Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 129

konuklamak * Konuk almak.
* Yemeğe çağırmak.
konukluk * Konuk olma durumu, misafirlik.
konuksever * Konuklarına iyi davranan, onları iyi ağırlayan ve kendisine konuk gelmesinden hoşlanan, misafirperver,
mükrim.
konukseverlik * Konuksever olma durumu, misafirperverlik.
konulma * Konulmak işi.
konulmak * Koymak veya konmak işi yapılmak.
konulu * Konusu olan, mevzulu.
konum * Bir kimsenin veya bir şeyin bir yerdeki durumu veya duruş biçimi, pozisyon.
* Durum, yer, vaziyet, pozisyon.
* Yeryüzünde bir noktanın, enlem ve boylamların yardımıyla bulunan yeri.
* Bir şehrin uzak ve yakın çevresiyle her türlü ilişkisini sağlayan ve şehrin gelişmesini etkileyen coğrafî
şartlarının bütünü.
konumlama * Konumlamak işi.
konumlamak * Konum durumunu kazanmak.
konumlandırma * Konumlandırmak işi.
konumlandırmak * Bir ürünü veya hizmeti rakiplerinden ayırmak için pazarlama çalışmasıyapmak.
konumlanma * Konumlanmak işi.
konumlanmak * Yerleşmek, yer almak.
konur * Esmer, açık kestane renginde olan.
konur al * Kumral.
konusuz * Konusu olmayan, mevzusuz.
konuş * Konmak işi veya biçimi.
* Konum.
* Bütün imkânlar göz önünde tutularak kara, hava ve deniz birliklerinin yerleştirilmesi biçimi.
konuşkan * Konuşmayı, lâkırdıyıseven, çok konuşan.
konuşkanlık * Konuşkan olma özelliği.
konuşlandırma * Konuşlandırmak işi veya durumu.
konuşlandırmak * Savaş araç ve gereçlerini stratejik bir bölgede toplamak.
konuşlanma * Konuşlanmak işi veya durumu.
konuşlanmak * Belli bir yere veya bölgeye mevzilenmek.
konuşma * Konuşmak işi.
* Görüşme, danışma, müzakere.
* Dinleyicilere bilim, sanat, edebiyat gibi bir konuda bilgi vermek için yapılan konuşma, konferans.
konuşma bozukluğu * Bazısesleri gereği gibi çıkaramamaktan ileri gelen söyleyiş, kötü telâffuz etme.
konuşma dili * Günlük yaşayışta kullanılan ve yazıdilinden az çok farklarla ayrılmış bulunan dil.
konuşma güçlüğü * Bazıkonuşma organlarının gereği gibi çalışmamasısebebiyle rahat ifade edememe.
konuşma korkusu * Tutukluk.
konuşma merkezi * Beynin, konuşma işlevini denetleyen bölümü.
konuşma yapmak * topluluk karşısında bir konuda konuşmak.
konuşma yetersizliği * Beklenen düzeyde veya yeterli ölçüde konuşamama.
konuşmacı * Bir toplulukta konuşan kimse, hatip, konferansçı.
konuşmak * Bir dilin kelimeleriyle düşüncesini anlatmak.
* Belli bir konudan söz etmek.
* Bir konuda karşılıklısöz etmek, sohbet etmek.
* Söylev vermek, konuşma yapmak.
* Konuşma dili olarak kullanmak.
* Düşüncesini herhangi bir araç kullanarak anlatmak.
* İlişki kurmak veya ilişkiyi sürdürmek.
* Belli bir biçimde söylemek.
* Geçerli olmak, etkin olmak.
* Şık ve zarif görünmek.
* Flört etmek.
* Becermek, uzman gibi yapabilmek.
* Dargın bulunmamak.
konuşmama hakkı * Adlî makamlarda suçluya tanınan ifade vermeme hakkı.
konuşmaya dalmak * başka şeylerle ilişkiyi keserek belli bir konudan söz etmek.
konuşturma * Konuşturmak işi.
konuşturmak * Konuşmasını sağlamak, konuşmasına yol açmak.
* Bir müzik aracınıçok güzel çalmak.
konuşu * Kolokyum.
konuşucu * Kusursuz, düzgün, güzel, tatlısöz söylemesini bilen.
konuşulma * Konuşulmak işi.
konuşulmak * Konuşmak işine konu olmak.
* Herhangi biri konuşmak.
konuşumluk * Bir konuşma süresi miktarı.
konut * Bir insanın yatıp kalktığı, işzamanıdışında kaldığıveya tüzel kişiliği olan bir kuruluşun bulunduğu ev,
apartman gibi yer, mesken, ikametgâh.
konut * Bir bilimin kuruluşunda temel görevi görmekle birlikte belik’ten daha az olma ve tanımlanmayan ilkel
gerçek, koyut, postulat: Eukleides’in “bir noktadan bir doğruya ancak bir parelel çizilebilir” yolundaki konutu gibi.
konut belgesi * Yurttaşların bazıresmî işlerini yürütürken gerekli olan, oturduklarıyerin muhtarından aldıkları belge,
ikametgâh ilmühaberi.
konut dokunulmazlığı * Belli hukukî şartların dışında, kişilere ait konutlara girilmemesi, arama yapılmamasıve eşyaya el
konulmamasıdurumu.
konut fonu * Toplu konut yapımı için devletçe oluşturulan fon.
konut kredisi * Konut almak için banka vb. kurumlardan belli bir vadeye yayılmışolarak ödünç alınan para.
konutlanmak * Konut olarak kullanmak.

Bir yanıt yazın