Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 50

mihrak * Odak.
mihrap * Cami, mescit gibi yerlerde Kâbe yönünü gösteren, duvarda bulunan ve imama ayrılmışolan oyuk veya
girintili yer.
* Umut bağlanan yer.
mihver * Eksen.
* Konuşulan, yazılan, tartışılan veya düşünülen bir konunun en önemli noktası.
-mik * Bkz. -mık / -mik.
mika * Püskürük ve başkalaşmışkayalar içinde bulunan, alüminyum silikat ile potasyumdan oluşmuş, yapraklar
durumunda ayrılabilen parlak bir minarel, evren pulu.
* Bu minaralden yapılmışolan.
mikado * Japon imparatorlarına verilen unvan.
* Fil dişi, tahta veya kemikten yapılmışküçük çubuklarla oynanan bir oyun.
mikalı * Yapımında mika maddesi kullanılan.
mikalıcam * Yapımında mika maddesi kullanılan, darbe aldığında tuz buz olup dağılmayan cam türü.
mikâp * Küp.
mikaşist * Küçük kuvars billûrlarıyla mikadan oluşmuş, yaprak biçiminde başkalaşıma uğramışkaya.
mikoloji * Mantar bilimi.
mikos * Mantar asalaklarından oluşan hastalık.
mikoz * Mantar.
mikro- * “Küçük” anlamıveren ön ek.
mikroamper * Amperin milyonda birine eşit akım şiddet birimi.
mikrobik * Mikropla ilgili; mikroplu.
mikrobiyolog * Mikrobiyoloji uzmanı.
mikrobiyoloji * Mikroplarıkonu alan bilim dalı.
mikrodalga * Boyları1 mm. ile 1 m. arasında değişen (milimetre, santimetre ve desimetre cinsinden) elektromagnetik
dalga.
mikrofilm * Herhangi bir belgeyi, yayınıvb. yi küçük sinema filmi gibi bir şerit üzerine çeken, özel bir fotograf
makinesiyle elde edilmişfilm.
mikrofon * Elektrik akımıetkisiyle sesi uzakta bulunan alıcıya ulaştıran araç.
mikrofona koymak * hikâye, roman, oyun gibi eserleri radyo için elverişli duruma getirip yayımlamak.
mikrofoncu * Ses kaynağının yer değiştirmesine göre mikrofonu yöneten kimse.
mikrofonik * Mikrofona uygun düşen.
mikrokok * Nokta biçimdeki mikroplara verilen genel ad.
mikrolit * Bazıtaşların yapısında bulunan, prizma biçiminde ve ancak mikroskopla görülebilen billûrlar.
mikrometre * Büyük ölçüde büyütme gücü olan teleskop, mikroskop gibi optik aletlerle incelenen nesnelerin oylumlarını
ölçmede kullanılan alet.
* Çok küçük uzunluklarıölçmeye, incelemeye yarayan alet.
* Mikron.
mikron * Bir metrenin milyonda biri, milimetrenin binde biri, mikrometre.
mikroorganizma * Mikroskopla görülebilen organizma.
mikrop * Mikroskopla görülebilen, çürümeye, mayalanmaya ve hastalıklara yol açan bir hücreli canlı.
* Kendisinden kötülük ve zarar gelen kimse.
mikroplanma * Mikroplanmak işi.
mikroplanmak * Mikroplu duruma gelmek.
* Kirlenmek.
mikroplu * Mikrobu olan, mikropla buluşan, intanî.
mikropluk * Yaramazlık, kötülük, fesatlık.
mikropsuz * Mikrobu olmayan, mikrobu öldürülmüşolan.
mikropsuzlandırma * Mikropsuzlandırmak işi.
mikropsuzlandırmak * Bir şeyin mikroplarınıkimyasal maddeler veya ısıyardımıyla öldürmek, dezenfekte etmek.
mikropsuzlaştırma * Mikropsuzlaştırmak işi veya durumu.
mikropsuzlaştırmak * Mikropsuzlandırmak.
mikrosefal * Yetersiz gelişme sonunda beyni ve kafatasıküçük olan (kimse).
mikrosinema * Mikroskopla görülebilecek nesnelerin görüntülerini tespit etmekle uğraşan sinema kolu.
mikroskobik * Mikroskopla görülebilecek kadar küçük olan.
mikroskop * Bir mercek yardımıyla küçük nesneleri büyültüp daha iyi belirtmeye veya çıplak gözle görülmeyenleri
göstermeye yarayan alet.
mikroskop altına koymak * en ince noktasına kadar araştırmak, didik didik edip incelemek.
miksefe * 343 meksefe.
mikser * Çeşitli yiyecek maddelerini karıştırmaya yarayan elektrikli alet, karıştırıcı.
* Harç karma aleti, karmaç.
miktar * Bir şeyin ölçülebilen, sayılabilen veya azalıp çoğabilen durumu, nicelik.
* Ölçü, para, kısım.
mikyas * Ölçek, ölçü.
mikyaslı * Ölçeği veya ölçüsü olan.
mikyassız * Ölçeği veya ölçüsü olmayan.
* Hadsiz hesapsız, hesaba kitaba sığmayan.

Bir yanıt yazın