Kategoriler
O SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük O Sayfa 11

on parasız * Hiç parası olmaksızın, parasız.
on paraya on taklak atar * küçük çıkar sağlamak için her türlü onur kırıcı işe katlanır.
on parmağı boğazında olmak * isteği yapılmazsa sıkıntıya düşme, düşürme anlamında kullanılan bir söz.
on parmağında on hüner (veya marifet) * elinden her işgelir, çok becerikli.
on parmağında on kara * herkesi lekelemek huyu olanlar için kullanılır.
ona * O zamirinin yönelme durumu.
ona buna dil uzatmak * herkes için ileri geri konuşmak.
ona göre hava hoş * onun için fark etmez, tutulacak yolu başkalarıdüşünsün.
onama * Onamak işi, uygun bulma, tasvip.
onamak * Bir işi doğru ve uygun bulmak, tasvip etmek.
onanizm * Mastürbasyon, istimna.
onanma * Onanmak işi.
onanmak * Onamak işine konu olmak.
onar * On sayının üleştirme sayısıfatı, her birine on; her defasında onu bir arada.
onar onar * Her biri on tane, her biri on taneden oluşmuşolan.
onarıcı * Onarmak işini yapan kimse.
* Hasar görmüşhücreleri canlıduruma getiren madde.
onarılma * Onarılmak işi.
onarılmak * Onarmak işine konu olmak, onarmak işi yapılmak.
onarım * Onarmak işi, tamirat, tamir.
* Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuşyerlerini yeniden yapma, ilk durumuna getirme, restore
etme.
onarım görmek * onarılmak.
onarımcı * Onarma işini yapan kimse, tamirci.
onarımcılık * Bozulmuşolan nesneleri onarıp yararlı bir duruma getirme, tamircilik.
onarma * Onarmak işi.
onarmak * Bozulmuş, eskimişolan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek,
tamir etmek.
* Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuşyerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore
etmek.
* İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak.
onartma * Onartmak işi veya durumu.
onartmak * Onarmak işini birine yaptırmak, tamir ettirmek.
onaşmak * Karşılıklırıza göstermek, razı olmak.
onat * Özenli, düzgün, uygun.
* Yararlı.
* Dürüst, iyi ahlâklı.
onay * Uygun bulma, tasdik.
onay almak * onaylanmasını sağlamak, kabul veya tasdik ettirmek.
onayına sunmak * tasdike arz edilmek.
onaylama * Onaylamak işi, tasdik.
onaylamak * Yapılan bir işi doğru ve yerinde bularak kabul etmek, tasdik etmek.
onaylanış * Onaylanmak işi veya biçimi.
onaylanma * Onaylanmak işi.
onaylanmak * Onaylamak işi yapılmak veya onaylamak işine konu olmak, tasdik edilmek.
onaylatma * Onaylatmak işi.
onaylatmak * Onaylamak işini birine yaptırmak, tasdik ettirmek.
onaylı * Onaylanmışolan, tasdik edilmiş.
onaysız * Onaylanmamış, tasdik edilmemiş.
onbaşı * Erbaşsıralamasının ilk basamağı.
onbaşılık * Onbaşı olma durumu, onbaşının rütbesi.
onbeş * On beşoyuncudan oluşan rugby takımı.
* Teniste yapılan ilk sayı.
onbir * On bir oyuncudan oluşan futbol takımı.
onbirli * Dizeleri on bir heceli şiir.
* Bentleri on bir dizeden oluşan manzume.
* On bir dereceyle ayrılan iki noktanın aralığı.
onca * Ona göre, onun düşüncesince.
* (çok olan şeyler için) O kadar, o denli.
onculayın * Ona göre, onun gibi.
onda * O zamirinin kalma durumu.
ondalık * Onda bir olarak alınan veya verilen ücret.
* Toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi, öşür, aşar.
* Temel olarak on sayısınıalan, aşarî.
ondalık kesir * Paydası10 veya 10’un herhangi bir kuvveti olan kesir: 0,3 (onda üç), 0,15 (yüzde on beş), 0,007 (binde
yedi) gibi.

Bir yanıt yazın