Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 5

bağımlamak * Bir şeyi bağım altına sokmak, etkisi altında tutmak. bağımlaşma * Bağımlaşmak işi. bağımlaşmak * Bir şeye veya bir kimseye tamamen bağımlı olmak. bağımlı * Başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı olan, özgürlüğü, özerkliği olmayan, tâbi. bağımlısıralıcümle * Anlam bakımından birbirine bağlı olan ve özneleri, tümleçleri veya yüklemleri ortak olan cümle. bağımlılık […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 6

bağışıklık * Bir ödevin veya yükümlülüğün dışında kalma durumu, muafiyet.* Bazımikroplara karşıaşıveya doğal yolla kazanılmışdirenç durumu. bağışıklık bilimi * Bağışıklık olaylarının ortaya çıkma şartlarını, gelişimini, alınabilecek önlemleri ve yapılabilecek tedaviyiinceleyen tıp dalı, immünoloji. bağışlama * Bağışlamak işi, affetme, af.* Hibe etme. bağışlamak * Bir mal veya hakkıkarşılık beklemeden birine vermek, teberru etmek.* Herhangi bir kötü […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 7

bağlantısızlık siyaseti * Bağlantısız ülkelerin izlediği siyaset. bağlaşık * Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmışolan (kimse veya topluluk), müttefik.* Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkısıkıya bağlıve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim). bağlaşıklık * Bağlaşık olma durumu. bağlaşım * Eşleme.* Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi. bağlaşımlı * Aralarında karşılıklıdestek ve bağımlılık bulunan. bağlaşma * Bağlaşmak işi, ittifak. […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 1

B * Bor’un kısaltması.* Basso kısaltması. b, B * Türk alfabesinin ikinci harfi. Be adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından ötümlü, çift dudak patlayıcısınıgösterir.* Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde İngilizler b harfiyle “si” yi, Almanlar ise “si bemol”ügösterirler. Ba * Baryum’un kısaltması. baba * Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek.* Çocuğu olmuşerkek.* Tarikatların bazısında tekke […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 111

ayıyıvurmadan postunu satmak * henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak. ayin * Dinî tören, ibadet.* Mevlevî tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi. ayinicem * Mevlevî ve Bektaşî tekkelerinde kadın ve erkeğin birlikte katıldığı, dinî müzikli sohbet töreni. aykırı * Alışılmışa, doğru diye bellenmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir.* Gidilen yol üzerinde olmayıp gidişyönüne ters […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 112

aynasızlık * Aynasız olma durumu. aynaz * Bataklık. aynaz * Köy oyunlarınıyöneten kimse. aynen * Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla. aynı * Başkasıdeğil, yine o.* Ayırt edilemeyecek kadar benzeri özdeşi, tıpkısı.* Değişmeyen, aralarında ayrım olmayan. aynıağzıkullanmak * aynışeyi söylemek, aynıdüşünceyi ileri sürmek. aynıkapıya çıkmak * sonuç bakımından fark etmemek, aynısonuca varmak. aynıpotada erimek * benzer konularıve […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 113

ayrıcalıklı * Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, imtiyazlı. ayrıcalıksız * Ayrıcalığı olmayan, ayrıcalık tanınmayan, imtiyazsız. ayrıcasız * Ayrıtutulmadan, istisnasız. ayrıç * Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığıyer. ayrık * Ayrılmış.* Ayrıtutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna.* Kur’a dışı, müstesna.* Ayrık otu.* Düzgün ve uygun olmayan, çarpık. ayrık küme * Ortak elemanları olmayan küme. ayrık otu * Buğdaygillerden, kökü […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 114

aysız * Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece). ayşekadın * Kılçıksız, lezzetli bir tür taze fasulye. aytışma * Aytışmak işi. aytışmak * Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek.* Halk şairleri belli bir ayak çerçevesinde karşılıklıatışmak. ayva * Gülgillerden, çiçekleri iri ve pembe, yapraklarının altıtüylü, orta yükseklikte bir ağaç (Cydonia vulgaris).* Bu ağacın büyük, sarırenkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe, […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 115

azamet satmak * büyüklük taslamak, çalım satmak, böbürlenmek. azametli * Ulu, çok büyük.* Gururlu.* Görkemli, heybetli.* Debdebeli.* Çalımlı, kurumlu. azamî * En büyük, en yüksek, en çok, maksimum. azap * (Müslümanlıkta) Dünyada günah işlemişolanlara ahrette verilecek ceza.* Organik veya ruhî büyük sıkıntı, ezinç. azap * (Anadolu’nun birçok bölgesinde) Çiftlik uşağı.* Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 116

azışmak * Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek. azıştırma * Azıştırmak işi. azıştırmak * Azışmasına yol açmak. azıtma * Azıtmak işi. azıtmak * Azgın duruma getirmek.* Çığırından çıkarmak. azil * Görevden alma. azim * Bir işteki engelleri yenme kararı. azimet * Gidiş. azimet etmek * gitmek, yola çıkmak. azimkârane * Kararlı.* Kararlılıkla, kararlı olarak. azimli * Kararında, tutumunda […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 117

Azrail’e bir can borcu olmak (veya kalmak) * nasıl olsa öleceğini kabul etmek.* hiç kimseye borcu kalmamak, bütün borçlarından kurtulmak. Azrail’in elinden kurtulmak * ölümden kurtulmak. Azrail’le burun buruna gelmek * ölümle karşıkarşıya gelmek. azvay * Sarısabır.

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 109

aybeay * Aydan aya, ay ay olarak. ayça * Ayın ilk günlerinde aldığıyay biçimi, hilâl.* Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmışay yıldızlısüs, alem. ayçiçeği * Birleşikgillerden, sarırenkli çiçeği çok iri olan, yurdumuzda çok yetiştirilen bir bitki, gün çiçeği, günebakan;gündöndü (Helianthus annuus).* Bu bitkinin yağçıkarılan tohumu. ayçiçeği yağı * Ay çiçeğinden çıkarılan yağ. ayçöreği * […]