Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 46

alalamak * Beneklerle, çizgilerle veya renklerle bezeyerek bir şeyi bulunduğu çevreye uydurmak, maskelemek, kamufleetmek. alamana * Balık avlamakta veya yük taşımakta kullanılan büyük kayık. alamana ağı * Kıyılardan uzak sularda avlanmak için iki alamana kayığıtarafından kullanılan, uzunluğu 200 ile 250,genişliği 7 ile 25 kulaç olan büyük ağ. alâmet * Belirti, işaret, iz, nişan.* Büyüklük, irilik […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 47

alay gibi gelmek * inanılacak gibi olmamak. alay malay * hep birden, birlikte. alaya almak * alay etmek, eğlenmek. alaya bozmak * alay niteliği vermek. alaya çıkmak * askerî bir okulda başarı gösteremeyerek kıtaya gönderilmek. alaybozan * Bir çeşit fitilli tüfek. alaycı * Alay etme huyu olan, müstehzi.* Alay eden, küçümseyen, küçümseyerek eğlenen. alaycılık * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 48

alçaklaşmak * Bayağılaşmak. alçaklaştırma * Alçaklaştırmak durumu. alçaklaştırmak * Alçaklaşmasına sebep olmak. alçaklık * Alçak olma durumu.* Alçakça davranış, şenaat. alçalış * Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet. alçalma * Alçalmak işi, inme.* Toprağın çöküp oturması.* Kabarma alçalma olayında suların indiği dönem, cezir.* Düşkünlük, zül. alçalmak * Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağıdoğru inmek.* (insan için) Değeri azalmak. alçaltı […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 49

alegori * Bir görüntü, bir yaşantıveya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıpdile getirme. alegorik * Alegori ile ilgili. aleksi * Okuma yitimi. alelâcayip * Acayip üstü çok acayip, tuhaf, garip, bambaşka. alelâcele * Çok acele ederek, çarçabuk, ivedilikle. alelâde * Her zaman görülen, olağan.* Bayağı, sıradan. alelâdelik * Alelâde olma durumu. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 50

Alevî * Alevîliğe bağlı(kimse). Alevîlik * Halife Ali yanlısı olma durumu. alevlendirme * Alevlendirmek işi. alevlendirmek * Alevlenmesini sağlamak, tutuşturmak.* Etkisini, şiddetini artırmak, çoğaltmak. alevlenme * Alevlenmek işi. alevlenmek * Alev çıkarmaya başlamak.* Zorlu, öfkeli veya heyecanlı bir durum almak.* Parlamak. alevli * Alevi olan, alevlenmiş.* Şiddetli, hararetli. aleyh * Karşı, karşıt, zıt. aleyhe dönmek […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 41

aksettirme * Aksettirme işi. aksettirmek * (sesi) Yankılamak.* (ışığı) Yansıtmak.* Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak. aksırık * Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanmasısonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız veburundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık. aksırıklı * Aksırığa tutulmuş, aksırığı olan, sık sık aksıran, hapşırıklı. aksırıklıtıksırıklı * Yaşlı, hastalıklı. aksırış * Aksırma, aksırma […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 42

akşam yeli * Akşamlarıesen serin rüzgâr. Akşam Yıldızı * Venüs, Çulpan. akşama doğru * Gündüzün akşama yakın bir zamanında. akşama kadar * bütün gün, ara vermeden. akşama kalmak * (iş) gecikmek, bitmemek. akşama sabaha * Neredeyse, pek yakında, kısa bir zaman içinde. akşamcı * Akşamları içki içme alışkanlığında olan kimse.* Çalışmasıakşama rastlayan.* Çalışmalarınıdaha yoğun olarak […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 43

aktavşan * Bir cins iri çöl sıçanı(Jaculus). aktif * Etkin, canlı, hareketli, çalışkan.* Etkili, etken.* Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü.* Etken. aktif fiil * Etken fiil. aktif metot * Öğrencilerin, kişisel çalışmalarınıve işyapma yeteneklerini geliştirmeyi sağlayan bilimsel yöntem. aktif rol oynamak * etkili olmak. aktif taşıma * Bir maddenin hücre […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 44

al benden de o kadar * ben de aynıdurumdayım veya ben de aynıdüşüncedeyim. al birini, vur ötekine (veya birine) * hiçbiri işe yaramaz, hepsi bir ayarda. al elmaya taşatan çok olur * değerli kimselere sataşan çok olur. al giymedim ki alınayım * “bu işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım” anlamında kullanılır. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 35

akıl doktoru * Psikiyatrist. akıl durdurmak * bir şey çok şaşırtıcınitelikte olmak, insanışaşırtmak. akıl erdirememek (veya ermemek) * ne olduğunu anlayamamak, sırrınıçözememek. akıl erdirmek * anlamak, sırrınıçözmek. akıl etmek * herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek, vaktinde hatırlamak. akıl hastahanesi * Akıl hastalarının yatırıldığıhastahane. akıl hastası * Ruh hastası, deli. akıl havsala almamak * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 36

akılsallaştırmak * Bir şeyi akılsa duruma getirmek. akılsız * Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışıkıt. akılsız başın cezasınıayak çeker (veya akılsız iti veya köpeği yol kocatır) * düşüncesizlik veya tedbirsizlik yüzünden, gereksiz yere gidip gelme zahmetine katlanılır. akılsızlık * Akılsız olma durumu.* Akılsızca yapılan işveya davranış. akılsızlık etmek * düşüncesiz ve yersiz […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 37

akil * Akıllı. akil baliğ * Döl verebilecek duruma gelmişolan, erin. akil baliğolmak * döl verebilecek erişkin duruma gelmişolmak.* rüştünü ispat etme yaşına gelmişolmak. akilâne * Akıllıca. akim * Kısır, verimsiz, döl veremeyen.* Sonuçsuz, başarısız. akim kalmak * sonuca ulaşamamak, başarısağlayamamak. akis * Işık veya ses dalgalarının yansıtıcı bir yüzeye çarparak geri dönmesi, yansıma, yankı.* […]