hürmetsizlik | * Saygısızlık. hürmette kusur etmek |
hürriyet | * Özgürlük. |
hürriyetçi | * Hürriyeti benimseyen kimse. |
hürriyetçilik | * Hürriyet yanlısı olan kimse. |
hürriyeti seçmek | * baskıdan kurtulmak ve özgür yaşamak için davranışta bulunmak. |
hürriyetperver | * Hürriyetçi. |
hürriyetsiz | * Hürriyetini yitirmiş. |
hürriyetsizlik | * Hürriyetini yitirmişolma durumu. |
hürya | * Hep birden, cümbür cemaat. |
hürya etmek | * bir yerden çıkmak veya bir yere girmek için hep birden atılmak. |
hüryemez | * Bir çeşit elma. |
hüseynî | * Klâsik Türk müziğinde dügâh perdesinde karar kılan bir makam. * Klâsik Türk müziğinde mi notası. |
hüsnü kabul göstermek | * iyi karşılamak, güler yüz göstermek. |
hüsnühâl | * Bir kimsenin yaşayışında kötü bir şey bulunmama durumu, iyi hâl. |
hüsnühâl kâğıdı | * Bir kimsenin yaşamında kötü bir şey bulunmadığını gösteren resmî kuruluşlarca verilen belge, iyi hâl belgesi. |
hüsnühat | * Güzel yazısanatı. |
hüsnükabul | * İyi karşılama, güler yüz gösterme. |
hüsnükuruntu | * Herhangi bir durumu safça kendinden yana iyiye yorma. |
hüsnüniyet | * Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, temiz yüreklilik, iyi dilek, iyi niyet. |
hüsnüniyetle | * İyi niyetle. |
hüsnütelâkki | * İyi karşılama, iyiye yorma. |
hüsnüteveccüh | * Sevgi ve saygıyla.yakınlık gösterme. |
hüsnüyusuf | * Karanfilgillerden, bazıtürleri bahçelere süs olarak dikilen bir bitki, gugu çiçeği (Dianthus barbatus). |
hüsran | * Zarar, ziyan. * Beklenilen şeyin elde edilememesi yüzünden duyulan acı. |
hüsrana uğramak | * beklenilen sonucun elde edilmemesi sebebiyle çok üzülmek, acıçekmek. |
hüsün | * Güzellik. |
Hüt | * “Çok şişmek, kabarmak” anlamında kullanılan Hüt dağı gibi şişmek deyiminde geçer. |
hüthüt | * Çavuşkuşu, ibibik. |
hüve | * “Tamamıtamamına” anlamında hüvesi hüvesine sözünde geçer. |
hüvelbaki | * “Baki kalan o’ (Allah) dur.” anlamında ve genellikle mezar taşlarına yazılan bir söz. |
hüveyda | * Besbelli, açıkça, meydanda, aşikâr. |
hüviyet | * Kimlik. |
hüviyet cüzdanı | * Kimlik belgesi. |
hüzün | * İç kapanıklığı, gönül üzgünlüğü. |
hüzün çökmek (veya içine bir hüzün çökmek) | * hüzünlenmek. |
hüzüne kapılmak | * hüzünlenmek. |
hüzünlendirme | * Hüzünlendirmek işi. |
hüzünlendirmek | * Hüzünlü duruma getirmek. |
hüzünleniş | * Hüzünlenmek işi veya biçimi. |
hüzünlenme | * Hüzünlenmek işi. |
hüzünlenmek | * Hüzünlü duruma gelmek, hüzün duymak. |
hüzünlü | * Gönüle üzgünlük veren, iç kapanıklığına yol açan. |
hüzünsüz | * Hüznü olmayan, şen (kimse). |
hüzünsüzlük | * Hüzünsüz olma durumu. |
hüzzam | * Klâsik Türk müziğinde segâh perdesinde bir makam. |
hüzzam beşlisi | * Klâsik Türk müziğinde birleşik makamların beşlilerinden biri. |
-ı/ -i, -u / -ü | * Fiillerden isim türeten ek: yaz-ı, diz-i, doğ-u, öl-ü vb. |
-ı/ -i, -u / -ü | * Fiillerden sıklık çatısıtüreten ek: kaz-ı-mak, sür-ü-mek vb. |
-ı/ -i, -u / -ü | * Belirli nesne yapan yükleme (akuzatif) eki: kapı-y-ı, ev-i, kutu-y-u, kötü-y-ü vb. |
-ı/ -i, -u / -ü | * Ünsüzle biten kelimelere eklenen 3. kişi iyelik eki: kaş-ı, diş-i, kol-u, göz-ü vb. |
Kategoriler