Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 14

fıkramak * Herhangi bir yiyecek mayalanarak ekşimek, fışlamak. fıldır * Çabuk, hızlı, telâşlı. fıldır fıldır * Çabuk ve sürekli bir biçimde. fındık * Kayıngillerden, kuzey yarım kürenin ılık yerlerinde ve yurdumuzun daha çok Doğu Karadeniz bölgesindeyetişen bir ağaççık (Corylus avellana).* Bu ağaççığın sert bir kabuk içinde bulunan yağlı, nişastalıürünü.* Hileli zar. fındık altını * Osmanlıİmparatorluğunda […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 15

fırıldanmak * Fırıl fırıl dönmek. fırıldatma * Fırıldatmak işi. fırıldatmak * Fırıl fırıl çevirmek. fırın * Her yandan aynıderecede ısıalarak ekmek, pasta vb. pişirmeye yarayan, tavanıtonoz biçiminde, önündetek açıklık bulunan ocak.* Ekmek, pasta vb. nin pişirildiği ve satıldığıdükkân.* Isıverici bir düzenekle çalışan, yiyecekleri pişirmeye veya ısıtmaya yarayan alet.* Bir maddeyi fiziksel veya kimyasal değişikliğe uğratmak […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 16

fırtına çıkmak * sert rüzgâr esmeye başlamak. fırtına gibi * hızla, birdenbire.* telâşlı, aceleci. fırtına kopmak (veya patlamak) * şiddetli fırtına çıkmak.* bir yerde kavga ve gürültü çıkmak. fırtına kuşu * Perde ayaklılardan, kıvrık gagalı, açık denizlerde yaşayan bir kuş, deniz ördeği (Thalassidroma pelagica). fırtına kuşugiller * Omurgalıhayvanlardan kuşlar sınıfına giren bir familya. fırtına uğrağı […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 17

fışırtı * Fışırdama sesi. fışkı * Atgillerin taze dışkısı, tersi. fışkılama * Fışkılamak işi. fışkılamak * Toprağıfışkı ile gübrelemek. fışkılık * Fışkının biriktirildiği yer. fışkın * Bir ağacın dibinden süren ince dal, sürgün, filiz, dal, piç.* Asma kütüğünde hereğin üst yanında biten dal. fışkırdak * Sıvılarıfışkırtmaya yarayan araç.* Ağzındaki iki cam borudan biri üflenince ötekinden […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 18

figan etmek * acı ile bağırmak, inlemek. figür * Resim ve heykel sanatlarında varlıkların biçimi.* Bir dansı oluşturan ölçülü adımlarla beliren zincirleme hareketlerden her biri.* Birbirini izleyerek melodik ve ritmik bakımdan bir bütün oluşturan notalar grubu. figüran * Genellikle tiyatro ve sinemada, konuşması olmayan veya konuşmasıçok az olan rollere çıkan kimse.* Bir toplumda, bir toplulukta […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 19

fil faresi * Memeliler sınıfından, burun bölümü hortum gibi uzun olan, uzun kuyruklu, kanguru gibi sıçrayabilen birhayvan (Macroscelides proboscideus). fil gibi * çok şişman, çok yemek yiyen kimse. fil hastalığı * Çoğunlukla bacakların şişip fil ayağı biçimini almasıyla beliren bir hastalık. fil yürüyüşü * Ellerin ve ayakların gergin kol ve bacaklarla birbirine çok yakın basarak […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 20

filizli * Filizi olan. filkulağı * Yılan yastığı gillerden ana yurdu tropikal Amerika olan, kökü yumrulu bir süs bitkisi (Caladium).* Pazarlarda satılan bir tür sünger. film * Fotoğrafçılıkta, radyografide ve sinemacılıkta resim çekmek için kullanılan, selülozdan, saydam, bükülebilirşerit.* Sinemacılıkta, bir oyunun bütününü taşıyan şerit veya şeritlerin bütünü.* Sinema makinesiyle gösterilen eser.* Camlara yapıştırılarak içerinin görünmesini […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 11

ferdenferda * Tek tek. ferdî * Bireysel, kişisel, fertle ilgili. ferdiyet * Bireysellik. ferdiyetçi * Bireyci. ferdiyetçilik * Bireycilik. ferhane * Birden çok mağazası bulunan eski hanların tipinde, avlulu geniş bina, büyük han veya kervansaray. feri * Ayrıntılarla ilgili, ayrıntıniteliğinde olan.* İkinci dereceden. feribot * Arabalarıveya vagonları bir kıyıdan öbür kıyıya geçirmeye yarayan gemi, araba […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 12

ferz çıkmak * satrançta piyade, karşıdaki en son kareye kadar sürülüp vezir olmak. fes * Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık. fes rengi * Koyu kırmızırenk.* Bu renkte olan. fesahat * Anlatışta düzgünlük ve açıklıkla birlikte amaca uygunluk. fesat * Bozukluk.* Karışıklık, kargaşalık, ara bozuculuk.* Herhangi bir konuda […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 5

farklılaştırmak * Farklıduruma getirmek. farklılık * Farklı olma durumu, ayrımlılık, başkalık.* Doğal, toplumsal ve bilince dayanan her olay ve olguyu bütün ötekilerden ayıran özellik. farksız * Farkı olmayan. farksızlaşma * Farksızlaşmak işi. farksızlaşmak * Farksız duruma gelmek. farksızlık * Farksız olma durumu, ayrımsızlık. farmakodinami * Hasta veya normal organizmalar üzerinde, ilâçların etkisini deneysel olarak inceleyen […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 6

fasulye * Fasulyegillerden, barbunya, çalı, Ayşe kadın, horoz gibi birçok türleri bulunan bitki (Phaseolus vulgaris).* Bu bitkinin sebze olarak yararlanılan yeşil ürünü ve kuru tohumları. fasulye gibi kendini nimetten saymak * kendine çok değer vermek. fasulye pilâkisi * Kuru fasulyenin pişirilmesi ile yapılan pilâki. fasulye piyazı * Haşlanmışkuru fasulye ile katıyumurta ve kuru soğan karışımıpiyaz. […]

Kategoriler
F SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük F Sayfa 7

faydalanma * Yararlanma. faydalanmak * Yararlanmak, istifade etmek. faydalı * Yararlı. faydalı olmak * yararlı olmak, yarar sağlamak. faydasıdokunmak * yararlı olmak, kâr sağlamak. faydası olmak * yararlı olmak, olumlu etki yapmak. faydasını görmek * yarar sağlamak.* kâr elde etmek.* iyileştirmek. faydasız * Yararsız. fayrap * Bir istim kazanının, istim oluşturacak biçimdeki yanar durumu.* Gemilerde […]