Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 43

hırsıza yol göstermek * birine bilmeyerek, anlamadan kötü bir işte yardımcı olmak.
hırsızlama * Gizlice alınan başkasına ait (şey).
* Gizlice, kimseye sezdirmeden.
hırsızlık * Çalma.
* Çalma suçu, sirkat.
hırsızlık etmek (veya yapmak) * başkalarının parasınıveya malınıçalmak.
hırslandırma * Hırslandırmak işi.
hırslandırmak * Öfkelendirmek, kızdırmak.
hırslanış * Hırslanmak işi veya biçimi.
hırslanma * Hırslanmak işi.
hırslanmak * Çok kızmak, öfkelenmek.
hırslı * Doymak bilmeyen, aşırı istekli, tutkulu, haris.
* Öfkeli, kızgın.
hırssız * Hırsı olmayan.
hırt * Sersem, budala, ahmak.
hırtapoz * Sersem, aptal, şaşkın.
hırtapozluk * Hırtapoz olma durumu.
hırtıpırtı * Eski püskü veya işe yaramaz, değersiz eşya.
hırtlamba * Perişan, derbeder kılıklı.
hırtlamba gibi giyinmek * gereksiz yere üst üste ve gelişigüzel giyinmek.
hırtlambasıçıkmak * perişan bir biçimde giyinmişolmak.
* (eşya için) çok eskiyip dökülür durumda olmak.
hırtlık * Sersemlik, budalalık, ahmaklık.
Hırvat * Hırvatistan Cumhuriyeti’nde yaşayan bir halk ve bu halkın soyundan olan kimse.
* Hırvatlarla ilgili, Hırvatlara özgü olan şey.
Hırvatça * Hırvatların kullandığıSlav dili.
hısım * Soyca veya evlilik sonucu aralarında bağbulunanlardan her biri, akraba.
* Dede ve nineleri bir olanlardan her biri.
hısım akraba * Yakın ve uzak bütün akrabalar.
hısımlık * Hısım olma durumu, karabet.
hışıl hışıl * Hışıltısesi çıkararak, hışıldayarak.
hışıldama * Hışıldamak işi.
hışıldamak * Hışıltılıses çıkarmak.
hışıldatma * Hışıldatmak işi.
hışıldatmak * Hışıldamasına sebep olmak.
hışıltı * Sert ve sürekli çıkan ses.
hışıltılı * (ses için) Hışıltısı olan.
hışıltısız * Hışıltısı olmayan.
hışım * Öfke, kızgınlık.
hışımına uğramak * (birinden) zulüm görmek.
hışımlanma * Hışımlanmak işi.
hışımlanmak * Öfkelenmek, kızgın duruma gelmek.
hışımlı * Öfkeli, kızgın, sinirli.
hışır * Olmamışmeyve (daha çok kavun, karpuz için kullanılır.).
* Coşkunluk gösteren, yaramaz (kimse).
* Aptal, sersem.
hışır hışır * Hışırtıçıkararak.
hışırdama * Hışırdamak işi.
hışırdamak * Kâğıt, meşin, kumaşgibi nesneler birbirlerine sürtünürken, buruşturulurken ses çıkarmak.
hışırdatma * Hışırdatmak işi.
hışırdatmak * Hışırtıçıkartmak.
hışırdayış * Hışırdamak işi veya biçimi.
hışırıçıkmak * (eşya) çok hırpalanıp örselenmek.
* insan ağır işlerle uğraşıp çok yorulmak.
hışırlık * Hışır olma durumu.
hışırtı * İnce cisimler hışırdarken çıkan ses, hışırdama sesi.
hışırtılı * Hışırtısı olan.
hışırtısız * Hışırtısı olmayan.
hışlama * Hışlamak biçimi veya işi.

Bir yanıt yazın