K | * Potasyum’un kısaltması. |
-k | * Bkz. ık / ik, uk / ük. |
-k | * 343 -ak / -ek. |
k, K | * Türk alfabesinin on dördüncü harfi. Ke adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından ince ünlülerle ön damak, kalın ünlülerle art damak patlayıcıünsüzlerinin ötümsüzünü gösterir. |
kaba | * Özensiz, gelişigüzel yapılmış, zevksiz, sakil. * Taneleri iri. * Terbiyesi, görgüsü kıt, nezaketsiz. * Terbiyeye, inceliğe aykırı, çirkin, kötü. * Hafif olduğu hâlde kalın veya hacimli. * Kuyruk sokumunun iki yanındaki şişkin yer. |
kaba düzen | * Şöyle böyle üstünkörü yapılan iş. * Çalgılarıpes seslere akort etmek işi. |
kaba et | * Kuyruk sokumunun her iki yanındaki şişkin yer. |
kaba kâğıt | * Bir şey sarmak için kullanılan kalın kâğıt. |
kaba kurgu | * Filmin son durumuna yer vermek üzere seçilen çekimlerin senaryodaki sıralanışa göre birbirine eklenerek oluşturulan ilk kurgusu. |
kaba kuşluk | * Öğleden bir iki saat önceki zaman. |
kaba kuvvet | * Yasa dışı işlerle bir amaca ulaşmak için zorbalık yaparak veya güç kullanarak tutulan yol. |
kaba saba | * Görgüsüz. * Özensiz. |
kaba sakal | * Gür ve genişsakallı. |
kaba sıva | * İnce sıvadan önce duvarlarda bulunan pürüzleri doldurup kapatmak için yapılan sıva. |
kaba sofu | * Dinî kurallarıyanlışyorumlayarak ibadet ve düşüncede aşırılığa kaçan. |
kaba şiş | * Kaba kulak. |
kaba taslak | * Bir şeyin ayrıntılarına girmeden ana çizgilerini belirten. |
kaba Türkçesi | * Açıkçası, tam anlamıyla. |
kaba yapı | * Bir binayıdışetkenlere karşıkoruyup ayakta tutan temel, ana duvarlar, kirişler, çatıvb. nden oluşan asıl gövde. |
kaba yel | * Lodos. |
kababurun | * Sazangillerden, ırmak ve göllerde yaşayan, eti kılçıklıküçük bir balık (Chondrostoma nasus). |
kabaca | * Kaba bir biçimde. * İrice, büyükçe. * Yaklaşık. |
kabadayı | * Korkusuz, iyi dövüşen, kendine özgü namus kurallarının dışına çıkmayan kimse. * Babayiğit, koçak. * Bir şeyin en iyisi, başta geleni. |
kabadayıca | * Kabadayıya yakışır bir biçimde, kabadayı gibi. |
kabadayılanma | * Kabadayılaşmak, kabadayılanmak işi. |
kabadayılanmak | * Kabadayılık etmek, kabadayı gibi davranmak. |
kabadayılaşma | * Kabadayılaşmak işi. |
kabadayılaşmak | * Kabadayı gibi davranmak, kabadayılık etmek. |
kabadayılık | * Kabadayı olma durumu veya kabadayıca davranış. |
kabadayılık etmek | * kabadayı gibi davranmak. |
kabadayılık taslamak | * kabadayı gibi davranmak, kabadayı gibi görünmeye çalışmak. |
kabahat | * Uygunsuz hareket, çirkin, yakışıksız davranış, suç, kusur, töhmet. * Hafif hapis, para cezasıveya meslek ve sanattan alıkonulma ile cezalandırılan hafif suç. |
kabahat bulmak | * bir kusur, suç aramak. |
kabahat etmek (veya işlemek) | * suç olacak, kusur sayılacak bir işyapmak. |
kabahat samur kürk olsa, kimse sırtına almaz | * hiç kimse suçlu olduğunu kabul etmek istemez. |
kabahati (birine veya bir şeye) yüklemek | * işlediği bir suçu başkasının üzerine atmak. |
kabahatli | * Kabahati olan, kusurlu, suçlu, töhmetli. |
kabahatlilik | * Kabahatli olma durumu. |
kabahatsiz | * Kabahati olmayan, kusursuz, suçsuz. |
kabahatsizlik | * Kabahatsiz olma durumu. |
kabak | * Kabakgillerden, birçok türleri olan bir bitki (Cucurbita). * Bu bitkinin türlerine göre yemeği ve tatlısıyapılan ürünü. * Esrarkeşlerin kullandığı bir çeşit nargile. * Bilgisiz, görgüsüz, kaba. * (kavun, karpuz için) Ham, tatsız. * Tüysüz, dazlak. * (taşıt lâstikleri için) Tırtıllarıaşınarak yüzeyi düzleşmişolan. * Kabak kemane. * Kısa boynuzlu hayvan. |
kabak (birinin) başına (veya başında) patlamak | * birçok kimsenin ilgili olduğu bir olaydan, yalnızca bir kimse zarar veya ceza görmek. |
kabak çekirdeği | * Bal kabağının tohumu. * Genellikle vakit geçirmek için yenilen kuru yemişçeşidi. |
kabak çıkmak (karpuz, kavun vb. için) | * ham çıkmak. |
kabak çiçeği | * Süs eşyası. |
kabak çiçeği gibi açılmak | * utangaçlıktan çabucak sıyrılarak aşırıölçüde serbestlik göstermek. |
kabak gibi | * tüysüz, çıplak, her tarafıaçık. |
kabak kafalı | * Saçlarıdökülmüş, dazlak. * Saçlarıustura ile kazınmış. * Aptal, budala. |
kabak kemane | * Gövdesi uzunlamasına ikiye bölünen su kabağının üzerine ince bir deri gerilerek yapılan, üç telli, yayla çalınan bir halk çalgısı. |
Kategoriler