Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 45

meyhaneci otu * Çobandüdüğü.
meyhanecilik * Meyhane işletme işi.
meyil * Eğiklik, eğim, akıntı.
* Sevme, gönül verme.
meyil vermek * eğiklik sağlamak.
* sevmek, gönül vermek.
meyilli * Bir yana eğimi olan, eğik.
* Sevmiş, gönül vermiş, âşık.
meyilsiz * Meyli olmayan.
meyletme * Meyletmek işi.
meyletmek * Eğilmek.
* Eğinmek.
meyli olmak * beğenmek, sevmek, hoşuna gitmek.
meymenet * İyi nitelik, uğur, hayır, bereket.
meymenetli * Uğurlu.
meymenetsiz * Uğursuz.
* Suratsız, kılıksız, huysuz, ters (kimse).
meymenetsizlik * Uğursuzluk, kademsizlik, şeamet, nuhuset.
meyus * Üzgün.
* Umutsuz, karamsar.
meyus etmek * üzmek.
meyus olmak * üzgün ve umutsuz bir duruma düşmek.
meyusiyet * Umutsuzluk, karamsarlık.
meyve * Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumlarıtaşıyan organ, yemiş.
* Ürün, sonuç, kâr.
meyve ağacı * Meyve veren ağaç.
meyve bahçesi * İçinde meyve ağaçları olan bahçe.
meyve dışı * Meyvelerin derisi.
meyve ezmesi * Meyvelerin ezilmesi sonucu elde edilen yiyecek.
meyve içi * Meyvelerde, tohumların bulunduğu iç bölüm.
meyve kabuğu * Meyvenin dışyüzeyini kaplayan kalın tabaka.
meyve ortası * Yemişlerin meyve dışıve meyve içi arasında bulunan sulu ve etli bölümü.
meyve reçeli * Meyveden yapılan şekerli tatlı.
meyve sineği * Meyvelere musallat olan sinek türü.
meyve sineğigiller * Kanatlarında koyu renkli lekeler bulunan bir tür sinek familyası(Trypetidae).
meyve suyu * Meyveden elde edilen su.
meyve şekeri * Bkz. levüloz.
meyve yaprak * Çiçeğin, döllenmeden sonra yemişi oluşturan yaprağı.
meyveci * Meyve yetiştiren veya satan kimse, yemişçi.
meyvecilik * Meyve yetiştirme işi.
* Meyve alıp satma işi.
meyvedar * Meyveli, meyvesi olan, meyve veren.
meyvehoş * Kuru yemiş.
* Yemişçarşısı.
meyvelenme * Meyvelenmek işi.
meyvelenmek * Meyveli duruma gelmek, meyve vermek.
meyveli * Meyvesi olan, meyve veren yemişli.
* Meyve ile yapılmış, içinde meyve bulunan.
* Yaratıcı olan, olumlu birşey ortaya koyabilen.
meyveli ağacıtaşlarlar * çoğu kez bilgili, hünerli kimselere sataşırlar.
meyvelik * Meyve ağacıdikili, belirli büyüklükte yer, yemişlik.
* Meyve konulan kap, yemişlik.
meyvesiz * Meyvesi olmayan, meyve vermeyen.
meyvesizlik * Meyvesiz olma durumu.
meyyal * Eğilimli, eğimli.
meyyit * Ölü.
-mez * Bkz. -maz / -mez.
mezalim * Zulümler, haksızlıklar, kıyımlar.
mezamir * Düdükler.
* Makamla okunan Zebur sureleri.
mezar * “ziyaret yeri, ziyaret edilen yer” Ölünün gömülü olduğu yer, kabir, sin, makber, gömüt.
mezar kaçkını * Çok zayıflamışkimse.
mezar taşı * Gömülen kişiye ait kimlik bilgileri, dua vb. yazılarıkazınmışolarak üzerinde bulunduran ve mezarın baş
ucuna dikilen taş.

Bir yanıt yazın