Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 56

mitleştirme * Mitleştirmek işi.
mitleştirmek * Birini, bir varlığı, bir olayıvb.yi hayal gücü ile büyütmek, yüceltmek, mit durumuna getirmek.
mitokondri * Kondriyom ögesi hâlinde stoplâzmanın içinde bulunan organcık.
mitoloji * Mitleri, doğuşlarını, anlamlarınıyorumlayan, inceleyen bilim.
* Bir ulusa, bir dine, özellikle Yunan, Lâtin uygarlığına ait mitlerin, efsanelerin bütünü.
mitolojik * Mitoloji ile ilgili, mitolojiye ait.
mitos * Bkz. mit.
mitoz * Bkz. karyokinez.
mitral * Kalpte sol kulakçık ile sol karıncık arasınıkapayan.
mitral darlığı * Kanın kulakçıktan karıncığa geçişini zorlaştıran mitral kapakçığının iki parçasının kısmen birbirine
kaynaması.
mitral hücreler * Beyinde koku lobu içinde bulunan sinir hücreleri.
mitral kapakçığı * Sol kulakçık ile sol karıncık arasında kanın akışını düzenleyen, iki parçadan oluşan kapak.
mitral yetersizlik * Karıncığın büzülmesi sırasında kanın kulakçığa geri gelmesine sebep olan mitral bozukluk.
mitralyöz * Makineli tüfek, makineli.
mitralyöz gibi (konuşma için) * hiç durmadan, ara vermeden.
miyane * 343 meyane.
miyar * Değerli madenlerde yasanın istediği ağırlık, saflık ve değer derecesini gösteren ölçü.
* Ölçüt, ölçü.
* Ayıraç.
miyasma * Eskiden salgın hastalıklara yol açtığına inanılan etken.
miyav * Kedinin çıkardığıses, kedi sesi.
miyavlama * Miyavlamak işi.
miyavlamak * (kedi) Bağırmak.
miyavlatma * Miyavlatmak işi.
miyavlatmak * (kediyi) Bağırtmak.
miyaz * Sinek kurtçuklarının insanda ve hayvanlarda ortaya çıkardığı bozukluk.
miyokart * Kalp kası.
miyom * Kas uru.
miyon * Kas dokusu uru.
miyop * Nesnelerin görüntüleri ağtabakanın ön tarafında kaldığı için uzağı iyi göremeyen (göz).
* Gözleri böyle olan (kimse).
miyopluk * Miyop olma durumu.
miyosen * Üçüncü çağın memeliler ve maymunların gelişmişolduğu dönemi.
* Bu döneme ilişkin.
miza * Kumarda ortaya sürülen para.
mizaç * Huy, yaradılış, tabiat.
* İnsan vücudunun fizyolojik yapısı, sağlık.
mizaçgir * Herkesin huyuna ve keyfine göre davranan, nabza göre şerbet vermesini bilen.
mizaçgirlik * Mizaçgir olma durumu.
mizaçlı * Mizacıherhangi bir özellikte olanı.
mizaçsız * Sağlığı iyi olmayan, rahatsız, keyifsiz.
mizah * Gülmece.
mizahçı * Gülmece sanatçısı.
mizahçılık * Gülmece sanatçılığı.
mizahî * İçinde gülmece bulunan, gülmece niteliği taşıyan (yazı, karikatür vb.).
mizan * Terazi.
* Tartı, ölçü aleti.
* Ölçü.
* Sağlama.
* Bir tüccarın, ticarî durumunu, işinin genel sonucunu gösteren, belirli zamanlarda yaptığıhesap özeti.
mizana * Üç veya daha çok direği bulunan yelkenli gemilerde arka direk.
mizanpaj * Gazete, dergi gibi yayınlarda sayfa düzeni.
mizanpli * Islak saçın sarılıp sıcak hava yardımıyla kurutulmasından sonra fırça ve tarakla yapılan kadın saç tualeti.
mizansen * Yönetmenin belli bir oyun içinde oyuncuları düzene almasıve onları oyuna uygun bir uyum içine sokması
için yaptığıhazırlık, çalışma.
* Bir şeyi, bir durumu olduğundan değişik göstermek amacıyla hazırlanan düzen.
mizantrop * Toplumdan, insandan kaçan kimse, merdüm.
* İnsandan nefret eden kimse.
Mn * Manganez’in kısaltması.
mnemotekni * Bir takım alıştırma ve çağrışımlardan yararlanarak belleği geliştirme yöntemi.
Mo * Molibden’in kısaltması.
mobil * Hareketli.
* Hava olaylarıetkisiyle hareketlenen heykel.
mobilet * Bir motosiklet markası.

Bir yanıt yazın