kendini bir şey sanmak | * kendini olduğundan çok değerli görmek. |
kendini bir yerde bulmak | * farkında olmadan bir yere ulaşmışolamak. |
kendini bulmak | * kişilik kazanmak. * maddî ve ruhî konularda durumunu düzeltmek. * Bkz. kendine gelmek. |
kendini dar etmek | * sıkıntıveren bir yer veya durumdan güçlükle kurtulmak. |
kendini dev aynasında görmek | * kendini olduğundan çok üstün görmek. |
kendini dinlemek | * hastalık kuruntusu içinde bulunmak. * yalnız, sakin kalmak. |
kendini dirhem dirhem satmak | * çok nazlıdavranmak, ağırdan almak. |
kendini düşünmek | * daima kendi çıkarınıkollamak, egoistçe davranmak. |
kendini ele vermek | * yaptığı bir davranışveya söylediği bir sözle kendi suçunu ortaya çıkarmak. |
kendini fasulye gibi nimetten saymak | * kendini çok önemli biri gibi görmek. |
kendini göstermek | * beğenilecek niteliklerini ortaya koymak. * ortaya çıkmak, belirmek. * pas alabilmek için boşalana kaçmak. |
kendini harap etmek | * sıkıntıveya üzüntüden perişan olmak. |
kendini hissettirmek | * varlığını belli etmek. |
kendini kapıdışında bulmak | * kovulmak, işten atılmak, bir yerden istenmeden uzaklaştırılmak. |
kendini kaptırmak | * bir şeyin etkisinden kurtulamayacak duruma düşmek. * uğraşmaya başladığı bir işten kendini kurtaramamak. |
kendini kaybetmek | * bayılmak. * aşırıduygulanma dolayısıyla çevrede olup bitenin farkına varamamak. |
kendini matah sanmak | * kendini olduğundan daha fazla değerli kabul etmek. |
kendini naza çekmek | * nazlanmak. |
kendini paralamak | * çok çaba ve özen göstermek. |
kendini satmak | * kendisinde olmayan iyi nitelikleri varmışgibi göstermek. |
kendini sıkmak | * kendini zorlamak, çaba göstermek. |
kendini tartmak | * ne durumda olduğunu öğrenmek için kendini yoklamak. |
kendini toparlamak (veya toplamak) | * herhangi bir konuda eskiden kötü olan durumunu düzeltmek. * bir konuda dikkatini yoğunlaştırmak. * şişmanlamak, sağlığına kavuşmak. |
kendini tutamamak | * bir durum karşısında sessiz ve heyecansız kalamamak; kendine hâkim olamamak. |
kendini tutmak | * kendine hâkim olmak; dayanmak, sabretmek. |
kendini vermek (vurmak veya çalmak) | * bir şeye bütün varlığıyla bağlanmak, başka her şeyle ilgisini kesip, tek şeyle aşırıölçüde ilgilenmek. |
kendini yiyip bitirmek | * Bkz. kendi kendini yemek. |
kendini yoklamak | * duygu, düşünce ve beden bakımından kontrol etmek. |
kendir | * Kenevir. * Kenevirden yapılmış. |
kendircilik | * Kendir yetiştirme işi. |
kendirgiller | * İki çeneklilerden, kendir, şerbetçi otu, Hint keneviri gibi bitkileri içine alan bir familya. |
kendirik | * Deriden veya çadır bezinden yapılan ve hamur tahtasının altına serilen yaygı. |
kendisince | * Bkz. kendince. |
kene | * Koyun, köpek, at gibi hayvanların veya insanların derisinde asalak olarak yaşayan, bulaşıcıhastalıklara sebep olan böceklerin genel adı, sakırga. |
kene ağacı | * Kene otu. |
kene gibi yapışmak | * istenmediği hâlde birinin peşini bırakmamak, yakasını bırakmamak. |
kene göz | * Çok küçük gözlü (kimse). |
kene otu | * Sütleğengillerden, tropik bölgelerde yetişen, ağaç veya ağaççık durumunu alabilen, tohumlarından koyu bir bitkisel yağelde edilen, bir yıllık otsu bitki (Ricinus communis). |
kenef | * Ayak yolu. * Pis, berbat. |
keneler | * Eklem bacaklıhayvanlardan, örümceğimsiler sınıfına giren bir takım. |
kenet | * İki sert cismi birbirine bağlamaya yarayan, iki ucu sivri ve kıvrık metal parça. |
kenet etmek | * kenetle birbirine bağlamak. |
kenet gibi yapışmak | * çok yakın dost olmak, sıkıfıkı olmak. |
kenet mili | * Çatıve öteki parçaların birleştirilmesinde kullanılan metal perçinler. |
kenetleme | * Kenetlemek işi. |
kenetlemek | * Kenetle tutturmak veya kenetle birbirine bağlamak. * Birbirine geçirerek bağlamak. * Sıkıca birbirinin üzerine kapamak. |
kenetleniş | * Kenetlenmek işi veya biçimi. |
kenetlenme | * Kenetlenmek işi. |
kenetlenmek | * Kenetlemek işi yapılmak. * Bir konuda aynıtutum ve davranışı göstermek. * Açılamayacak biçimde sıkıca birbirinin üzerine kapanmak. |
kenetli | * Kenedi olan. * Kenetle birbirine bağlanmış bulunan, kenetlenmişolan. * Birbirinin içine geçerek sıkıca kapanmış. |
Kategoriler