Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 1

M * Romen rakamlarında 1000 sayısını gösterir.
m * Metrenin kısaltması.
-m * Fiilden isim türeten ek.
-m * Teklik I. kişi iyelik eki.
-m * Bazıfiil çekimlerinde teklik 1. kişi eki.
m, M * Türk alfabesinin on altıncıharfi. Me adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından genizsi çift dudak ünsüzünü
gösterir.
-ma- / -me- * Fiillerin olumsuzluk çatılarınıkuran vurgusuz ek.
-ma / -me * Fiilden isim ve sıfat türeten vurgulu ek.
* İşisimleri: oku-ma, yaz-ma, gel-me, git-me vb.
* Somut isimler: dol-ma, kaz-ma, kapa-ma, dondur-ma, çek-me vb.
* Sıfatlar: as-ma (köprü), em-me bas-ma (tulumba), göm-me (dolap) vb.
maada * -den başka, gayri.
maaile * Ailece, ev halkıyla birlikte.
maalesef * “Üzülerek söylüyorum ki, ne yazık ki” anlamında kullanılır.
maalmemnuniye * İsteye isteye, seve seve, memnunlukla, memnuniyetle.
maarif * Bilgi ve kültür.
* Öğretim ve eğitim sistemi.
maarifçi * Öğretim ve eğitim kurum veya kuruluşlarında çalışan kimse.
maaş * Aylık.
maaşalmak * aylık almak.
maaş bağlamak * aylık bağlamak.
maaş bordrosu * Çalışanların bir aylık hizmet bedelini, vergi matrahınıve kesintileri ile aylık net ücretini gösterir cetvel, aylık
bordro.
maaşvermek * aylık vermek.
maaşa geçmek * aylığa geçmek.
maaşlı * Aylıklı.
maaşsız * Aylıksız.
maatteessüf * “Üzülerek söylüyorum, ne yazık ki…” anlamında kullanılır.
maazallah * Tanrıkorusun, Tanrıesirgesin.
mabat * (bitmemişyazı, roman vb. için) Arka, devam, sonra.
* Kıç.
mabet * Tapınak, ibadet yeri, ibadethane.
* Özel bir konuda, sevgi ve saygı ile bağlanmanın ortaya konulduğu yer.
mabeyin * Ara.
* Eski konaklarda harem ile selâmlık arasındaki daire.
* Padişah sarayı.
* İki kişi arasındaki soğukluk.
mabeyinci * Osmanlıdevletinde padişahların dışarıyla olan ilişkilerine bakan, buyruklarını ilgililere bildiren, bazı
kişilerin dileklerini kendisine ileten görevli.
mabeyincilik * Mabeyincinin görevi.
mablak * Hamur, merhem, boya gibi şeyleri ezip karıştırarak yoğurmak için kullanılan ve bir ucu ele alınacak
biçimde saplı, öbür ucu yassı olan alet.
* Aşure kazanlarınıkarıştırmakta kullanılan, uzun saplıve yayvan uçlu tahta kepçe.
mabude * Çok tanrılıdinlerde kendisine tapınılan dişi tanrı, tanrıça, ilâhe.
* Tapınırcasına sevilen kadın, sevgili.
mabut * Kendisine tapılan varlık, tapacak, tanrı, ilâh.
-maca / -mece * Fiilden isim türeten ek: bul -maca, bil-mece, çek-mece, seç-mece, kes-mece vb.
Macar * Macaristan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse.
* Macaristan veya Macarlarla ilgili olan şey.
Macar biberi * Hafif acıkırmızı biber.
Macar ineği * İyi besiye gelen, eti ve sütü için beslenen bir tür inek.
Macar salamı * Bir tür salam.
Macarca * Macar dili.
Macarlık * Macar olma durumu.
-macasına / -mecesine * Fiilden zarf türeten ek.
macera * Baştan geçen ilginç olay veya olaylar zinciri, serüven, sergüzeşt, avantür.
* Hiç olmayacak gibi görünen iş.
macera aramak * başına geleceklerden habersiz, sonu bilinmeyen, tehlikeli, heyecanlı bir işe girişmek.
maceracı * İlginç ve tehlikeli olayları göze alan, maceraperest.
maceracılık * Serüvencilik.
maceralı * Serüvenli, heyecan veren, karmaşık, olağandışı.
maceraperest * Serüvenci, maceracı.
macerasız * Serüvensiz, heyecan vermeyen, basit, sıradan.
maceraya atılmak * tehlikeli, yorucu, sıkıcıve ne olacağı bilinmeyen bir işe kalkışmak.
macun * Hamur kıvamına getirilmişmadde.
* Boyacılıkta çatlak ve aralıklarıkapamak, camcılıkta camlarıtutturmak için kullanılan hamur kıvamında
karışım.
* Baharlı, tarçınlı, yumuşak ve yapışkan şekerleme.

Bir yanıt yazın