Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 117

kocakarı * Yaşlıkadın.
* Anne.
kocakarı ilâcı * Hekim olmayan kimselerin yaptıklarıveya salık verdikleri, hekimlikte kullanılmayan ilâç.
kocakarımasalı * Avutucu ve eğlendirici nitelikli masal.
kocakarısoğuğu * İlkbaharda belli günlere rastlayan soğuk havalar.
kocakarılığıtutmak * geçimsiz, inatçı, şirret bir kocakarı gibi davranmak.
kocakarılık * Kocakarı olma durumu.
* Aksi, suratsız, geçimsiz, yaşlı bir kadın gibi olma.
kocalı * Kocası olan, evli (kadın).
kocalık * Bir kadına koca olma durumu.
* Yaşı ilerlemişolma durumu.
kocalma * Kocalmak işi.
kocalmak * Yaşlanmak, kocamak.
kocaltma * Kocaltmak işi veya durumu.
kocaltmak * Kocamasına yol açmak, yaşlandırmak.
kocama * Kocamak işi.
kocamak * Yaşı ilerlemek, yaşlanmak, ihtiyarlamak.
kocaman * Çok iri, büyük, koca.
* Yaşça büyük olan.
kocaman kocaman * Büyük büyük, koca koca.
kocamanca * Biraz kocaman, irice.
kocamanlaştırma * Kocamanlaştırmak işi.
kocamanlaştırmak * Kocaman duruma getirmek.
kocaoğlan * Ayı.
kocasız * Kocası olmayan (kadın).
kocasızlık * Kocasız olma durumu.
kocatma * Kocatmak işi.
kocatmak * Kocaltmak.
kocaya gitmek * evlenmek.
kocaya kaçmak * (kız için) ailesinin izni olmadan ve nikâhlanmadan bir erkekle kaçmak.
kocaya varmak * (kız, kadın) evlenmek.
kocaya vermek * (kız veya kadını) evlendirmek.
kocayış * Kocamak işi veya biçimi.
Koç * Zodyak üzerinde Balık ile Boğa burçlarıarasında bulunan burç. Zodyak.
koç * Damızlık erkek koyun.
* Sağlıklı.gürbüz genç erkek.
koç * Çalıştırıcı.
koç burunlu * Burnu alnıyla aynıdoğrultuda ve kemerli olan.
koç katımı * Koçların güzün çiftleşmek için koyunların arasına salınması, bu işin yapıldığımevsim.
koç katımıfırtınası * Koç katımı günlerinde çıkan fırtına.
koç yiğit * Yakışıklı, genç ve gürbüz delikanlı.
koç yumurtası * Kasaplık hayvanların erkeklik bezleri.
koçak * (erkek için) Yürekli, yiğit, kabadayı.
* Eli açık, cömert.
koçaklama * Halk edebiyatında biçimi ne olursa olsun, konusu yiğitlik, savaş, kahramanlık olan veya bir kahramanı
öven, kahramanlık duygularınıcanlandıran şiir, yiğitleme.
koçan * Marul, lâhana gibi sebzelerde yaprakların çıktığısert gövde.
* Mısırın tanelerini taşıyan, üzeri yaprakla sarılı, püsküllü meyvesi; mısırın taneleri atıldıktan sonra kalan sert
bölüm.
* Defter biçimindeki makbuz ve biletlerin zımbalı bölümü koparıldıktan sonra cilde bağlıkalan parçası.
* Tapu senedi.
koçan bağlamak * (mısır için) koçan oluşmak.
koçancı * Koçan işleriyle uğraşan kimse.
koçancılık * Koçancının işi.
koçbaşı * XV. yüzyılın sonuna kadar kullanılan, kuşatılan bir şehrin veya kalenin sur ve kapılarınıyıkmaya yarayan,
ön tarafıkoç başına benzeyen ağır direk.
koçboynuzu * Üzerine ip iliştirmeye yarayan, iki kulaklıağaç veya metal çengel.
koçkar * Dövüşiçin yetiştirilmişiri koç.
koçlanma * Koçlanmak işi.
koçlanmak * Gelişerek koç durumuna gelmek.
* Koç gibi sert ve atak duruma gelmek, yiğitlenmek.
koçma * Koçmak işi veya durumu.
koçmak * Kucaklamak.
* Cinsel ilişkide bulunmak.

Bir yanıt yazın