Kategoriler
H SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük H Sayfa 51

hoca * Müslümanlıkta din görevlisi.
* Öğretmen.
* Medresede öğrenim gören sarıklı, cübbeli din adamı.
* Akıl öğreten, öğüt veren kimse.
hocalık * Hoca olma durumu veya hocanın yaptığı iş.
hocalık etmek * öğretmenlik yapmak.
* akıl öğretmek, öğüt vermek.
hodan * Hodangillerden, çiçekleri hekimlikte kullanılan ve kökü kavrularak yenilen, bir yıllık ve otsu bir bitki,
sığırdili (Borago officinalis).
hodangiller * İki çeneklilerden, üzeri sert dikenlerle kaplı otsu ve ağaçsı bitkiler familyası.
hodbehot * Kendi kendine, kendi kafasıyla, kendiliğinden, kimseye danışmadan.
hodbin * Bencil, egoist.
hodbinlik * Bencillik, egoizm.
hodkâm * Bencil, egoist.
hodkâmlık * Bencillik, egoizm.
hodpesent * Kendini beğenmiş, bencil.
hodri * “Kendine güvenen ortaya çıksın, işte meydan” anlamında hodri meydan deyiminde geçer.
hohlama * Hohlamak işi.
hohlamak * Ağzınıyaklaştırıp soluğunu bir şeyin üzerine hızla vermek.
hokey * Bir ucu kıvrık sopalarla çayır veya buz üzerinde iki takım arasında oynanılan top oyunu.
hokka * Metal, cam veya topraktan küçük kap.
hokka gibi * ufak ve düzgün (ağız).
hokka gibi oturmak * (giysi için) vücuda iyice uymak.
* her yandan açıkça görünmek.
hokkabaz * El çabukluğu ile birtakım şaşırtıcı olaylar yapmayımeslek edinen kimse.
* Başkalarınıaldatarak yalan dolanla işgören.
hokkabazlık * Hokkabazın yaptığı iş.
* Yalan dolanla görülen iş.
hol * Sofa.
holding * Birçok ortaklığın pay senetlerini elinde bulundurarak onlarıdenetimi altında tutan sermaye yatırım
ortaklığı, ana ortaklık.
holdingleşme * Holding durumuna gelme.
holdingleşmek * Holding durumuna gelmek.
holigan * Özellikle futbolda aşırıfanatizmi besleyen ve çevreye zarar veren taraftar veya kimse, serseri, hayta.
holiganlık * Holigan olma durumu veya holiganın yaptığı iş.
Hollândaca * Hollânda halkının kullandığıdil.
Hollândalı * Hollânda halkından veya bu halkın soyundan olan (kimse).
holmiyum * Atom numarası67, atom ağırlığı164,94, oksidi açık sarırenkte, tuzlarıportakal sarısırenginde olan, seyrek
bulunan bir element. KısaltmasıHo.
holosen * IV. çağın en yeni dönemi.
holotüritler * Deniz hıyarları.
homojen * Bağdaşık, mütecanis.
* Bütün terimleri aynıderecede olan (çok terimli).
homojenlik * Bağdaşık olma durumu.
homolog * Bir başkasının tam olarak yerini tutan.
homolog kromozom * Biri anadan diğeri babadan gelen ve aynı gen çiftine sahip kromozom.
homonim * Eşadlı, eşsesli.
homoseksüel * Eş cinsel.
homoseksüellik * Eş cinsellik.
homoteti * Merkez olarak alınan bir noktaya göre birer noktasının geometrik yerleri karşılıklı olarak aynı olan iki nokta
grubunun durumu.
homotetik * Aralarında homoteti durumu bulunan.
homur homur * Homurdanarak.
homurdanış * Homurdanmak işi veya biçimi.
homurdanma * Homurdanmak işi.
homurdanmak * Öfke, kızgınlık, can sıkıntısıyla anlaşılmaz sesler çıkarmak.
* (taşıt, alet vb. için) Alışılmışın dışında bozuk ses çıkarmak.
homurtu * Homurdanma sesi.
* Ayının çıkardığıses.
homurtulu * Homurtusu olan.
homurtusuz * Homurtusu olmayan.
hona * Erkek sığır.
Honduraslı * Honduras halkından olan kimse.
hop * Uyarma amacıyla kullanılır.
* Birden ve hızla yapılan işleri anlatır.

Bir yanıt yazın