Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 51

mil * Selin sürükleyip getirdiği çok küçük taneli çamurlaşmışkum ve toprak karışımı.
mil * Türlü işlerde kullanılmak için yapılan ince ve uzun metal çubuk.
* Göze sürme çekmeye yarayan, kemik veya fil dişinden yapılmışince ve uzun araç.
mil * Yer yer uzunluğu değişen bir uzaklık ölçü birimi. kara mili, deniz mili.
mil çekmek * birinin gözlerini kızgın mille kör etmek.
milâdî * Milâda dayanan, milâtla ilgili olan.
milâdî takvim * İsa peygamberin doğumunu (aslında, doğumunun yaklaşık olarak dördüncü yılını) başlangıç olarak alan
takvim.
milâdî tarih * Milâdî takvimin belirttiği tarih.
milât * İsa peygamber’in doğduğu gün.
milâttan önce * Milâdî tarih başlangıcından geriye doğru sayılan yıllara göre belirtilen tarih (kısaltılmış biçimde: M. Ö.).
milâttan sonra * Milâdî tarih başlangıcından bu yana sayılan yıllara göre belirtilen tarih (kısaltılmış biçimde: M. S.).
mildiyu * En çok bağlarda görülen, peronospora cinsinden, emeçlerini bitkilerin yapraklarına salarak yaşayan aslak
bir mantarın oluşturduğu hastalık.
milel * Milletler, uluslar.
milföy * Çok ince yufka ve kremayla yapılan bir tür pasta.
mili- * Bir ölçü biriminin önüne getirildiğinde bu birimi binle bölen ön ek. Kısaltmasım.
milibar * Bir barın binde biri değerinde atmosfer basıncıölçü birimi.
miligram * Bir gramın binde birine eşit ağırlık ölçüsü birimi (mgr).
mililitre * Bir litrenin binde birine eşit oylum ölçü birimi (ml).
milim * Santimetrenin onda biri.
milim oynamamak * ölçüsüne tam olarak uygun düşmek.
* hiç kıpırdamamak.
milim şaşmamak * tam denk düşmek.
milimetre * Metrenin binde birine eşit uzunluk ölçü birimi (mm).
* En küçük miktar, en az.
milimetrik * Milimetre ilgili olan.
* Milimetrelere bölünmüş.
milimi milimine * Tam, tastamam, iyice.
milimikron * Bir mikronun binde biri (m).
milis * Savaşsırasında orduya yardımcı olarak toplanan halk gücü.
* Bazıülkelerde yardımcı güvenlik gücü.
militan * Bir düşüncenin, bir görüşün başarıkazanması için savaşan, mücadele eden.
* Bir örgütün etkin üyesi.
* Mücadelesini zor kullanarak ve yasa dışıyollarla yapan taraftar.
militanlaşma * Militanlaşmak işi veya durumu.
militanlaşmak * Militan olmak, militan durumuna girmek.
militanlaştırma * Militanlaştırmak işi veya durumu.
militanlaştırmak * Militan durumuna getirmek.
militanlık * Militan olma durumu.
militarist * Militarizm yanlısı.
militarizm * Bir ülkede ordu gücünün aşırıderecede ağır basması.
* Bütün yurt sorunlarının yalnız ordu gücüyle çözülebileceğini savunan görüş.
millenme * Millenmek işi veya durumu.
millenmek * Akarsuyun getirdiği kumlu, çamurlu toprak bir yere yığılmak.
millet * Çoğunlukla aynıtopraklar üzerinde yaşayan; aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği
olan insan topluluğu, ulus.
* Benzer özellikleri olan topluluk.
* Bir yerde bulunan kimselerin bütünü, herkes.
millet meclisi * Milletvekillerinin oluşturduğu kurul.
* Bu kurulun toplandığıyapı.
milletçe * Millet tarafından, millete göre, millet olarak.
milletler arası * Milletler arasında yapılan; milletler arasındaki ilişkilerle ilgili olan, uluslar arası.
milletler arasıcı * Bkz. Uluslar arasıcı.
milletler arasıcılık * Bkz. Uluslar arasıcılık.
milletsever * Milletini seven kimse.
milletseverlik * Milletsever olma durumu.
millettaş * Aynımilletten olan.
milletvekili * Anayasaya göre yasama meclisine seçimle giren millet temsilcisi, mebus.
milletvekilliği * Milletvekilinin görevi, mebusluk.
millî * Milletle ilgili, millete özgü, ulusal.
millî eğitim * Eğitimin ulusal olması.
millî ekonomi * Bir milletin kendine özgü ekonomi siyaseti.
millî gelir * Bir yıllık toplumsal üretimde, üretim araçları için harcananların düşülmesinden sonra kalan bölüm, ulusal
gelir.

Bir yanıt yazın