Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 92

kınama cezası * Bir görevlinin işyerindeki davranışının yasa ve tüzüğe aykırı olduğunu bildiren ceza. kınamak * Yapılan bir işin kötü olduğunu belirtir bir biçimde söz söylemek, ayıplamak, takbih etmek. kınanma * Kınanmak işi. kınanmak * Kınamak işi yapılmak. kınasız * Kına ile boyanmamış. kınayış * Kınamak işi veya biçimi. kındıra * Sulak yerlerde yetişen, ince […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 93

kır bekçisi * Kırların ve ovaların güvenliğiyle görevli kimse. kır boynunu! * defol! çekil! git!. kır çiçeği * Kırlarda kendiliğinden yetişen çiçek. kır düşmek * göze çarpar derecede beyaz kılları bulunmak, kırlaşmak. kır eğlencesi * Kırda yapılan eğlence. kır gerillâsı * Dağlarda, köy ve kasabalarda eylem yapan çete. kır gülü * Çorak bölgelerde biten ve […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 89

kıl otu * Dağlık çayırlarda yetişen ince ve sert yapraklı bir bitki (Nardus). kıl payı * (daha çok kalmak fiili ile) Çok az. kıl testere * Çok ince bir tür testere. kıl yumağı * Saç yeme alışkanlığı olan kimselerin midesinde oluşan ur. kılabdan * 343 kılaptan. kılâde * Gerdanlık, boyna takılan süs eşyası. kılağı * […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 90

kılıç balığı * Kılıç balığı gillerden, burnunda kılıç biçiminde bir uzantısı bulunan, kılçıksız, eti beyaz ve lezzetli, iri birbalık (Xiphias gladius). kılıç balığı giller * Her türlü kılıç balığı olan, dişsiz ve pulsuz kemikli balıklar familyası. kılıç çalmak * kılıçla savaşmak, kılıç ile öldürmek. kılıç çekmek * saldırmak veya selâmlamak amacıyla kılıcıkınından çıkarmak. kılıç gagalı […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 91

kılır * Maydanozgillerden, bir yıllık ve özel kokulu otsu bir bitki (Ammi visnaga). kılış * Kılmak işi veya biçimi. kılkapan * Kehribar. kılkıran * Bkz. saçkıran. kılkuyruk * Ördekgillerden, uzunluğu 55-65 cm, kuyruğu sivri tüyleri ak yeşil, karışık, gagası, ayaklarımavi bir kuştürü(Anas acuta).* Zayıf, çelimsiz.* Züğürt, niteliksiz, kılıksız. kıllanma * Kıllanmak işi. kıllanmak * Kıllarıçıkmak.* […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 88

Kı brıslı * Kı brıs halkından olan kimse. kıç * Kuyruk sokumu bölgesi, popo, makat.* (bazı bölgelerde) Bacak, ayak.* (deniz teknelerinde) Art taraf.* Arka bölümde olan. -kıç * Bkz. -gıç / -giç. kıç atmak * (hayvan) çifte atmak.* çok istemek. kıç attırmak * ondan üstün olmak. kıçıkırık * Önemsiz, değersiz şey veya kimse. kıçın kıçın […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 84

kesiklik vermek * ara vermek.* hâlsizlik, kırıklık, yorgunluk ortaya çıkmak. kesiksiz * Kesilmeden süren, sürekli, süreli, devamlı, mütemadi.* Kesilmeden, ara vermeden sürüp giden (elektrik akımı). kesiliş * Kesilmek işi veya biçimi. kesilme * Kesilmek işi. kesilmek * Kesmek işi yapılmak.* Bitkin duruma gelmek, gücü, takati kalmamak.* Gibi olmak, benzemek, dönmek.* İçindeki maddeler birbirinden ayrılıp bozulmak.* […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 85

keskinletme * Keskinletmek işi veya durumu. keskinletmek * Keskin duruma getirmek. keskinlik * Keskin olma durumu. kesme * Kesmek işi.* Teneke, sac gibi şeyleri kesmek için kullanılan makas.* Lokum.* Çizgisel iki doğru parçasıve bir eğri yayı ile sınırlanan düzlem yüzeyi.* İki çekimin birbirine doğrudan doğruya bağlanmasından, iki ayrıçekimin birbirini izlemesinden doğandurum.* Küp biçiminde veya köşeli […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 86

keşide * (banka ve her tür piyango ikramiyeleri için) Çekme, çekiliş.* Eski Arap harfli yazıda bazıharflerin baştarafıyazıldıktan sonra süs için çekilen uzatma. keşideci * Çek veya poliçe düzenleyen ve imzalayan kimse. keşif * Ortaya çıkarma, meydana çıkarma, açma.* Var olduğu daha önce bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması.* Bir olay veya durumun oluşsebeplerini anlayabilmek için yerinde […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 87

kevgir * Uzun saplı, yayvan ve delikli kepçe.* Haşlanmışyiyeceklerin sıvılarınıveya bazısıvılarısüzmek için kullanılan, delikli, genellikle yuvarlak biçimlimutfak kabı, süzgeç. Kevser * Cennette bulunduğuna inanılan kutsal su. kevser gibi * (içecekler için) tatlı, lezzetli. keyfetme * Keyfetmek işi. keyfetmek * Hoşve eğlenceli vakit geçirmek. keyfî * İsteğe bağlı olan.* Gerçeğe, akla, yol ve yöntemine uymayan. keyfi […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 83

kesecik * Kulağın dolambacında bulunan ve lenf ile dolu olan küçük zarsı organ. kesedar * Zengin kimselerin parasınıyöneten ve gerekli harcamalarıyapan kimse.* Esnafların gelirlerini toplayıp satan kimse. kesek * Bel, çapa veya sabanın topraktan kaldırdığı iri parça.* Tezek.* Çimen yapmak için üzerindeki otuyla birlikte çıkarılmışçayır parçası. keseklenme * Keseklenmek işi. keseklenmek * Toprak, parça parça […]

Kategoriler
K SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük K Sayfa 81

kepez * Yüksek tepe, dağ.* Dağların oyuk, kuytu yerleri.* Gelin başlığı.* Tavuk ve kuşların ibiği veya başındaki uzun tüyler. kepir * Çorak, verimsiz toprak.* Çamurlu çorak toprak. kepme * Kepmek işi. kepmek * Çökmek, yıkılmak. kerahet * İğrenme, tiksinme. kerahet vakti * (akşamcılar arasında) İçkiye başlama zamanı. keramet * Ermişkimselerin gösterdiklerine inanılan, doğaüstü, şaşkınlık uyandırıcıdurum.* […]