Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 125

kompozisyon * Ayrıayrıparçaları bir araya getirerek bir bütün oluşturma biçimi ve işi.
* Öğrencilere duygu ve tasarımlarınısıraya koyup açık, etkili bir biçimde anlatmalarınıöğretmek amacını
güden ders, bu dersle ilgili yazılıçalışma, tahrir, kitabet.
kompozitör * Besteci.
komprador * Aracı.
* Uzak Doğu ülkelerinde yabancı ortaklıklar hesabına işsözleşmesi yapan yerli aracı.
kompres * Yaraların bakımında veya başka bir maksatla kullanılan, birkaç kat katlanmış bez.
kompresör * Bir akışkanıveya gazı, gereken basınca göre sıkıştırmaya yarayan alet, sıkmaç.
* Yol yapımında, dökülen çakılları, kumları bastırıp sıkıştırmak için kullanılan ağır silindirli araç.
komprime * Çoğu kez yassıveya silindir biçiminde katı ilâç, hap.
* Bir konuyla ilgili olarak derinliği olmayan kalıplaşmış bilgi.
kompüter * Bilgisayar.
komşu * Konutlarıyakın olan kimselerin birbirine göre aldıklarıad.
* Sınır ortaklığı bulunan, mücavir.
komşu açı * Tepeleri ve birer kenarları ortak olan iki açıdan her biri.
komşu hatırı * Komşular arasında gözetilen saygı.
komşu kapısı * Pek yakın sayılan yer.
komşu kapısına çevirmek * yakın olmadığıve sık sık uğranılması gerekmediği hâlde bir yere çok sık gitmek.
komşu komşunun külüne (veya tütününe) muhtaçtır * komşular birbirlerine en küçük şey için bile muhtaçtırlar.
komşuda pişer, bize de düşer * insanların, çevresindekilerin kazancından yararlanma umudunu anlatır.
komşuluk * Komşu olma durumu.
* Komşularla olan ilişki.
komşuluk etmek (veya yapmak) * komşular arasında ilişki kurmak, görüşmek.
komşunun tavuğu komşuya kaz (karısıkız) görünür * başka bir kimsenin malı bize olduğundan daha değerli görünür.
komut * Askerlere, izcilere, öğrencilere jimnastik çalışmalarında veya bir tören sırasında bir durumdan başka bir
durma geçmeleri için verilen buyruk, emir.
komut vermek * herhangi bir davranış, hareket vb. için buyrukta bulunmak.
komuta * Askerî birliği ve onunla ilgili işleri yönetme görevi, kumanda.
komuta etmek * (askerlikte) yönetmek, kumanda etmek.
komutan * Bir asker topluluğunun başı, kumandan.
komutanlık * Komutanın görevi veya makamı, kumandanlık.
komünikasyon * İletişim, haberleşme.
komünist * Komünizm yanlısı.
komünistlik * Komünizm.
komünizm * Bütün malların ortaklaşa kullanıldığıve özel mülkiyetin olmadığıtoplum düzeni.
* Böyle bir düzenin kurulmasınıamaçlayan siyasî, ekonomik ve toplumsal öğreti.
komütatör * Bir elektrik akımının yönünü değiştirmeye yarayan araç, anahtar, çevirici.
kona göçe * Dura kalka.
* Yolculukta konaklayarak, geziye zaman zaman ara vererek.
konak * Büyük ve gösterişli ev.
* Hükûmet işlerinin görüldüğü yapı.
* Araba veya hayvanla bir günde alınan yol.
* Yolculukta geceyi geçirmek için inilen, konaklanılan yer.
* Konakçı.
* Misafir.
konak * Kundak çocuklarının başlarında görülen kepek tabakası.
* Gözde oluşan ince tabaka.
konak gibi * büyük ve gösterişli (ev).
konak yavrusu * Konağıandıran ev.
konakçı * Toplu olarak yapılan yolculukta konak yeri sağlamakla görevli kimse.
* Sefere çıkan askerlerin önünden gidip konak yeri sağlamakla görevli subay.
* Asalağın erginini veya gelişim evrelerinden herhangi birini taşıyan canlı, konak.
konaklama * Konaklamak işi.
konaklamak * Yolculuk sırasında bir yerde kalıp geceyi geçirmek.
konaklık * Konak olmaya uygun yer.
* Konak kadar alınan yol.
konalga * Göçebe ve yolcuların yolculuk veya göç sırasında konakladıklarısulu ve otlu yer, konak yeri.
konargöçer * Göçebe bir hayat süren, sürekli bir yere yerleşmeyen (aşiret, oba vb.).
konca * Bkz. gonca.
koncolos * karakoncolos sözünde geçer.
konç * Ayağa giyilen şeylerde ayak bileğinden baldıra doğru olan bölüm.
konçerto * Birlikte çalınmak üzere bir çalgıve orkestra için bestelenmişmüzik eseri.
konçina * Oyun kâğıtlarında ikiliden altılıya kadar olan kâğıtlar.
konçlu * Koncu olan.
konçsuz * Koncu olmayan veya koncu kısa olan.
kondansatör * İçinde akımsız elektrik yükü biriktirilen cihaz, yoğunlaç.
kondenseleşme * Yapay reçinelerin oluşumunu ve değişimini sağlayan kimyasal tepkime.
kondisyon * “Şart, durum” anlamlarında bazıterimlerde kullanılır.
* Fiziksel ve ruhsal bakımdan bir sporcunun durumu.
* Erk.
kondisyon aleti * Vücut sağlığınıkorumak ve geliştirmek için kullanılan kondisyon bisikleti, koşu bandı, kürek gibi araç.

Bir yanıt yazın