Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 48

ev sineği * Böcekler sınıfının, çift kanatlılar takımından, kül renkli, dizanteri ve tifo mikroplarıtaşıyan bir eklembacaklıtürü (Musca domestica). ev tutmak * ev kiralamak. ev yemeği * Evde yapılan yemek. evaze * (giysi için) Etek ucuna doğru genişleyen. evcara * Klâsik Türk müziğinde bir makam. evce * Evcek. evcek * Bütün ev halkı birlikte. evci * […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 49

evinlenmek * (buğday, arpa vb.) Olgunlaşmak. evinli * Özlü ve dolgun (tohum). evinsiz * Özsüz, boş, kof. evire çevire * İyice, istediği gibi, adamakıllı. evirgen * İşini bilen, ölçülü ve hesaplı işgören. evirme * Evirmek işi.* Bir önermenin konusunu yüklem, yüklemini de konu durumuna getirerek, vargısıdoğru olan yeni birönerme çıkarma, akis: “Hiçbir insan ölümsüz değildir” […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 50

evolüsyon * Değişme, gelişme. evrak * Kâğıt yaprakları, kitap sayfaları.* Yazılmışkitaplar, mektuplar veya yazılar. evrak çantası * İçinde belge veya dosya bulunan ve taşınabilen, kösele, deri, kumaşvb. yapılan özel kap. evrak dolabı * Dosyaları, diğer yazıve belgeleri saklamakta kullanılan dolap. evrat * Müslümanlarca belirli zamanlarda okunmasıâdet olan dualar ve Kur’ân ayetleri. evrat çekmek * okunmasıâdet […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 51

eyalet * Çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir tür bağımsızlığı olan büyük il.* Osmanlı imparatorluğunda en büyük sivil ve asker yönetim bölgesi. eyer * Binek hayvanlarının sırtına konulan, oturmaya yarayan nesne. eyer boşaltmak * cirit oyununda hedef olmaktan kurtulmak için eyer üzerinde sağa sola eğilmek.* saldırıları boşa çıkaracak önlemler almak. eyer kaltağı * Eyerin […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 52

ez de suyunu iç * değersiz, faydasız şeyler için kullanılır. eza * Üzme, sıkıntıverme, üzgü. eza cefa * Baskıve zulüm. ezan * Müslümanlıkta namaz vaktini bildirmek için müezzinin yaptığıçağrı. ezan saati * Ezan okuma saati. ezan vakti * Ezan okunma zamanı. ezancı * Ezan okuyan kimse, müezzin. ezanî * Ezanla ilgili. ezanî saat * Güneşin […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 53

ezici * Ezmek işini yapan.* Üstün, yok eden, ağır basan.* Yıpratıcı, bunaltıcı, sıkıntılı. ezik * Ezilmişveya yassılmış.* Olaylar ve hayat şartlarıkarşısında güçsüz ve sıkıntılıduruma düşmüşolan, üzüntülü.* Bere, çürük. ezik büzük * Ezilmişve büzülmüş, eğri büğrü. eziklik * Ezik olma durumu. ezile büzüle * Utangaçlıkla, sıkılganlıkla. ezilgen * Kolayca ezilip toz durumuna gelen. ezilip büzülmek * […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 43

eşitleşmek * Eşit duruma gelmek. eşitleştirme * Eşitleştirmek işi. eşitleştirmek * Eşit duruma getirmek. eşitlik * İki veya daha çok şeyin eşit olmasıdurumu, denklik, müsavat, muadelet.* Kanunlar yönünden insanlar arasında ayrım bulunmamasıdurumu.* Bedenî, ruhî, başkalıklarıne olursa olsun, insanlar arasında toplumsal ve siyasî haklar yönünden ayrımbulunmamasıdurumu. eşitlik derecesi * Gibi veya kadar edatları ile kavramların karşılaştırılıp […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 44

eştirmek * Eşmesini sağlamak. eştirmek * Atıhızlısürmek, koşturmak. eşya * Türlü amaçlarla kullanılan, insan yapısı, taşınabilir, cansız varlıkların bütünü. eşyalı * Eşyası olan. et * İnsanlarda, hayvanlarda deri ile kemik arasındaki kas ve yağdan oluşan tabaka.* Kasaplık hayvanlardan sağlanan kaslardan oluşmuş besin maddesi.* Ten.* Meyvelerde çekirdekle deri arasındaki bölüm. et bağlamak * şişmanlamak.* yara kapanmak. […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 45

etekleyiş * Eteklemek işi veya biçimi. eteklik * Vücudun belden aşağısınıörten, beli dar, altı geniş, genellikle kadın giysisi, etek.* Etek yapmaya elverişli (kumaş).* Bir şeyin aşağıya doğru uzanan yüzü. etelemek betelemek * Kötü davranmak. eten * Etene.* Yemişlerin yenilen bölümü. etene * Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 46

etkilemek * Etkiye uğratmak, tesir etmek. etkilenme * Etkilenmek işi. etkilenmek * Etkiye uğramak, müteessir olmak. etkileşim * Birbirini karşılıklı olarak etkileme işi. etkileşme * Etkileşmek işi. etkileşmek * Karşılıklı olarak birbirini etkilemek. etkileyici * Etkileyebilecek özellikte olan. etkili * Etkisi olan, tesirli, müessir. etkili olmak * etkisi duyulmak, etkisini göstermek, tesirli olmak. etkililik * […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 47

etnografya * Kavimleri karşılaştırarak inceleyen, kültür oluşumlarınıaraştıran bilim, budun betimi, kavmiyat. etnolog * Etnoloji uzmanı. etnoloji * İnsanların ırklara ayrılışını, bunların nereden çıktığını, oluşumunu, yeryüzüne yayılışını, aralarındakiniteliklerini inceleyip karşılaştıran ve sınıflayan bilim, budun bilimi, ırkiyat. etnolojik * Etnoloji ile ilgili. etokrasi * Yalnızca ahlâk üzerine kurulu yönetim biçimi. etol * Genellikle kürkten, gösterişli kumaşlardan veya […]

Kategoriler
E SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük E Sayfa 41

eş biçimli * Biçim veya yapı bakımından birbirinin benzeri veya aynısı olan, izomorfik. eş biçimlilik * Benzer yapıda olan maddeler arasındaki billûrlaşma benzerliği, izomorfizm.* İki matematik kümesi arasında benzerlik bağıntısı, izomorfizm.* Organizmada çeşitli soylardan ileri gelen benzerlik, izomorfizm. eş cinsel * Kendi cinsinden kimselerle cinsel ilişkide bulunan kimse, homoseksüel. eş cinsellik * Eş cinsel olma […]