bir (kimse veya şey).
herhangi biri * Belli olmayan, rastgele biri.
herif * Güven vermeyen, aşağı görülen, bayağıkimse.
* Adam.
herifçioğlu * Kızılan veya beklenmeyen bir işi yapan erkek.
herik * Beyaz renkli, yağlıkuyruğu yukarıda genişçe ve aşağıya doğru bir incelme gösteren, Karadeniz’in geçit
bölgelerinde yetiştirilen, kaba karışık yapağılı bir tür koyun.
herk * Sürüldükten sonra bir yıl dinlendirilen, nadasa bırakılan tarla.
herk etmek * tarlayısürüp dinlenmeye bırakmak.
herke * Bakraç, kova.
herkes * İnsanların bütünü.
* Olur olmaz kimseler, önüne gelen.

Bir yanıt yazın