mitleştirme | * Mitleştirmek işi. |
mitleştirmek | * Birini, bir varlığı, bir olayıvb.yi hayal gücü ile büyütmek, yüceltmek, mit durumuna getirmek. |
mitokondri | * Kondriyom ögesi hâlinde stoplâzmanın içinde bulunan organcık. |
mitoloji | * Mitleri, doğuşlarını, anlamlarınıyorumlayan, inceleyen bilim. * Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Lâtin uygarlığına ait mitlerin, efsanelerin bütünü. |
mitolojik | * Mitoloji ile ilgili, mitolojiye ait. |
mitos | * Bkz. mit. |
mitoz | * Bkz. karyokinez. |
mitral | * Kalpte sol kulakçık ile sol karıncık arasınıkapayan. |
mitral darlığı | * Kanın kulakçıktan karıncığa geçişini zorlaştıran mitral kapakçığının iki parçasının kısmen birbirine kaynaması. |
mitral hücreler | * Beyinde koku lobu içinde bulunan sinir hücreleri. |
mitral kapakçığı | * Sol kulakçık ile sol karıncık arasında kanın akışını düzenleyen, iki parçadan oluşan kapak. |
mitral yetersizlik | * Karıncığın büzülmesi sırasında kanın kulakçığa geri gelmesine sebep olan mitral bozukluk. |
mitralyöz | * Makineli tüfek, makineli. |
mitralyöz gibi (konuşma için) | * hiç durmadan, ara vermeden. |
miyane | * 343 meyane. |
miyar | * Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü. * Ölçüt, ölçü. * Ayıraç. |
miyasma | * Eskiden salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken. |
miyav | * Kedinin çıkardığıses, kedi sesi. |
miyavlama | * Miyavlamak işi. |
miyavlamak | * (kedi) Bağırmak. |
miyavlatma | * Miyavlatmak işi. |
miyavlatmak | * (kediyi) Bağırtmak. |
miyaz | * Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk. |
miyokart | * Kalp kası. |
miyom | * Kas uru. |
miyon | * Kas dokusu uru. |
miyop | * Nesnelerin görüntüleri ağtabakanın ön tarafında kaldığı için uzağı iyi göremeyen (göz). * Gözleri böyle olan (kimse). |
miyopluk | * Miyop olma durumu. |
miyosen | * Üçüncü çağın memeliler ve maymunların gelişmişolduğu dönemi. * Bu döneme ilişkin. |
miza | * Kumarda ortaya sürülen para. |
mizaç | * Huy, yaradılış, tabiat. * İnsan vücudunun fizyolojik yapısı, sağlık. |
mizaçgir | * Herkesin huyuna ve keyfine göre davranan, nabza göre şerbet vermesini bilen. |
mizaçgirlik | * Mizaçgir olma durumu. |
mizaçlı | * Mizacıherhangi bir özellikte olanı. |
mizaçsız | * Sağlığı iyi olmayan, rahatsız, keyifsiz. |
mizah | * Gülmece. |
mizahçı | * Gülmece sanatçısı. |
mizahçılık | * Gülmece sanatçılığı. |
mizahî | * İçinde gülmece bulunan, gülmece niteliği taşıyan (yazı, karikatür vb.). |
mizan | * Terazi. * Tartı, ölçü aleti. * Ölçü. * Sağlama. * Bir tüccarın, ticarî durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığıhesap özeti. |
mizana | * Üç veya daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk. |
mizanpaj | * Gazete, dergi gibi yayınlarda sayfa düzeni. |
mizanpli | * Islak saçın sarılıp sıcak hava yardımıyla kurutulmasından sonra fırça ve tarakla yapılan kadın saç tualeti. |
mizansen | * Yönetmenin belli bir oyun içinde oyuncuları düzene almasıve onları oyuna uygun bir uyum içine sokması için yaptığıhazırlık, çalışma. * Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen. |
mizantrop | * Toplumdan, insandan kaçan kimse, merdüm. * İnsandan nefret eden kimse. |
Mn | * Manganez’in kısaltması. |
mnemotekni | * Bir takım alıştırma ve çağrışımlardan yararlanarak belleği geliştirme yöntemi. |
Mo | * Molibden’in kısaltması. |
mobil | * Hareketli. * Hava olaylarıetkisiyle hareketlenen heykel. |
mobilet | * Bir motosiklet markası. |
Kategoriler