Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 106

ayağını bağlamak * engel olmak. ayağını çekmek * sık sık gittiği bir yere artık uğramaz olmak, ilgiyi kesmek. ayağınıdenk almak * başkalarının kendisine yapması ihtimali bulunan kötülüklere karşıuyanık davranmak.* dikkat. ayağınıdenk basmak * dikkatli ve uyanık davranmak. ayağını giymek * ayakkabısını giymek. ayağınıkaydırmak * bir yolunu bulup birini işinden veya görevinden uzaklaştırmak. ayağınıkesmek * bir […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 107

ayak vermek * âşık atışmalarında dinleyicilerden biri uyak belirtmek. ayak yalın * Yalın ayak. ayak yapmak * birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek. ayakaltı * Gelip geçenlerin çok olduğu yer. ayakaltına almak * hakir görülmek, gözden çıkarılmak. ayakaltında bırakmak * ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak. ayakaltında dolaşmak * bir işe yaramadığıhâlde herkesin işine engel […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 108

ayaküzeri * Ayaküstü. ayakyolu * İnsanın besin artıklarıyla idrarını boşalttığıyer, abdesthane, helâ, kademhane, memişhane, kenef, tuvalet. ayal * Karı, eş. ayan * Belli, açık. âyan * İleri gelenler.* Senato üyeleri. ayan beyan * Besbelli, apaçık, açık seçik. ayan olmak * belli olmak, bilinir olmak. ayandon * 18 Ocak’ta başlayan bir fırtına. ayar * Bir aygıtın […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 109

aybeay * Aydan aya, ay ay olarak. ayça * Ayın ilk günlerinde aldığıyay biçimi, hilâl.* Bayrak ve sancak direklerinin tepesindeki pirinçten yapılmışay yıldızlısüs, alem. ayçiçeği * Birleşikgillerden, sarırenkli çiçeği çok iri olan, yurdumuzda çok yetiştirilen bir bitki, gün çiçeği, günebakan;gündöndü (Helianthus annuus).* Bu bitkinin yağçıkarılan tohumu. ayçiçeği yağı * Ay çiçeğinden çıkarılan yağ. ayçöreği * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 110

ayıklık * Ayık olma durumu. ayıkmak * Ayılmak, kendine gelmek, uyanmak, aklı başına gelmek. ayıkulağı * Çuha çiçeğinin bir türü (Primula auricula). ayılık * Kabalık, kaba davranış. ayılık etmek * kaba davranmak. ayılıp bayılmak * birini kendinden geçercesine sevmek.* aşırıölçüde sinir bunalımları geçirmek. ayılma * Ayılmak işi. ayılmak * Sarhoşluk, baygınlık gibi bir durumdan kurtulmak, […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 104

Avrupaî * Avrupalılara vergi, Avrupalılara benzer, Avrupalılar gibi. Avrupalı * Avrupa’da yaşayan, Avrupa halkından olan kimse.* Avrupa’ya özgü olan, Avrupa ile ilgili (olan). Avrupalılaşma * Avrupalılaşmak. Avrupalılaşmak * Avrupalıların düşünce, davranışve yaşantılarını benimsemek. Avrupalılık * Çağdaşolma, düşünce ve davranışta batıölçülerinde bulunma. Avşar * Bkz. Afşar. avuç * Elin iç tarafı.* Elin yarıyumulmuşdurumu.* Yarıyumulmuşelin alacağımiktar. avuç […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 92

aslanpençesi * Gülgillerden, sarı, beyaz çiçekli bir yabanî bitki (Alchemilla).* Şirpençe. aslen * Kök veya soy bakımından. aslıastarı * iç yüzü, gerçek şekli. aslıastarı * Esası, doğruluğu, geçerliliği. aslıastarı(veya aslıaslı) olmamak * yalan, asılsız olmak. aslıçıkmak * gerçek olduğu anlaşılmak, gerçek olduğu ortaya çıkmak. aslıfaslıyok * yalan, uydurma. aslınesli * Soyu sopu. aslık * Kısır […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 93

astar sürmek (veya vurmak, çekmek) * astar boyası ile boyamak. astarıyüzünden pahalı olmak * bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak, masraflı olmak. astarlama * Astarlamak işi. astarlamak * Astar geçirmek.* Boyacılıkta, astar vurmak, astar sürmek. astarlanma * Astarlanmak işi. astarlanmak * Astar geçirilmek. astarlatma * Astarlatmak işi. astarlatmak * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 94

aş * Pişirilerek hazırlanan yemek. aşdamı * Bazı bölgelerde yemek pişirilen yer, mutfak. aşerme * Aşermek durumu. aşermek * hamilelikte bazıyiyeceklere karşıaşırıdüşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek. aşevi * Para ile yemek yenilen yer, aşçı, lokanta.* Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane.* Düğün ve benzeri toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 95

aşı boyalı * Aşı boyasırenginde boyanmış. aşı boyası * İçine karışan demir hidroksit miktarına göre pas sarısı, kızıl veya koyu esmer renk almışgevrek kil.* Koyuca kırmızı, kiremit rengi. aşıkâğıdı * Aşı olanlara verilen resmî belge. aşı olmak * aşıyapılmak. aşıtaşı * Taşdurumundaki aşı boyası. aşıvurmak * bağışıklık veya tedavi amacıyla vücuda aşıvermek, aşıyapmak. aşıcı * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 96

aşırıuç * Politika alanında sağveya sol görüşlerin en ateşli ve yıkıcıkanadı. aşırıcılık * Beklenenin üstünde aşırıdavranma eğilimi. aşırılık * Aşırı olma durumu. aşırılma * Aşırılmak işi. aşırılmak * Aşırmak işine konu olmak. aşırıntı * Aşırılmışolan (şey). aşırma * Aşırmak işi.* Başkalarının yazılarından bölümler, mısralar alıp kendininmişgibi gösterme veya başkalarının konularınıbenimseyip değişik biçimde anlatma, intihal.* Aşırılmış.* […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 97

At * Astatin’in kısaltması. at * Atgillerden, binme, yük çekme veya taşıma gibi hizmetlerde kullanılan memeli hayvan.* Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş. -at * İsimden isim türeten ek (Arapça çokluk eki): gidiş-at, gelir-at vb. at anası * Bkz. atlar anası. at başı(beraber) gitmek * […]