Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 5

lâleli * Lâle bulunan veya yetiştirilen (yer).
* Üzerinde lâle deseni veya motifi bulunan.
lâlelik * Osmanlıseramik ve cam sanatının güzel örneklerinden olan ve içine lâle konulan vazo.
lâlettayin * Ayırt etmeksizin, gelişigüzel, özensiz, rastgele.
lâlezar * Lâle yetiştirilen yer, lâle bahçesi.
lâlüebkem * Dili tutulmuş, konuşamaz hâle gelmiş, dilsiz.
lâm * Arap alfabesinde l harfinin adı.
* Ebcet hesabında otuz sayısının adı.
lâm * Mikroskopta incelenecek maddelerin üzerine konulduğu dar, uzun cam parçası.
* Dar, çok ince metal parça.
lâm elif çevirmek (veya çizmek) * kısa bir süre dolaşıp gelmek.
lâma * Gevişgetirenlerden, Güney Amerika’nın dağlık bölgelerinde yaşayan, yük hayvanı olarak kullanılan,
karadan aka kadar türlü renklerde olabilen, tüyleri uzun, boyu yüksek, boynu uzun hayvan (Lama).
lâma * Tibetlilerde ve Moğollarda Buddha rahibi. Lâmaların en büyüğüne dalay lâma denir.
lâmacı * Lâmacılık yanlısı olan (kimse).
lâmacılık * Budizmin Orta Asya ve özellikle Tibet’te yaşayan biçimi.
* Tibet Budizminde oluşan hiyerarşik düzen.
lâmaist * Lâmacı.
lâmaizm * Lâmacılık.
lâmba * Petrol gibi yanıcı bir madde yakarak veya elektrik akımıyla içindeki teller akkor durumuna geçerek ışık
veren alet.
* Radyo alıcılarında ve televizyon yayınlarında kullanılan, havası boşaltılmışveya içine düşük basınçlı bir gaz
doldurulmuş cam, seramik veya çelikten ampul.
* Kapı, pencere kenarlarına açılan, genellikle dik açılı girinti.
lâmba açmak * kapı; pencere kenarlarında genellikle dik açılı girinti açmak.
lâmba karpuzu * Işığıyumuşatmak için lâmbalara geçirilen, mat camdan, basık vazo biçiminde nesne.
lâmbada * Güney Amerika’da yapılan bir dans.
lâmbada dansı * Bkz. lâmbada.
lâmbalama * Lâmbalamak işi.
lâmbalamak * Lâmba ışığıyla incelemek.
* Kapıve pencere kenarlarına girinti açmak.
lâmbalı * Herhangi bir sayıda lâmbası olan.
* Lâmba ile çalışan.
* Birbirinin içine geçebilecek biçimde yapılmış.
lâmbalık * Eski evlerde lâmba koyacak veya takılacak yer.
* Bir lâmbanın alabileceği kadar.
lâmbasız * Lâmbası olmayan.
lâmbayıaçmak * ışığıyakmak.
* lâmbanın fitilini yükseltip ışığınıçoğaltmak.
lâmbri * Bir yapının iç duvar kaplaması.
* Tavan kaplaması.
lâme * Dokusunda çoğunlukla gümüşve altın renginde tel bulunan (kumaş) veya metal parlaklığıverilmiş(deri).
* Böyle bir kumaşveya deriden yapılmışolan.
lâmekân * Mekânı olmayan, mekânsız (Allah’ın sıfatlarından).
* Yersiz yurtsuz, belli bir adresi olmayan.
lâmekân takımı * Yersiz yurtsuz, adresi belirsiz kişiler topluluğu.
lâmel * Mikroskopla yapılan incelemede bazen lâmların üstüne kapatılan dört köşe, küçük ve ince cam parçası.
* Çok ince tabaka.
lâmıcimi yok * değişmez, kesin, başka yolu yok.
lâminarya * Bütün denizlerde yetişen, sarıveya esmer renkte, emici köklerle kayalara tutunan, uzun şeritler durumunda
bir deniz yosunu (Laminaria).
lâmise * Dokunum.
* Duyarga.
* Anten.
lan * Ulan sözünün kısa söylenişi, kaba hitap, ey.
lânarkit * Hidratlıdoğal kurşun sülfat.
lândo * Dört tekerlekli, içinde dingillere paralel olarak düzenlenmişkarşılıklı iki oturma sırası bulunan, üstü açılıp
kapanabilen çift körüklü binek arabası.
lândon * Bkz. lândo.
lânet * Tanrı’nın sevgi ve ilgisinden mahrum olma, beddua.
* Ters, berbat, çok kötü.
lânet etmek * ilenmek, kötülüğünü istemek.
lânet okumak * bir kimsenin Tanrı’nın merhametinden mahrum kalmasınıdilemek.
lânet olsun! * ilenme sözü olarak kullanılır.
lânetleme * Lânetlemek işi.
* Lânetlenmiş.
lânetlemek * Kargımak, lânet etmek.
* (Tanrı) Merhametinden mahrum bırakmak.
* Dinden kovmak.
lânetlenme * Lânetlenmek işi.
lânetlenmek * Lânet edilmek, lânete uğramak.
lânetli * Lânetlenmiş, kargınmış, kargışlı, mel’un.
langır lungur * Metalsi bir ses çıkararak.
* Dikkatsizce, savruk bir biçimde.
lângırt * Dikdörtgen masa üzerinde türlü aletleri yönetmek yoluyla küçük bilyeleri belirli deliklere sokmak veya bu
deliklere girmesini önlemek amacına dayanan oyun.
lângur * Maymunlardan, Hindistan’da yaşayan, kül rengi veya kırmızıya çalan sarıtüylü, büyük bir maymun
(Presbytis entellus).
lângust * Kabuklulardan, makasları olmaması, duyargalarının daha uzun ve güçlü olmasıyla istakozdan ayrılan, eti
için avlanan bir deniz hayvanı(Palinurus vulgaris).

Bir yanıt yazın