izdüşüren * Bir biçimin bir düzlem üzerindeki iz düşümünde, biçimin her noktasını iz düşümüyle birleştiren (doğru). izhar * Belirtme, gösterme, açığa vurma. izhar etmek * açığa vurmak, belirtmek, göstermek. izi belirsiz olmak * iz bırakmadan ortadan çekilmek. izi silinmek * ortadan yok olmak, kaybolmak. izin * Bir şey yapmak için verilen veya alınan özgürlük, müsaade, […]
Kategori: İ
Türkçe Sözlük İ Sayfa 64
izolâtor * Yalıtkan. izole * Yalıtılmış, tecrit edilmiş. izole bant * Akım geçirilecek çıplak elektrik tellerini, birbirlerinden veya başka iletkenlerden yalıtmak için kullanılansargı. izole etmek * yalıtmak.* yalnız bırakmak. izomer * Aynı oranlarda birleşmişaynıelementlerden oluşan, fakat moleküllerinde atom gruplaşmalarıdeğişikolduğu için birbirlerinden farklıözellikler gösteren (maddeler). izomeri * Cisimlerin niteliği. izomerik * İzomeri ile ilgili olan. izomerleşme […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 61
iyi kalpli * Başkaları için hep iyilik düşünen. iyi ki * güzel bir rastlantı olarak, ne mutlu. iyi kötü * Ne çok uygun, ne de çok aykırı, şöyle böyle. iyi niyet * Herhangi bir kimse veya konuda hiçbir kötü düşünce beslememe, hüsnüniyet. iyi olmak * hastalıktan kurtulmak, iyileşmek.* yerinde olmak.* uygun gelmek. iyi saatte olsunlar […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 62
-iz * 343 -z (II). -iz * 343 -ız (III). iz bırakmak * etkisini kalıcıduruma getirmek. iz düşümlü * İz düşümü olan. iz düşümsel * Bir düzlem üzerine iz düşürülen biçimlerin bozulmasından kalan (özellikler). iz düşümü * Bir ışık kaynağından çıkan ışınlarla ekran üzerinde görüntü oluşturma, projeksiyon.* Bu biçimde oluşturulan görüntü, projeksiyon.* İz düşümü düzlemi […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 59
itimatname * Güven mektubu, itimat mektubu. itimatsız * Başkalarına güveni olmayan, güvensiz.* Güven vermeyen. itimatsızlık * Güvensizlik. itin götüne (veya kıçına) sokmak * rezil etmek. itin kuyruğunda * pek çok, pek bol. itina * Özen, ihtimam. itina etmek * özenmek, özen göstermek. itinalı * Özenli. itinasız * Özensiz. itinasızlık * Özensizlik. itiraf * Başkalarınca bilinmesi […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 60
ittihatçılık * İttihatçı olma durumu. ittihaz * Sayma, tutma.* Alma. ittihaz etmek * saymak, tutmak, … olarak görmek.* almak, gerekeni yapmak. ittirme * İttirmek işi veya durumu. ittirmek * İtmek işini yaptırmak. ittisal * Bitişme.* Dokunma, değme, temas etme. ivaz * Ödün.* Karşılık. ivazlı * Ödünlü.* Karşılığı olan. ivazsız * Ödünsüz.* Karşılıksız.* Edim. ivdirme * […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 57
it kuyruğu * Kenarlarıdüz şerit gibi yapraklıve saplarının ucu koçanıandıran, başak çiçekli, otsu bir bitki (Phleum). it sürüsü kadar * gereğinden çok, oldukça kalabalık. it ürür, kervan yürür * gerçekleşmesi doğal olan işlere, durumlara karşıçıkılsa da engellenemez. it üzümü * Patlıcangillerden, 20-50 cm yüksekliğinde, bazı ilâçların yapımında kullanılan bir yıllık otsu bir bitki, köpeküzümü, tilki […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 58
ithalâtçılık * İthalatla uğraşma, dışülkelerden mal satın alma veya getirme işi. itham * Suçlama, suçlu görme. itham etmek (veya ithamda bulunmak) * suçlamak, suçlu görmek. ithamname * Suçlama yazısı. iti * İtici güç, ilham verici. iti öldürene sürükletirler * çığırından çıkmışolan bir işin düzeltilmesi, bu işe yol açan kimseye düşer. itibar * Saygı görme, değerli, […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 52
işaretçi * İşaret veren kimse. işareti saymak * belirti ve gösterge olarak kabul etmek. işaretleme * İşaretlemek işi. işaretlemek * Bir şeye işaret koymak, bir şeyi işaretle belirtmek.* Belirtecek biçimde hareket etmek. işaretlenme * İşaretlenmek işi. işaretlenmek * Bir şeye işaret konulmak. işaretleşme * İşaretleşmek işi. işaretleşmek * Birbirine işaret etmek.* Uzak bir yerden, bilgi […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 53
işi bozmak * yapılan anlaşmayı, verilen sözü tutmamak. işi bozulmak * yapmakta olduğu işten gereği kadar kazanç sağlayamaz olmak. işi ciddîye almak * soruna önem vermek. işi çıkmak * başka bir işle meşgul olmak. işi duman * İşi ve durumu kötü. işi düşmek * birinin yardımına ihtiyaç duymak. işi gücü bırakmak * yaptığı işten uzaklaşmak. […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 54
işitiş * İşitmek işi veya biçimi. işitme * İşitmek işi.* Duyma, sema (II). işitme kesesi * Suda yaşayan bazı omurgasız hayvanlardan, işitme taşını içinde bulunduran akışkan sıvılı organ, otosist. işitme taşı * Omurgalılarda ve bazı omurgasızlarda denge organı olan, iç kulakta bulunan kalker parçacıkları, otolit. işitmek * Kulakla algılamak, duymak.* Haber almak.* Kendisine söylenilmek. işitmemezlik […]
Türkçe Sözlük İ Sayfa 55
işlemeli * Üstünde işlemeler bulunan. işleniş * İşlenmek işi veya biçimi. işlenme * İşlenmek işi. işlenmek * İşlemek işi yapılmak. işlenti * İşleme yöntemi. işler açılmak * piyasa canlanmak. işler becermek * zararlı, gizli işler yapmak. işlerlik * Gereken sonucu verecek nitelikte çalışma durumu. işletilme * İşletilmek işi. işletilmek * İşletmek işi yapılmak. işletiş * […]