Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 34

kapalı gişe * Bütün biletleri satılmışolan.
kapalıhava * Bulutlu hava.
kapalıhece * Ünsüzle biten hece: Kalk, bak gibi.
kapalıkalp ameliyatı * Kalbin fizyolojik çalışmasıdurdurulmadan yapılan kalp ameliyatı.
kapalıkutu * İçindekini belli etmeyen, sır saklayan.
* Niteliği gizli kalan.
kapalı olmak * işyapmamak.
* ilgisiz kalmak.
kapalı oturum * Gizli celse.
kapalırejim * Dışülkelerle ilişki kurmayan siyasî düzen.
kapalıtohumlular * Açık tohumlularla tohumlu bitkileri içine alan bitkiler âleminin bir alt şubesi.
kapalıtribün * Açık sahadaki spor müsabakalarında seyircileri yağmurdan ve güneşten korumak için özel olarak üstü
kapatılmış bölüm.
kapalıyer korkusu * Dar ve kapalıyerlerde duyulan kaygıveya korku, klostrofobi.
kapalıyetişmek * toplum hayatına girmeden, karışmadan yetişmek.
kapalıyüzme havuzu * Kapalı bir mekân içine alınmış, suyu ısıtılan, yüzme sporunun yapıldığıhavuz.
kapalılık * Kapalı olma durumu.
* Anlatımın açık ve kesin olmama özelliği, ipham.
kapama * Kapamak işi.
* Taze soğan ve marulla pişirilmişkuzu eti yemeği.
* Üst baş, giyecek takımı.
* Kapatma.
kapamacı * Hazır giysi takımısatan kimse.
kapamaç * Kilit, sürgü, toka gibi unsurlarıkapalıtutmaya yarayan düzenek.
kapamak * Bir açıklığıörtmek için, bir şeyi, açık yerin üzerine getirmek.
* (hava için) Bulutlarla kaplanmak, sıkıntılı bir hâl almak, bir şeyin görünmesine engel olmak.
* Geçişi engellemek.
* Tıkamak, içini doldurmak.
* (su, elektrik için) Gelişini kesmek.
* Çalışamaz, görev ve işyapamaz duruma getirmek.
* Üzerinde durmamak, bir şey üzerinde konuşmayı bırakmak.
* Bir yere sokup dışarıçıkmasına engel olmak, hapsetmek.
* Ortalıktan alıp saklamak.
* Karşılamak, denk gelmek.
kapan * Bazıhayvanlarıyakalamak için kullanılan, hayvanın ayağının değmesiyle işleyen tuzak.
* Düzen, hile.
* Pazara satılmak üzere gelen yiyecek maddelerinin tartıldığıresmî büyük kantar ve bu kantarın bulunduğu
yer.
kapan duygu * Yalnız başına ilerleyen, öbür hastalıklıdurumlara bağlı olmayan hastalık, idiopati.
kapan kapana * Alıcısıçok.
kapan kapana * bir şeyin yağma edildiğini veya çok ucuz fiyatla satıldığınıanlatır.
kapan kurmak * bir hayvanıtuzağa düşürmek için kapan hazırlamak.
kapana düşmek (girmek, kısılmak, kaymak, tutulmak veya yakalanmak) * içinden çıkılmaz bir duruma düşmek, ele geçmek.
kapana düşürmek (veya kıstırmak) * hile ile yakalamak.
kapana sıkıştırmak * birini zor durumda bırakmak.
* birini düzenle ele geçirmek.
kapanca * Küçük kapan.
* Düzen, hile.
kapanca * Tütün fidelerini örtmek için kullanılan hasır veya ottan örtü.
kapancı * Kapanın başında bulunan görevli, tartıcı.
kapanık * Kapanmış.
* İç karartıcı, ruh sıkıcı.
* Kaçınık.
kapanıklık * Kapanık olma durumu.
* İç karartıcı olma durumu.
kapanın elinde kalmak * çok istenir ve aranır olmak.
* bir şeyden ancak çabuk davranabilenler yararlanmak.
kapanış * Kapanmak işi veya biçimi.
kapaniçe * Padişah ve yüksek rütbeli din ve devlet görevlilerinin giydiği kolsuz, genişyakalıkürk.
kapanma * Kapanmak işi.
kapanmak * Kapalıduruma gelmek.
* Dışarı ile ilişiğini kesmek.
* Çalışamaz, etkinliğini sürdüremez duruma getirilmek.
* Son verilmek, kesilmek.
* Yüzü, gövdesi bir yere gelecek biçimde eğilmek.
* Tatile girmek.
* (yara için) İyileşmek.
* (göz için) Kör olmak.
* Gökyüzü bulutlanmak.
kapantı * Patlayıcıünsüzün oluşmasından önceki boğumlanma noktasının kapanması: Kap, kat, top gibi.
kapari * Yemişinden turşu yapılan gebre otunun bir adı.
kaparo * Pey akçesi.
kaparo vermek * bir kimseye pazarlığında anlaşılmış bir paranın küçük bir bölümünü önceden vermek.
kaparolu * Kaparosu olan.
kaparosuz * Kaparosu olmayan.
kaparoz * Yolsuzca veya zorla elde edilen mal.
kaparozcu * Yolsuzca veya zorla birinin malınıele geçiren (kimse).
kaparozculuk * Kaparozcu olma durumu.
kaparozlama * Kaparozlamak işi.
kaparozlamak * Yolsuzca veya zorla birinin malınıele geçirmek.
kapasite * (bir şeyi )İçine alma, sığdırma sınırı, kapsama gücü.
* Bir kondansatörün elektrik yığma sınırı, sığa.
* Anlama, kavrama yeteneği.
kapasiteli * Kapasitesi olan.
kapasitesiz * Kapasitesi olmayan.

Bir yanıt yazın