mısır püskülü | * Mısır koçanının ucundan sarkan sarırenkli püskül biçimindeki tepeciği. |
mısır püskülü gibi | * (saç için ) seyrek, ince ve cansız. |
Mısır tavuğu | * Hindi. |
Mısır turnası | * İbis. |
mısır unu | * Kuru mısır tanelerinin öğütülmesiyle elde edilen un. |
mısır yağı | * Mısır tanelerinden çıkarılan sıvıyağ. |
mısırcı | * Mısır yetiştiren veya satan kimse. |
Mısır’daki sağır sultan bile duydu | * duymayan kalmadı. |
Mısırlı | * Mısır halkından olan kimse. |
mısırlık | * Genişmısır tarlaları bulunan yer. |
mıskal | * Her biri başka perdede bir sıra kamış boğumundan yapılmışdüdük, musikar. |
mıskala | * Metal parlatmaya yarar alet. |
mısmıl | * Eti yenilebilen, murdar olmayan. |
mısra | * Manzumenin satırlarından her biri, dize. |
mıstar | * Mastar. |
mıstara | * Bkz. mastar. |
-mış/ -miş,-muş/ -müş | * Belirsiz geçmişzaman eki: al-mış,yer-miş, yaz-mış-sın, git-miş-siniz vb. * Sıfatlar: piş-miş(aş), öl-müş(eşek), haşlan-mış(et) vb. * İsimler: dol-muş, er-miş, geç-mişvb. |
mışıl mışıl | * Rahat sessiz ve derin soluk alarak. |
mışıldama | * Mışıldamak işi. |
mışıldamak | * Mışıl mışıl ses çıkararak. |
mışmış | * Kayısıveya zerdali. |
mıymıntı | * İnsanın sabrınıtüketecek derecede yavaşve mızmızca işgören. |
mıymıntılık | * Mıymıntı olma durumu. |
-mız / -miz,-muz / -müz | * Çokluk 1. kişi iyelik eki: Baba-mız,anne-miz ,ordu-muz, köy-ü -müz vb. |
mızıka | * Bando. * Armonika. |
mızıkacı | * Bandocu. * Armonika çalan (kimse). |
mızıkalı | * Sarayın müzik takımında çalışan kimse. |
mızıkçı | * Çeşitli sebeplerle oyun bozan, yenilgiyi kabul etmeyen, kolayca darılan (kimse), ordubozan, oyunbozan. |
mızıkçılık | * Mızıkçı olma durumu,ordubozanlık, oyunbozanlık. |
mızıkçılık etmek | * mızıklanmak, oyunbozanlık etmek. |
mızıklanma | * Mızıklanmak işi. |
mızıklanmak | * Çeşitli sebeplerle oyun bozmak, yenilgiyi kabul etmemek, oyunbozanlık etmek, mızıkçılık etmek. |
mızıldanma | * Mızıldanma,şikâyetçi bir sesle konuşma, sızıldanma. |
mızıldanmak | * Mızıldanmak, şikâyetçi bir sesle konuşmak, sızıldanmak. |
mızıma | * Mızımak işi veya durumu. |
mızımak | * Mızıkçılık etmek. |
mızırdanma | * Mızırdanmak işi. |
mızırdanmak | * Yakınarak konuşmak, sızıldanmak, homurdanmak. |
mızmız | * Her şeyde kusur bularak hiçbir şeyden memnun olmayan. * Çevresindekileri rahatsız edecek kadar tembel olan. |
mızmızca | * Mızmıza yakışır (biçimde), mızmız gibi. |
mızmızlanma | * Mızmızlanmak işi. |
mızmızlanmak | * Mızmızca davranışlarda bulunmak, mızmızlık etmek. |
mızmızlık | * Mızmız olma durumu veya mızmızca davranış. |
mızmızlık etmek | * mızmızlanmak. |
mızrak | * Uzun saplı, sivri demir uçlu silâh, cıda. * Atletizmde kullanılan cirit. |
mızrak çuvala girmez (sığmaz) | * gizli tutulması imkânsız durumlar karşısında söylenir. |
mızraklı | * Mızrağı olan, mızrak taşıyan. |
mızraklı ilmihâl | * İslâm dininin ilkelerini öğreten ilmihâl kitaplarından biri. |
mızraksı | * Mızrağa veya mızrak ucuna benzeyen. |
mızraksız | * Mızrağı olmayan. |
Kategoriler