yılan derisi * Deri sanayiinde çok beğenilen ve yılan derisinin işlenmiş biçimi. yılan gibi * hain, sevimsiz ve soğuk kimseler için söylenir. yılan gibi sokmak * bir kimseye sinsice kötülük etmek. yılan gömleği * Yılanların üzerinden her yıl sıyrılarak değişen üst deri. yılan hikâyesi * Uzayıp giden, bir türlü sonuca bağlanamayan sorun. yılan kavı * […]
Kategori: Türkçe Sözlük
Türkçe Sözlük Y Sayfa 55
yırtmaçsız * Yırtmacı olmayan. yırtmak * Kâğıt, kumaşgibi bükülüp katlanan şeyleri iki ucundan kesici araç kullanmadan çekip ayırmak veyaparçalara ayırmak.* Vücudu kanatacak kadar derin çizmek.* Yok etmek, bastırmak.* Zorlamak.* Sağrısınımahmuzla yaralayarak binek hayvanınıalıştırmak. yırttırma * Yırttırmak işi veya durumu. yırttırmak * Yırtmak işini yaptırmak. yısa * Birçok kişinin yaptığı işlerde gayret vermek için söylenen söz. […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 57
yoğunlaşma * Yoğunlaşmak işi.* Buharın sıvıveya katıduruma geçmesi.* Birden çok molekülün genellikle su yitirerek bir tek moleküle dönüşmesi olayı. yoğunlaşmak * Yoğun duruma gelmek, tekâsüf etmek. yoğunlaştırma * Yoğunlaştırmak işi. yoğunlaştırmak * Yoğun duruma getirmek, teksif etmek. yoğunluk * Yoğun bir maddenin özelliği.* Bir cismin, bir santimetre küplük kütlesinin aynıhacimdeki +4°C lik suya göre oranı, […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 63
yönerge * Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara ve kuruluşlara veya üstaşamadakilerden astlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif. yönetici * Yönetme gücünü elinde bulunduran kişi, yöneten kişi, idareci.* Bir spor dalında takımların hazırlanması, oyuncunun bakımı, çalışma yerinin sağlanması, yapılacakkarşılaşmaların plânlanması gibi işlerle ilgilenen kimse. yöneticilik * Yönetici olma […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 59
yol tepmek * çok uzun bır süre yürümek. yol tutmak * yaşayışve davranışınıkendine göre bir düzende sürdürmek.* bir yoldan kimseyi geçirmeyecek biçimde düzen kurmak. yol uğrağı * Geçerken uğranılan; yanından yol geçen, uğrak. yol vermek * geçmesine izin vermek.* hızınıartırmak.* işten çıkarmak, işine son vermek. yol vurmak * yol kesmek. yol yakınken * sezilen veya […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 60
yolma * Yolmak işi.* Sapı orakla biçilmeyecek kadar kısa kalmışekin. yolmak * Çekerek yerinden çıkarmak, çekip koparmak.* Dolandırarak, hile ile birinin parasınıalmak. yolsuz * Yolu olmayan.* (taşıt için) Yavaşgiden.* Kurallara aykırı, uygunsuz, yöntemsiz, düzensiz, yersiz, usulsüz, nizamsız.* Törelere, toplumun görüşüne aykırıdavranan. yolsuz yöntemsiz * Bir kurala, bir yönteme uymayan, usulsüz. yolsuzluk * Yolsuz olma durumu.* […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 62
yorulmak * Yorgun duruma gelmek. yorulmak * Bir sebebe bağlanılmak, yorumlanmak. yorum * Bir yazının veya bir sözün, anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma, tefsir.* Bir olayı belli bir görüşe göre açıklama, değerlendirme.* Gizli veya hayalî olan bir şeyden anlam çıkarmak.* Bir müzik parçasıveya tiyatro oyununun orijinal bir teknik ve duyarlılıkla sunulması. yorumcu * Yorum […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 58
yoksul * Geçinmekte çok sıkıntıçeken (kimse), fakir.* İstenilen nitelikte ve özellikte olmayan, yetersiz. yoksullaşma * Yoksullaşmak işi. yoksullaşmak * Yoksul duruma gelmek. yoksullaştırma * Yoksullaştırmak işi veya durumu. yoksullaştırmak * Yoksul duruma getirmek, fakirleştirmek. yoksulluk * Yoksul olma durumu, sefillik, sefalet, fakirlik.* Verimsizlik, yetersizlik. yoksulluk çekmek * sürekli yoksulluk içinde bulunmak. yoksun * Belli bir […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 61
yont * Başı boşhayvan. yont kuşu * Kuyruksallayan. yontma * Yontmak işi.* Yontulmuşveya yontularak yapılmış. Yontma TaşÇağı * Bkz. Yontma TaşDevri. Yontma TaşDevri * Tarihten önceki zamanların en eski devri. yontmak * Bir şeye istenilen biçimi vermek için dış bölümünü keskin bir araçla biçmek, kesmek.* Bir kimsenin azar azar parasını çekmek, birinden para sızdırmak.* Bkz. […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 72
yüreği yanmak * pek çok acımak.* felâkete uğramak. yüreği yaralı * Felâkete uğramış.* Gönlü yaralı, âşık, tutkun. yüreği yarılmak * çok korkmak. yüreği yerinden oynamak * birdenbire heyecanlanmak veya korkmak. yüreği yufka * Üzüntülü, acıklıdurumlara dayanamayan, merhametli. yüreğim yanmaz (veya yanmazdı) * pişmanlık ve acıduymak. yüreğinden geçmek * düşünmek. yüreğinden gelmek * bir şeyi isteyerek, […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 64
yudumluk * Bir yudum miktarında. yuf * Kınama, üzüntü, nefret bildirir. yuf borusu * Nefir.* Kınama, üzüntü ve nefret bildirme. yuf borusu çalmak * kınama, üzüntü ve nefretini bildirmek. yuf ervahına (veya ervahına yuf olsun) * “lânet olsun, yazıklar olsun” anlamında bir ilenme. yufka * Oklava ile açılan ince, yuvarlak hamur yaprağı.* Sacda pişen bir […]
Türkçe Sözlük Y Sayfa 68
yuvar yuvar * Yuvarlanır gibi. yuvarlacık * Küçük ve yuvarlak. yuvarlak * Top veya küre biçiminde olan, müdevver.* Top veya küre biçiminde olan, toparlak şey, küre. yuvarlak ağızlılar * Gerçek çenenin yerinde geniş bir emici ağız bulunan, iskeletleri kemikleşmemişçok ilkel yapılıhayvanlar. yuvarlak hesap * Yaklaşık olarak bir bütün sayıya tamamlanabilen hesap. yuvarlak konuşmak * bir […]