Kategoriler
L SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük L Sayfa 17

lopur lopur * Lopur sesi çıkararak.
lor * Bir tür taze, yumuşak ve tuzsuz beyaz peynir.
lorentiyum * Atom numarası103 olan, 1961 ‘de Berkeley’de kaliforniyum atomlarının bor çekirdekleriyle
bombardımanından elde edilen yapma element. KısaltmasıLr (eskiden Lw).
lort * İngitere’de babadan oğula veya ailenin ilk erkek kişisine geçen veya kral tarafından bağışlanan soyluluk
unvanı.
* Lortlar Kamarasıüyesi.
* Çok zengin kimse.
* Sükseli, kalantor, gösterişli (kimse).
lort gibi * bolluk içinde ve rahat bir biçimde.
lorta * Ayakkabıkalı bının çapı.
lortlar kamarası * İngiliz parlâmentosunda senato.
lostra * Ayakkabı boyama.
lostra salonu * Ayakkabı boyanılan yer.
lostracı * Lostra salonunda çalışan ayakkabı boyacısı.
lostromo * Ticaret gemilerinde tayfaların başı.
lostromoluk * Lostromonun yaptığı iş.
losyon * Deri ve saç bakımında kullanılan alkollü veya alkolsüz, kokulu sıvı.
loş * Yeterince aydınlık olmayan, yarıkaranlık, az ışık alan.
* Az ışık veren.
loşça * Az ışık almış, yarıkaranlık.
loşlaşma * Loşlaşmak işi.
loşlaşmak * Loşduruma gelmek.
loşlaştırma * Loşlaştırmak işi.
loşlaştırmak * Loş bir duruma getirmek.
loşluk * Loşolma durumu.
lota * Tatlısularda yaşayan, bir tür gelincik balığı(Lota vulgaris).
lotarya * Ad veya numara çekilerek oynanan şans oyunlarının genel adı.
lotaryacı * Lotarya yolu ile kazanç sağlayan kimse.
lotaryacılık * Lotarya oynatma işi.
lotus * Nilüfer cinsinden birçok bitkiye verilen genel ad.
lök * Bir tür erkek deve.
lök * Kireç, zeytinyağı, pamuk ve yumurta akının karıştırılmasından elde edilen, kırık, çatlak çanak çömlekleri,
künkleri birleştirmekte kullanılan macun, lökün.
lök gibi oturmak (veya çökmek, dikilmek) * bir yere bütün heybetiyle, ağırlığıyla oturmak (veya çökmek, dikilmek).
lökleme * Löklemek işi.
löklemek * Lökle yapıştırmak.
lökoplâst * Bitki hücrelerinde veya bazıkamçılılarda sitoplazma içinde bulunan ve genellikle nişasta taneciğini
oluşturan cisimcik.
lökosit * Akyuvar.
lökoz * Lösemi durumu.
lökün * Bkz. Lök.
löp * İri ve yumuşak.
löp löp * İri ve yumuşak olan.
löpür * Bir şeyi yerken veya yutarken çıkan ses.
löpür löpür * Löpür sesi çıkararak.
lös * En çok vadilerde, yamaçlarda bulunan, kil ve kum karışımı, sarırenkli verimli balçık.
lösemi * Bkz. kan kanseri.
lösemit * Lösemilerde görülen deri belirtileri.
Lr * Lorentiyum’un kısaltması.
Lu * Lütesyum’un kısaltması.
-lu * Bkz. -lı/ -li.
-lu * Bkz. -ılı/ -ili.
-luk * Bkz. -lık / -lik.
lûmbago * Soğuğun etkisiyle veya bir bükülme sonucunda, bel bölgesinde birdenbire beliren ağrı.
lûnapark * Türlü eğlence ve oyun kuruluşları bulunan alan.
lup * Büyüteç.
lustrin * Parlak kumaşkullanılarak yapılmış bir ayakkabıtürü.

Bir yanıt yazın