karartılma * Karartılmak işi veya durumu. karartılmak * Karanlık duruma getirilmesini sağlamak. karartma * Kararmak işi.* Savaşdurumunda düşman uçaklarından korunma amacıyla ışıklarıörtme veya söndürme biçiminde alınanönlemlerin bütünü. karartmak * Rengini karaya çevirmek, esmerleştirmek, siyahlaştırmak.* Karanlık duruma getirmek.* (ışığı) Kısmak veya örtmek.* Kötü bir duruma getirmek. karasakız * Zift. karasal * Kara (I) ile ilgili, berrî. […]
Kategori: K
Türkçe Sözlük K Sayfa 45
karbonatlama * Karbonik asit alabilen maddelere bu gazıvererek onlarıkarbonat durumuna dönüştürme. karbonatlamak * Karbonat durumuna dönüştürmek. karbonatlı * İçinde karbonat olan. karbondioksit * Renksiz, kokusuz, yoğunluğu 152,0°C de ve 36 atmosfer basıncında kolayca sıvılaşan ekşimsi tatta bir gaz(CO2). karbonhidrat * Yağlar ve yumurta akımaddeleri yanısıra, insan ve hayvanların organik besinlerinden en önemlisi olanorganik kimya birleşiklerinin […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 42
karakoncolos * Çocuklarıkorkutmak için kendisinden söz edilen, gerçek dışı bir yaratık, umacı, hayalet.* Çok çirkin kimse. karakter * Bir nesnenin, bir bireyin kendine özgü yapısı, onu başkalarından ayıran temel belirti ve bireyin davranışbiçimlerini belirleyen ana özellik, öz yapı, seciye.* Bir kimsenin veya bir insan grubunun tutumu; duygulanma ve davranış biçimi.* Üstün, manevî özellik.* Basımda harf […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 43
Karamusal (veya Karamürsel) sepeti sanmak * bir kimse veya şeyi ufak, önemsiz saymak. karanfil * Karanfilgillerden, güzel renkli çiçekler açan bir süs bitkisi (Dianthus caryophyllus).* Mersingillerden, Molük adalarında, Filipinler’de ve Hindistan’da yetişen bir ağaç (Caryophyllusaromaticus).* Bu ağacın karanfil yağıelde edilen ve baharat olarak kullanılan, ağız kokusunu gideren, acımsı, koyu renkli,küçük çivi biçimindeki tomurcuğu. karanfil yağı […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 41
karacılık * Karacı olma durumu, müfterilik, iftira. karaciğer * Karın boşluğunun sağında bulunan, öd salgılayan, şeker depolayan, iri, açık kahve rengi organ. karaçalı * Hünnapgillerden, kurak yerlerde yetişen, çiçekleri altın sarısırenginde, dikenli bir bitki, çalıdikeni (Paliurusspinosa).* İki kişinin arasına girerek ilişkileri bozan kimse. karaçalılık * Kara çalısıçok olan yer. karaçam * Bir tür çam (Pinus […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 35
kapatılış * Kapatılmak işi veya biçimi. kapatılma * Kapatılmak işi. kapatılmak * Kapatmak işine konu olmak veya kapatmak işi yapılmak.* Ortadan kaldırılmak, feshedilmek.* Bir yerde tutulmak, hapsedilmek. kapatış * Kapatmak işi veya biçimi. kapatma * Kapatmak işi.* Bir erkekle nikâhsız yaşayan kadın, kapama, metres.* Yolsuz olarak değerinden aşağıelde edilmiş(mal).* Basketbolda, elinde top olmayan bir oyuncunun […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 36
kapılandırma * Kapılandırmak işi veya durumu. kapılandırmak * Kapılanmasını sağlamak. kapılanma * Kapılanmak işi. kapılanmak * Bir işe girmek; o işte uzun süre kalmak. kapılar yüzüne (üzerine, üstüne) kapanmak * istenilen şeye ulaşma imkânıverilmemek. kapılarıaçık tutmak * herhangi bir konuda ilişkiyi kesmeden anlaşma ortamınısürdürmeye çalışmak. kapılarıkapamak * bütün ilişkileri kesmek veya anlaşma ortamını ortadan kaldırmak. […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 37
kapkara * Her yanıkara.* Kömür gibi kara, simsiyah. kapkaranlık * Çok karanlık. kaplam * Bir kavramın ve o kavramıdile getiren terimin içerdiği varlıkların ve bireysel olayların bütünü, kapsam,şümul. kaplama * Kaplamak işi.* Bir şeyin dışına süsleme veya koruma amacıyla geçirilen başka maddeden kat.* Üstü herhangi bir başka maddeyle kaplanmışolan.* Kalınlığı5 mm den az, ince ağaç […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 38
kapsamına alma (veya alınma) * içine alma (alınma), şümullendirme (şümullendirilme). kapsamını genişletmek * (bir şeyin) sınırları içine giren öğeleri genişletmek, şümullendirmek. kapsamlı * Kapsamı olan.* Kapsamı genişolan, şümullü. kapsayıcı * Bütün özelikleri ve incelikleri içine alan tanım, kısır döngü karşıtı. kapsız * Kabı olmayan.* Kaplanmamışolan. kapsül * Şişe kapağı.* Ateşli silâhlarda horozun veya iğnenin çarpmasıyla […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 39
kara ağızlı * Kara çalıcı, iftira eden. kara baht * Kara yazı. kara borsa * Piyasada olmayan malın gizlice yüksek fiyatla alınıp satılması işi. kara borsacı * Kara borsacılık yapan kimse. kara borsacılık * Kara borsacı olma durumu. kara borsaya düşmek * bir mal gizlice alınıp satılır olmak. kara boya * Zaç yağı, sülfürik asit. […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 40
kara sarı * Sarıya çalan siyah. kara sevda * Umutsuz ve güçlü aşk.* Kişinin belirli bir sebep olmadan çöküntü durumuna girip çevreden gelen uyaranlara kapanması, güçlü suçve günah duyguları içine düşmesi durumu, malihulya, melânkoli. kara sevdalı * Kara sevdaya tutulmuş, melânkolik. kara su * Ağır akan su. kara suları * Bir devletin deniz kıyıları boyunca […]
Türkçe Sözlük K Sayfa 31
kanıt * Bir şeyin doğruluğu, gerçekliği konusunda kanıverici belge, delil.* Sonurguya ulaşan bir uslamlamanın dayandığı gerçek, delil.* Kanıverici öğe; anlaşmazlık konusu olan şeyde, yargıcın kanılarını oluşturan şey. kanıtlama * Kanıtlamak işi. kanıtlamak * Bir şeyin gerçek yönünü kanıtla ortaya koymak, ispat etmek. kanıtlandırma * Kanıtlandırmak işi. kanıtlandırmak * Bir düşünceyi, bir savıyeterli delillerle doğrulamak, belgelemek […]