Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 107

ayak vermek * âşık atışmalarında dinleyicilerden biri uyak belirtmek. ayak yalın * Yalın ayak. ayak yapmak * birini aldatmak, kandırmak için dalavere çevirmek. ayakaltı * Gelip geçenlerin çok olduğu yer. ayakaltına almak * hakir görülmek, gözden çıkarılmak. ayakaltında bırakmak * ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak. ayakaltında dolaşmak * bir işe yaramadığıhâlde herkesin işine engel […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 108

ayaküzeri * Ayaküstü. ayakyolu * İnsanın besin artıklarıyla idrarını boşalttığıyer, abdesthane, helâ, kademhane, memişhane, kenef, tuvalet. ayal * Karı, eş. ayan * Belli, açık. âyan * İleri gelenler.* Senato üyeleri. ayan beyan * Besbelli, apaçık, açık seçik. ayan olmak * belli olmak, bilinir olmak. ayandon * 18 Ocak’ta başlayan bir fırtına. ayar * Bir aygıtın […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 93

astar sürmek (veya vurmak, çekmek) * astar boyası ile boyamak. astarıyüzünden pahalı olmak * bir işin ayrıntılarına harcanılan para veya emek, elde edilen sonucun değerini aşmak, masraflı olmak. astarlama * Astarlamak işi. astarlamak * Astar geçirmek.* Boyacılıkta, astar vurmak, astar sürmek. astarlanma * Astarlanmak işi. astarlanmak * Astar geçirilmek. astarlatma * Astarlatmak işi. astarlatmak * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 94

aş * Pişirilerek hazırlanan yemek. aşdamı * Bazı bölgelerde yemek pişirilen yer, mutfak. aşerme * Aşermek durumu. aşermek * hamilelikte bazıyiyeceklere karşıaşırıdüşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek. aşevi * Para ile yemek yenilen yer, aşçı, lokanta.* Yoksullara parasız yemek yedirilen veya dağıtılan yer, aşhane.* Düğün ve benzeri toplantılarda, verilecek yemekleri hazırlamak için geçici […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 95

aşı boyalı * Aşı boyasırenginde boyanmış. aşı boyası * İçine karışan demir hidroksit miktarına göre pas sarısı, kızıl veya koyu esmer renk almışgevrek kil.* Koyuca kırmızı, kiremit rengi. aşıkâğıdı * Aşı olanlara verilen resmî belge. aşı olmak * aşıyapılmak. aşıtaşı * Taşdurumundaki aşı boyası. aşıvurmak * bağışıklık veya tedavi amacıyla vücuda aşıvermek, aşıyapmak. aşıcı * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 96

aşırıuç * Politika alanında sağveya sol görüşlerin en ateşli ve yıkıcıkanadı. aşırıcılık * Beklenenin üstünde aşırıdavranma eğilimi. aşırılık * Aşırı olma durumu. aşırılma * Aşırılmak işi. aşırılmak * Aşırmak işine konu olmak. aşırıntı * Aşırılmışolan (şey). aşırma * Aşırmak işi.* Başkalarının yazılarından bölümler, mısralar alıp kendininmişgibi gösterme veya başkalarının konularınıbenimseyip değişik biçimde anlatma, intihal.* Aşırılmış.* […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 97

At * Astatin’in kısaltması. at * Atgillerden, binme, yük çekme veya taşıma gibi hizmetlerde kullanılan memeli hayvan.* Satrançta, her yönde siyahtan beyaza ve beyazdan siyaha bir hane atlayarak L biçiminde hareket eden taş. -at * İsimden isim türeten ek (Arapça çokluk eki): gidiş-at, gelir-at vb. at anası * Bkz. atlar anası. at başı(beraber) gitmek * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 98

atarkanal * Spermayı idrar yoluna salan iki kanal. atasözü * Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmişve halka mal olmuşsöz, darbımesel: Ayağınıyorganınagöre uzat. Atsan atılmaz, satsan satılmaz vb. ataş * Tutacak. ataşe * Bir elçiliğe bağlıuzman, elçilik uzmanı. ataşelik * Ataşe olma durumu veya makamı.* Ataşenin görev yaptığıyer. Atatürkçü * Atatürkçülük yanlısı olan (kimse), Kemalist. Atatürkçülük […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 99

ateşyağdırmak * ateşli silâhlarla aralıksız mermi atmak.* çevresindekilere ağır sözler söylemek. ateş! * ateşetmek için verilen komut. ateş baz * Osmanlılarda şenlikler için donanma fişeklerini hazırlayan kimse.* Ateşle hüner gösteren oyuncu. ateşçi * Fabrika, vapur, lokomotif gibi ateşle işleyen yerlerde ocaklara kömür atıp ateşin sürekli yanmasınısağlayankimse. ateşçilik * Ateşçinin işi. ateşe atmak * bile bile […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 100

atık su * Evlerde, işyerlerinde kullanımdan dolayıkirlenen ve bina dışına sevkedilen pis su. atıl * Tembel.* İşsiz, aylak.* Etkisiz, işe yaramaz.* Bkz. süreduran. atılgan * Çekinip korkmadan kendini tehlike veya güçlüklere atan.* Girişken. atılganlık * Atılgan olma durumu. atılım * İleri atılma, atılma işi.* Hızla ilerleme, hamle, savlet.* Herhangi bir konuda ilerleme çabası, hamle.* Sayıkazanmak […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 101

atlanma * Atlanmak işi. atlanmak * Ata binmek veya at edinmek. atlanmak * Atlamak işi yapılmak. atlar anası * İri yarı, erkeksi kadın. atlar nallanırken kurbağalar ayak uzatmaz * küçükler büyüklerin yanında hadlerini bilmelidir. atlar tepişir, arada eşekler ezilir * büyüklerin çatışmasından küçükler zarar görür. atlas * Yüzü parlak, sık dokunmuş bir tür ipekli kumaş. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 102

atomik * Atomla ilgili olan. atonal * Yeni bir bestecilik çığırına göre, ton ve makam temeline bağlıkalmadan oluşturulan (beste). atölye * Zanaatçıların veya resim, heykel sanatlarıyla uğraşanların çalıştığıyer, işlik. atölye resmi * Bir işin ayrıntılarını gösteren ve atölyede yapım sırasında kullanılan 1/1 ölçüdeki teknik resim. atraksiyon * Gazino gibi yerlerde yapılan, müşterileri oyalayıcı, eğlendirici, ilgi […]