mobilize | * Hareketli, devingen. |
mobilize etmek | * harekete geçirmek. |
mobilya | * Oturulan, yemek yenilen, çalışılan, yatılan yerlerin döşenmesine yarayan taşınabilir eşyalara verilen genel ad, möble. |
mobilyacı | * Mobilya yapan veya satan kimse. * Mobilya satılan dükkân. |
mobilyacılık | * Mobilya yapma veya satma işi. |
mobilyalı | * Mobilyası olan, döşenmiş, möbleli. |
mobilyasız | * Mobilyası olmayan, döşenmemiş, möblesiz. |
moda | * Değişiklik ihtiyacıveya süslenme özentisiyle toplum yaşamına giren geçici yenilik. * Belirli bir süre etkin olan toplumsal beğeni, bir şeye karşı gösterilen aşırıdüşkünlük. * Geçici olarak yeniliğe ve toplumsal beğeniye uygun olan. |
moda evi | * Moda giysilerin yapıldığıve satıldığıyer. |
moda olmak | * yaygın duruma gelmek, herkesçe kabul edilmek. |
modacı | * Moda işleriyle uğraşan kimse. |
modacılık | * Modacının işi veya mesleği. |
modalaşma | * Modalaşmak işi veya durumu. |
modalaşmak | * Moda değeri kazanmak. |
modalaştırma | * Modalaştırmak işi veya durumu. |
modalaştırmak | * Moda durumuna getirmek. |
modalist | * Modacının yaratıcı gücünü kalıplayan teknisyen. |
modası geçmek | * moda olmaktan çıkmak. * önemini yitirmek, geçersiz duruma gelmek, artık aranmamak. |
model | * Resim, heykel veya buna benzer şeyler yapılırken baka baka benzetilmeğe çalışılan nesne, örnek. * Bir özelliği olan nesne veya kişi. * Bir sanatçıya poz veren kimse. * Biçim. * Örnekleri içinde toplayan dergi. * Tip. * Benzer, örnek. * Örnek olmaya değer kimse veya şey. * Manken. |
model salonu | * Modellerin sergilendiği alan, yer. |
modelaj | * Kil, bal mumu gibi kolayca biçimlendirilebilen maddelerin yapılacak heykellere model hazırlamak üzere hacimli olarak biçimlendirme, taslak yapma, oylumlama. |
modelci | * Model hazırlayan sanatçı. |
modelcilik | * Model yapma sanatı. |
modellik | * Modelin işi veya mesleği. |
modem | * Bilgi işlem. |
moderato | * Tek başına kullanıldığızaman orta hızda bir tempoyu belirtir. * Başka bir terimle birlikte kullanıldğında, gösterilen temponun biraz yavaşlatılması gerektiğini anlatır. |
modern | * Çağa uygun, çağcıl, asrî, çağdaş. |
modern mobilya | * Antika, taklit, stil mobilyaların dışında kalan ve genellikle düz hatlardan meydana gelen mobilya. |
modernizasyon | * Modernleşmek. |
modernize | * Yenileştirilmiş, modern, çağcıl duruma getirilmiş. |
modernize etmek | * yenileştirmek, çağcıl duruma getirmek. |
modernleşme | * Çağcıllaşma. |
modernleşmek | * Çağcıllaşmak. |
modernleştirme | * Çağcıllaştırma. |
modernleştirmek | * Çağcıllaştırmak. |
modernlik | * Çağcıllık. |
modifikasyon | * Bireyde meydana gelen değişiklik, değişme. |
modistra | * Kadın terzi. |
modul | * Bkz. nodul. |
modullamak | * Bkz. nodullamak. |
modül | * Bir yapının çeşitli bölümleri arasında orantıyı sağlamak için kullanılan ölçü birimi. * Herhangi bir mekanik özelliği belirten kat sayı. * Bir uzay taşıtının bütün yapısı içinde yer alan bağımsız bölüm, parça. |
modülâsyon | * Bir sesin yayınmasında ortaya çıkan yeğinlik, vurgu, ton değişimlerinden her biri. * Bir dalganın genlik, evre ve sıklığının bir yasaya göre zaman içinde farklılaşması. * Bir tondan başka bir tona geçiş. |
modüler | * Modüllü. |
modüler sistem | * Parçalısistem. |
modüllü | * Modülü olan. |
Moğol | * Moğolistan halkından veya bu halkın soyundan olan kimse. * Moğollara özgü, Moğollarla ilgili (şey). |
Moğolca | * Moğol dili. |
mohs ölçeği | * Zımpara taneciklerinin sertliğini saptamada kullanılan değerler tablosu. |
moka | * Çok kokulu bir tür kahve. * Bu kahveden yapılan içecek. |
mokasen | * Kuzey Amerika Kızılderililerinin giydiği deriden yapılmış, tek parça ayakkabı. * Kısa ökçeli, bağsız ayakkabı. |
Kategoriler