Kategoriler
N SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük N Sayfa 4

nalbant * Hayvanlarınallayan kimse.
nalbantlık * Nalbant olma durumu.
* Nalbandın işi.
nalbur * At nalıyapan demirci.
* Çivi, kilit, menteşe gibi yapı işlerinde kullanılanşeyleri satan kimse, hırdavatçı.
nalburluk * Nalbur olma durumu, hırdavatçılık.
nalça * Ayakkabıların altına çakılan demir.
* Katır, eşek, sığır gibi hayvanların tırnaklarıaltına çakılan demir parçası.
nalçalı * Nalçası olan.
nalçasız * Nalçası olmayan.
naldöken * Taşlı, çakıllı(yol).
nale * İnleme, inilti.
nâlekâr * İnleyen.
nalın * Hamam gibi tabanııslak olan yerlerde kullanılan, üstü tasmalı, tabanıyüksek, ağaçtan bir tür takunya.
nalıncı * Nalın yapan veya satan kimse, takunyacı.
nalıncıkeseri * Hep kendi çıkarına çalışan.
nalıncıkeseri gibi kendine yontmak * yaptığı işlerde hep kendi çıkarınıdüşünmek.
nalıncılık * Nalıncının işi.
nalınlı * Nalın giymişolan, takunyalı.
nalınsız * Nalını olmayan, takunyasız.
nallama * Nallamak işi.
nallamak * Nal çakmak (hayvanın ayağına).
* Öldürmek.
nallanış * Nallanmak işi veya biçimi.
nallanma * Nallanmak işi.
nallanmak * Nallamak işine konu olmak.
nallarıdikmek * (hayvan veya hayvana benzetilen kişi) ölmek.
nam * Ad.
* Ün.
nam almak * şöhret sahibi olmak, tanınmak.
nam kazanmak * ün sahibi olarak tanınmak.
nam salmak * ününü her yana yaymak.
nam vermek (veya salmak) * ün kazanmak.
nama * adına, kendine, kendisine.
namağlup * Mağlup olmamış, hiçbir yenilgi almamış.
namahrem * Evlenmelerinde yasa bakımından sakınca olmayan (kadın ve erkek).
* Yabancı, el.
namahremlik * Namahrem olma durumu.
namaz * Müslümanların günde beşkez yapmalarıdince buyrulan ve dua okuyarak kıyam, rükû, sücut, kuut denilen
beden durumlarını, kuralınca tekrarlayarak Tanrı’ya edilen ibadet, salât.
namaz bezi * Namaz kılarken kadınların başlarına örttükleri tülbent vb. kumaştan yapılan örtü.
* Başa örtülen bir tür örtü.
namaz kılmak * namaz ibadetini yerine getirmek.
namaz niyaz * İbadet.
namaz örtüsü * Bkz. namaz bezi.
namaz seccadesi * Üzerinde namaz kılınan seccade.
namaz vakti * Namazın kılınacağıvakit.
namaza durmak * namaz kılmak.
namazbozan * Eğrelti otu türünden bir bitki.
namazcı * Namazını düzenli kılan.
namazgâh * Açıkta namaz kılmak için hazırlanmışolan ve kı ble yönüne doğru dikili bir taşı bulunan yer.
namazıkılınmak * (Müslüman cenazesi için) cenaze namazıkılınmak.
namazında niyazında (olmak) * din görevlerini gerektiği gibi yerine getirmek.
namazlağı * Üstünde namaz kılınan kilim, post gibi şeylerden yapılmışseccade.
namazlık * Üzerinde namaz kılınan seccade veya başka şey.
* Namazda okunan kısa dualar.
* Namaz kadar süresi olan, süren.
namazsız * Aybaşıdurumunda olan (kadın).
namdar * Ünlü.
name * Mektup.

Bir yanıt yazın