meyhaneci otu | * Çobandüdüğü. |
meyhanecilik | * Meyhane işletme işi. |
meyil | * Eğiklik, eğim, akıntı. * Sevme, gönül verme. |
meyil vermek | * eğiklik sağlamak. * sevmek, gönül vermek. |
meyilli | * Bir yana eğimi olan, eğik. * Sevmiş, gönül vermiş, âşık. |
meyilsiz | * Meyli olmayan. |
meyletme | * Meyletmek işi. |
meyletmek | * Eğilmek. * Eğinmek. |
meyli olmak | * beğenmek, sevmek, hoşuna gitmek. |
meymenet | * İyi nitelik, uğur, hayır, bereket. |
meymenetli | * Uğurlu. |
meymenetsiz | * Uğursuz. * Suratsız, kılıksız, huysuz, ters (kimse). |
meymenetsizlik | * Uğursuzluk, kademsizlik, şeamet, nuhuset. |
meyus | * Üzgün. * Umutsuz, karamsar. |
meyus etmek | * üzmek. |
meyus olmak | * üzgün ve umutsuz bir duruma düşmek. |
meyusiyet | * Umutsuzluk, karamsarlık. |
meyve | * Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumlarıtaşıyan organ, yemiş. * Ürün, sonuç, kâr. |
meyve ağacı | * Meyve veren ağaç. |
meyve bahçesi | * İçinde meyve ağaçları olan bahçe. |
meyve dışı | * Meyvelerin derisi. |
meyve ezmesi | * Meyvelerin ezilmesi sonucu elde edilen yiyecek. |
meyve içi | * Meyvelerde, tohumların bulunduğu iç bölüm. |
meyve kabuğu | * Meyvenin dışyüzeyini kaplayan kalın tabaka. |
meyve ortası | * Yemişlerin meyve dışıve meyve içi arasında bulunan sulu ve etli bölümü. |
meyve reçeli | * Meyveden yapılan şekerli tatlı. |
meyve sineği | * Meyvelere musallat olan sinek türü. |
meyve sineğigiller | * Kanatlarında koyu renkli lekeler bulunan bir tür sinek familyası(Trypetidae). |
meyve suyu | * Meyveden elde edilen su. |
meyve şekeri | * Bkz. levüloz. |
meyve yaprak | * Çiçeğin, döllenmeden sonra yemişi oluşturan yaprağı. |
meyveci | * Meyve yetiştiren veya satan kimse, yemişçi. |
meyvecilik | * Meyve yetiştirme işi. * Meyve alıp satma işi. |
meyvedar | * Meyveli, meyvesi olan, meyve veren. |
meyvehoş | * Kuru yemiş. * Yemişçarşısı. |
meyvelenme | * Meyvelenmek işi. |
meyvelenmek | * Meyveli duruma gelmek, meyve vermek. |
meyveli | * Meyvesi olan, meyve veren yemişli. * Meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan. * Yaratıcı olan, olumlu birşey ortaya koyabilen. |
meyveli ağacıtaşlarlar | * çoğu kez bilgili, hünerli kimselere sataşırlar. |
meyvelik | * Meyve ağacıdikili, belirli büyüklükte yer, yemişlik. * Meyve konulan kap, yemişlik. |
meyvesiz | * Meyvesi olmayan, meyve vermeyen. |
meyvesizlik | * Meyvesiz olma durumu. |
meyyal | * Eğilimli, eğimli. |
meyyit | * Ölü. |
-mez | * Bkz. -maz / -mez. |
mezalim | * Zulümler, haksızlıklar, kıyımlar. |
mezamir | * Düdükler. * Makamla okunan Zebur sureleri. |
mezar | * “ziyaret yeri, ziyaret edilen yer” Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt. |
mezar kaçkını | * Çok zayıflamışkimse. |
mezar taşı | * Gömülen kişiye ait kimlik bilgileri, dua vb. yazılarıkazınmışolarak üzerinde bulunduran ve mezarın baş ucuna dikilen taş. |
Kategoriler