Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 11

levazımat * Gerekenler, lâzım olan şeyler.
* Askerî araç gereçlerin tümü.
levazımatçı * Levazımat satan veya alan kimse.
* Öleni gömmek için gerekli malzemeyi satan kimse.
levazımcı * Levazım sınıfından olan kimse.
levazımcılık * Levazımcının görevi.
levendane * Levende yakışır biçimde, yakışıklıve gösterişli bir tarzda.
levent * Osmanlıdonanmasında ve kıyılarında görev yapan asker sınıfı.
* Boylu boslu, yakışıklı(kimse).
* Boyca uzun olan.
leventlik * Levent olma durumu.
* Levendin görevi.
levha * Bir yere asılmak için yazılmışyazı, safiha.
* Tablo, resim.
* Tabelâ.
levhacı * Levha yapan veya satan kimse.
levhacık * Çok ince ve çok küçük levha.
levhacılık * Levhacının yaptığı işveya mesleği.
levrek * Levrekgillerden, eti beyaz, üzeri pullu iri bir balık (Labrax labrax).
levrekgiller * Kemikli balıklardan, bir bölümü tatlısularda yaşayan, yüzgeçleri dikenli bir familya.
levüloz * Balda ve birçok meyvede bulunan bir tür şeker, meyve şekeri, früktoz.
levye * Bir mekanizmanın kumanda kolu.
* Bir şeyi yerinden oynatmak, kaldırmak, harekete geçirmek, gevşetmek vb. için kullanılan, kaldıraca benzer
araç.
ley * Rumen para birimi.
-leyin * İsimlerden zaman zarfıtüreten ve ses uyumuna uymayan ek (vurgusuz): sabah-leyin, akşam-leyin, geceleyin vb.
leylâk * Zeytingillerden, yapraklarıkarşılıklı bir ağaççık (Syringa vulgaris).
* Bu ağacın koni durumunda toplanmış, beyaz, eflâtun veya pembe renkte, güzel kokulu çiçekleri.
leylâkî * Leylâk renginde olan.
leyleği havada görmek * çok gezenlere takılmak için söylenir.
leyleğin (yuvadan) attığıyavru * çevresinde gereği kadar ilgi görmeyen kimse.
leyleğin ömrü (veya günü) lâklâkla geçer * boş, anlamsız konuşanların durumunu anlatmak için söylenir.
leylek * Leyleksilerden, kışın tropikal Afrika’da yaşayan, siyah telekli, uzun gagalı, uzun bacaklı, büyük, beyaz,
göçmen kuş(Ciconia ciconia).
leylek gibi * zayıf ve uzun bacaklı.
leylekgagası * Bir çizimin oranları, bozulmadan daha küçük veya daha büyük çizimi için kullanılan araç.
leylekgiller * Leyleksilerden bir familya (Ciconiidae).
leylekler * Leyleksiler takımının bir alt takımı(Ciconiiformes).
leyleksiler * Kuşlar sınıfından leylekler, sümsükgiller, balıkçıllar ve flâmanları içine alan omurgalıhayvanlar takımı.
leylî * Yatılı.
* Geceye özgü.
leylî meccanî * Parasız yatılı.
lezar * Kertenkele derisinin sepilenmesiyle elde edilen bir tür deri.
lezbiyen * Eş cinsel, sevici kadın.
lezbiyenizm * Kadınlar arasıeş cinsellik, sevicilik.
lezbiyenlik * Lezbiyen olma durumu.
leziz * Tadı güzel, lezzetli.
* Hoş, güzel, zevkli, lâtif.
lezyon * Bkz. doku bozukluğu.
lezzet * Ağız yoluyla alınan tat.
* Herhangi bir şey karşısında duyulan zevk, haz.
lezzet almak * hoşlanmak.
lezzetlendirme * Lezzetlendirmek işi.
lezzetlendirmek * Tat vermek; lezzetlenmesini sağlamak.
lezzetlenme * Lezzetlenmek işi.
lezzetlenmek * İyi bir tat kazanmak, tat verilmek, lezzetli bir duruma gelmek.
lezzetli * Tadı güzel.
* Zevkli, haz dolu.
lezzetlilik * Tadı güzel olma durumu.
lezzetsiz * Tadı güzel olmayan, tatsız.
lezzetsizlik * Tatsız olma durumu.
-lı/ -li, / -lu / -lü * İsimden sıfat türeten ek: tat-lı, biber-li, tuz-lu, bilgi-li, görgü-lü, sözlü, yaş-lıvb.
lığ * Alüvyon.
lığlama * Lığlamak işi.
lığlamak * Sel, akarsu, ince çamur, birikinti getirip yığmak.

Bir yanıt yazın