Kategoriler
M SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük M Sayfa 65

muhayyerbuselik * Türk müziğinde bir makam.
muhayyerkürdî * Türk müziğinde bir makam.
muhayyerlik * Seçmeli olma durumu.
* Seçme hakkı.
muhayyersümbüle * Türk müziğinde bir makam.
muhayyile * Hayal etme gücü.
muhbir * Haber ulaştırıcı, haber veren.
* Yasa dışı olan bir durumu yetkili makamlara bildiren kimse, ihbarcı.
muhbirlik * Muhbir olma durumu veya muhbirin yaptığı iş.
muhik * Haklı, doğru.
muhil * Dokunan, bozan, ihlâl eden.
muhip * Seven, sevgi besleyen, dost.
muhit * Çevre, yöre.
* Bir kimsenin sürekli ilişkide bulunduğu insanlar topluluğu, çevre.
muhit yapmak (veya edinmek) * ilişkili olduğu, tanışık olduğu kimselerin sayısınıçoğaltmak.
muhkem * Sağlam, sağlamlaştırılmış.
muhlis * Dostluğunda ve inançlarında içten olan.
* Bkz. halis muhlis.
muhrik * Yakıcı.
* Yanık, dokunaklı(ses).
muhrip * Torpido, top ve denizaltılara karşısilâhlarla donatılmış, küçük, hızlı giden savaşgemisi, destroyer.
muhtaç * Bir şeye ihtiyaç duyan.
* Yoksul, fakir (kimse).
* Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı
bulunmayanlar.
muhtaç etmek * birini, ihtiyaç duyduğu bir şeyi başkasından sağlamak zorunda bırakmak.
muhtaç olmak * ihtiyaç duymak.
muhtaçlık * Bakmaya mecbur olduğu aile bireylerini veya kendisini geçindirmeye yetecek geliri, malı, kazancı
olmayanların içinde bulunduğu durum.
muhtar * Özerk.
* Köy veya mahallenin yasalarla belirtilmişişlerini yürütmek için o köy veya mahallede oturanların seçtikleri
kimse.
muhtariyet * Özerklik.
muhtarlık * Muhtarın görevi veya makamı.
* Muhtarın görevini yaptığıyer.
muhtasar * Kısaltılmışolan, kısa; özet.
muhtasaran * Kısaca, kısaltarak, özet olarak.
muhtekir * Vurguncu, spekülâtör.
muhtel * Düzeni bozulmuş, bozuk.
muhtelif * Zıt, birbirini tutmayan.
* Çeşit çeşit, çeşitli.
muhtelis * Beylik mal veya parayızimmetine geçiren, çalan.
muhtelit * Karma, karışık.
muhtemel * İhtimal dahilinde olan, beklenen, beklenir, umulur, olası, olasılı, mümkün.
muhtemel olmak * umulmak, beklenmek.
muhtemelen * Umulur ki, beklenir ki, görünüşe bakılarak.
muhterem * Saygıdeğer, sayın.
muhteri * Yeni bir şey yaratan, icat eden.
* Yalanlar uydurarak bir kimseye iftirada bulunan.
muhteris * Hırslı.
muhteriz * Çekingen.
muhtesip * İslâm şehirlerinde çarşıve pazar esnafınıdin kurallarına göre denetleyen görevli, belediye memuru.
muhteşem * Görkemli, gösterişli, büyük ve göz alıcı.
muhteva * Bir şeyin içindeki, içteki, içerik.
muhtevi * İhtiva eden, içine alan, kapsayan, içinde bulunduran.
muhteviyat * İçindekiler.
muhtıra * Herhangi bir şeyi hatırlatma, uyarma amacıyla yazılan yazı.
* Bir devletin başka bir devlete politik sorunlarla ilgili olarak yolladığıuyarıyazısı, diplomatik nota.
* Andaç.
* Günlük.
muhzır * İlgililerin mahkemede bulunmalarınısağlayan görevli.
muin * Yardım eden, yardımcı.
muinli * Askere alındığında ailesine bakacak kimsesi olan.
muinsiz * Askere alındığında ailesine bakacak kimsesi olmayan.
muit * Okullarda çocuklarıçalıştırmakla görevli kimse, öğretmen yardımcısı.
mujik * Rus köylüsü.
-muk * Bkz. -mık / -mik.

Bir yanıt yazın