merkezîleşmek | * Merkez durumuna gelmek. |
merkezîleştirme | * Merkezîleştirmek işi. |
merkezîleştirmek | * Otoriteyi ve işi bir merkezde toplamak. |
merkeziyet | * Merkeziyetçilik. |
merkeziyetçi | * Merkeziyetçilik yanlısı olan (kimse) veya merkeziyetçiliğe uygun (iş, yönetim), merkezci. |
merkeziyetçilik | * Otoritenin ve işin tek bir merkezde toplanmasınıamaçlayan görüş, merkezcilik. * Bu görüşe dayanan yönetim biçimi. |
merkezkaç | * Merkezden uzaklaşan, santrifüj. |
merkezkaç kuvvet | * Bir merkez çevresinde dönen bir cismi merkezden uzaklaştıran kuvvet. |
merkezkaçlama | * Bir karışımın bileşenlerini merkezkaç kuvvetiyle ayırma işlemi. |
merkezleme | * Merkezlemek işi veya durumu. |
merkezlemek | * Merkez durumuna getirmek. |
merkezlenme | * Merkezlenmek işi. |
merkezlenmek | * Aynımerkezde toplanmak, temerküz etmek. * Merkezî bir yönetime bağlanmak. |
merkezleşme | * Merkezleşmek işi veya durumu. |
merkezleşmek | * Merkez durumuna gelmek. |
merkezleştirme | * Merkezleştirmek işi. |
merkezleştirmek | * Merkez durumuna getirmek. |
merkum | * Yazılmış. * Adı geçen, az önce anılan (kimse). |
merkûp | * Üzerine binilmişolan. |
Merkür | * Güneşsisteminin Güneş’e en yakın olan gezegeni, Utarit. |
merlanos | * Bir tür mezgit balığı(Merlangus communis). |
mermer | * Birleşiminde %75 ‘ten çok kalsiyum karbonat bulunan, genellikle beyaz, renkli ve damarlısıda olan, cilâlanabilen billûrlaşmışkireç taşı. * Bu taştan yapılmış. |
mermer gibi | * beyaz, parlak, sert ve pürüzsüz. |
mermer kireci | * Mermerden yapılmışkireç. |
mermerci | * Mermer çıkaran, işleyen, satan, mermer ve benzeri taşlardan yapılarda ıslak zemin işleri, mutfak döşemesi, eviye veya mezar taşlarıyapan kimse. |
mermercilik | * Cilâlıyüzeyler elde etmek için sert taşları işleme sanayii. * Mermer işleme sanatı. |
mermerleşme | * Genellikle başkalaşma etkisiyle, kireç taşlarının yeniden billûrlaşma sonucu mermere dönüşmesi. |
mermerleşmek | * Mermer durumuna dönüşmek. |
mermerli | * Mermeri olan. |
mermerlik | * Mermerle döşeli yer. |
mermerşahi | * Tülbent ile patiska arasında ince bir tür pamuklu kumaş. |
mermi | * Ateşli silâhlar tarafından atılan delici, patlayıcımadde, kurşun. |
merserize | * Kimyasal bir yöntemle parlaklık verilmişpamuk ipliği. * Bu iplikle yapılmışolan. |
mersi | * “Teşekkür ederim!”anlamında kullanılır. |
mersin | * Mersingillerden, Güney ve BatıAnadolu dağlarında yetişen, yapraklarıyaz kışyeşil kalan, beyaz çiçekli bir ağaç (Myrtus communis). |
mersin balığı | * Mersin balığı gillerden, ılık denizlerde, göllerde yaşayan, tatlısularda yumurtlayan, yumurtalarından havyar yapılan bir balık (Acipenser sturio). |
mersin balığı giller | * Örneği mersin balığı olan, vücutlarıparlak pullarla veya kemik düğmeciklerle örtülü, çoğu yumurtlama zamanında ırmak ağızlarına gelen iğbiçiminde uzun balıklar familyası. |
mersin balıkları | * Mersin balığı giller familyasını içine alan balıklar takımı. |
mersin morinası | * Mersin balığı gillerden, Karadeniz, Hazar Denizi ve bu denizlere dökülen ırmaklarda yaşayan, yumurtasından havyar yapılan bir balık (Huso huso). |
mersingiller | * İki çeneklilerden, mersin, karanfil, okaliptus gibi yapraklarıalmaşık, çiçekleri genel olarak talkım durumunda bulunan ıtırlı bitkileri içine alan bir familya. |
mersiye | * Ağıt. |
mersiyehan | * Ağıt okuyan, ağıtçı. |
mert | * Yiğit. * Sözünün eri, güvenilir (kimse). |
mertçe | * Erkekçe, yiğitçe, merdane (I). |
mertebe | * Aşama, derece, rütbe. * Evre, safha. |
mertek | * Yapıda kullanılan dört köşe veya yuvarlak, kalınca sırık. |
mertlik | * Yiğitlik, erkeklik. |
meryem ana kandili gibi | * zayıf, yanan (ışık). |
meryem pelesengi | * Kabuklarından aynıadla anılan bir reçine çıkarılan ve Antil adalarında yetişen bir ağaç (Calophyilum calaba). |
meryemana asması | * Bkz. ak asma. |
Kategoriler