mihrak | * Odak. |
mihrap | * Cami, mescit gibi yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmışolan oyuk veya girintili yer. * Umut bağlanan yer. |
mihver | * Eksen. * Konuşulan, yazılan, tartışılan veya düşünülen bir konunun en önemli noktası. |
-mik | * Bkz. -mık / -mik. |
mika | * Püskürük ve başkalaşmışkayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar durumunda ayrılabilen parlak bir minarel, evren pulu. * Bu minaralden yapılmışolan. |
mikado | * Japon imparatorlarına verilen unvan. * Fil dişi, tahta veya kemikten yapılmışküçük çubuklarla oynanan bir oyun. |
mikalı | * Yapımında mika maddesi kullanılan. |
mikalıcam | * Yapımında mika maddesi kullanılan, darbe aldığında tuz buz olup dağılmayan cam türü. |
mikâp | * Küp. |
mikaşist | * Küçük kuvars billûrlarıyla mikadan oluşmuş, yaprak biçiminde başkalaşıma uğramışkaya. |
mikoloji | * Mantar bilimi. |
mikos | * Mantar asalaklarından oluşan hastalık. |
mikoz | * Mantar. |
mikro- | * “Küçük” anlamıveren ön ek. |
mikroamper | * Amperin milyonda birine eşit akım şiddet birimi. |
mikrobik | * Mikropla ilgili; mikroplu. |
mikrobiyolog | * Mikrobiyoloji uzmanı. |
mikrobiyoloji | * Mikroplarıkonu alan bilim dalı. |
mikrodalga | * Boyları1 mm. ile 1 m. arasında değişen (milimetre, santimetre ve desimetre cinsinden) elektromagnetik dalga. |
mikrofilm | * Herhangi bir belgeyi, yayınıvb. yi küçük sinema filmi gibi bir şerit üzerine çeken, özel bir fotograf makinesiyle elde edilmişfilm. |
mikrofon | * Elektrik akımıetkisiyle sesi uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç. |
mikrofona koymak | * hikâye, roman, oyun gibi eserleri radyo için elverişli duruma getirip yayımlamak. |
mikrofoncu | * Ses kaynağının yer değiştirmesine göre mikrofonu yöneten kimse. |
mikrofonik | * Mikrofona uygun düşen. |
mikrokok | * Nokta biçimdeki mikroplara verilen genel ad. |
mikrolit | * Bazıtaşların yapısında bulunan, prizma biçiminde ve ancak mikroskopla görülebilen billûrlar. |
mikrometre | * Büyük ölçüde büyütme gücü olan teleskop, mikroskop gibi optik aletlerle incelenen nesnelerin oylumlarını ölçmede kullanılan alet. * Çok küçük uzunluklarıölçmeye, incelemeye yarayan alet. * Mikron. |
mikron | * Bir metrenin milyonda biri, milimetrenin binde biri, mikrometre. |
mikroorganizma | * Mikroskopla görülebilen organizma. |
mikrop | * Mikroskopla görülebilen, çürümeye, mayalanmaya ve hastalıklara yol açan bir hücreli canlı. * Kendisinden kötülük ve zarar gelen kimse. |
mikroplanma | * Mikroplanmak işi. |
mikroplanmak | * Mikroplu duruma gelmek. * Kirlenmek. |
mikroplu | * Mikrobu olan, mikropla buluşan, intanî. |
mikropluk | * Yaramazlık, kötülük, fesatlık. |
mikropsuz | * Mikrobu olmayan, mikrobu öldürülmüşolan. |
mikropsuzlandırma | * Mikropsuzlandırmak işi. |
mikropsuzlandırmak | * Bir şeyin mikroplarınıkimyasal maddeler veya ısıyardımıyla öldürmek, dezenfekte etmek. |
mikropsuzlaştırma | * Mikropsuzlaştırmak işi veya durumu. |
mikropsuzlaştırmak | * Mikropsuzlandırmak. |
mikrosefal | * Yetersiz gelişme sonunda beyni ve kafatasıküçük olan (kimse). |
mikrosinema | * Mikroskopla görülebilecek nesnelerin görüntülerini tespit etmekle uğraşan sinema kolu. |
mikroskobik | * Mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan. |
mikroskop | * Bir mercek yardımıyla küçük nesneleri büyültüp daha iyi belirtmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri göstermeye yarayan alet. |
mikroskop altına koymak | * en ince noktasına kadar araştırmak, didik didik edip incelemek. |
miksefe | * 343 meksefe. |
mikser | * Çeşitli yiyecek maddelerini karıştırmaya yarayan elektrikli alet, karıştırıcı. * Harç karma aleti, karmaç. |
miktar | * Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğabilen durumu, nicelik. * Ölçü, para, kısım. |
mikyas | * Ölçek, ölçü. |
mikyaslı | * Ölçeği veya ölçüsü olan. |
mikyassız | * Ölçeği veya ölçüsü olmayan. * Hadsiz hesapsız, hesaba kitaba sığmayan. |
Kategoriler