zılgıt yemek * azar işitmek. zılgıtlanma * Zılgıtlanmak işi veya durumu. zılgıtlanmak * Zılgıt yemek, azar işitmek. zımba * Delgeç.* Delgeçle açılan delik. zımbalama * Zımbalamak işi veya durumu. zımbalamak * Bir şeyin üzerinde zımba ile delik açmak.* Bıçaklamak, bıçakla vurmak, öldürmek. zımbalanma * Zımbalanmak işi veya durumu. zımbalanmak * Zımbalanmak işi yapılmak. zımbalatma * […]
Kategori: Türkçe Sözlük
Türkçe Sözlük Z Sayfa 14
zihin yorgunluğu * Aşırıderecede zihnin yorulmasıdurumu. zihin yormak * bir konuda çok düşünmek, kafa yormak. zihince * Zihne göre, zihninin kavradığı biçimiyle. zihinsel * Zihinle ilgili, zihnî. zihnen * Zihince, zihinli, zihinden. zihnî * Zihinle ilgili, zihinsel. zihni açılmak * kavrayışı, anlayışıçoğalmak. zihni alt üst etmek * düşüncelerini karmakarışık duruma getirmek. zihni boşalmak * kafasırahat […]
Türkçe Sözlük Z Sayfa 18
zorunlu tasarruf * Mecburen yapılması gereken tasarruf. zorunluk * Olması gerekme, olduğundan başka olmama durumu, mecburiyet, zaruret, ıstırar.* Olayların iç ve özlerindeki düzenlilik, yasaya bağlılık ve yapı gereği, belli şartlar altında ortaya çıkmasıkaçınılmaz olan şey.* İnsanın, doğanın ve toplumun nesnel yasalarına bağımlı olmasıdurumu. zorunluluk * Zorunlu olma durumu, zorunluk. Zr * Zirkonyum’un kısaltması. zuhur * […]
Türkçe Sözlük Z Sayfa 12
zıpkınlama * Zıpkınlamak işi veya durumu. zıpkınlamak * Zıpkınla vurmak. zıpkınlanma * Zıpkınlamak işi veya durumu. zıpkınlanmak * Zıpkınlamak işi yapılmak. zıplama * Zıplamak işi. zıplamak * Bir yere çarpıp yukarıfırlamak.* Sevinçten veya oyun yapmak için, bulunduğu yerde havaya doğru fırlamak. zıplatma * Zıplatmak işi veya durumu. zıplatmak * Zıplamak işini yaptırmak, hoplatmak, sıçratmak. zıplaya […]
Türkçe Sözlük Z Sayfa 19
Zülfikar * Hz. Ali’nin iki çatallıkılıcı. zülfüyâr * Bkz. zülüf. zülfüyâre dokunmak * hatırlı, güçlü bir kimseyi veya bir makamı gücendirmek, darılmasına yol açmak. zülfüyâre dokunmamak * hiç kimseye zarar veya sıkıntıvermemek. zülüf * Şakaklardan sarkan saç lülesi.* Sevgilinin saçı. zülüflü * Zülfü olan. zümre * Topluluk, takım, grup, camia.* Tür, cins. zümre edebiyatı * […]
Türkçe Sözlük Z Sayfa 13
zırva * Saçma, saçma sapan, boş, anlamsız (söz). zırva tevil götürmez * saçma olan bir düşünceyi döndürme, çevirme yolu ile savunmaya kalkışanlara karşısöylenir. zırvalama * Zırvalamak işi veya durumu. zırvalamak * Boşve anlamsız sözler söylemek, saçmalamak. zıt * Karşıt anlamlı. zıt anlamlı * karşıt anlamlı. zıt gitmek * birine karşısürekli ters davranmak, istediklerinin tersini yapmak. […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 25
oynatımcı * Oynatım işiyle uğraşan kimse. oynatış * Oynatmak işi veya biçimi. oynatma * Oynatmak işi. oynatmak * Oynamasını sağlamak.* Kımıldamasına yol açmak.* Herhangi bir canlıya istenilen hareketleri yaptırmak.* Korkutmak, heyecanlandırmak.* Herhangi bir ödevi yerine getirmeyerek karşıtarafı düzenle oyalamak.* Sahneye koymak.* Bir araç, gereç kullanmak.* Aklınıyitirmek. oynaya oynaya * Sevine sevine, büyük bir sevinçle. oynayış […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 26
oyunbazlık * Düzencilik, hilecilik. oyunbozan * Birlikte yapılmasına karar verilen bir işten tek taraflıcayan (kimse), mızıkçı. oyunbozanlık * Oyunbozan olma durumu, mızıkçılık. oyunbozanlık etmek * birlikte yapılmasıplânlanan bir işten çekilmek. oyuncak * Oynayıp eğlenmeye yarayan her şey.* Önemsiz ve kolay iş.* Başkalarınca bir araç gibi kullanılan, hiçe sayılan, güçsüz kimse. oyuncakçı * Oyuncak yapan veya […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 23
otuzluk * Yaşı otuz civarında olan.* İçinde otuz âdet bulunan.* Otuz lira değerinde olan. otuzuncu * Otuz sayısının sıra sıfatı; sırada yirmi dokuzuncudan sonra gelen. ova * Çevrelerine göre çukurda kalmış, çoğunlukla alüvyonla örtülü, eğimi az, akarsuların derine gömülmemişolduğu, genellikle genişveya dar düzlük, yazı. oval * Yumurta biçiminde olan, yumurtamsı, sobe, beyzi.* Kapalı, dış bükey […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 24
oyalantı * Oyalanmak için yapılan şey, hobi. oyalayıcı * Vakit geçirmeye yol açan, eğlendiren, hoşvakit geçirten. oyalı * Kenarına oya yapılmışveya geçirilmiş. oyculuk * Oy alabilmek için türlü yollara başvurma işi. oydaş * Aynıdüşüncede, aynı inançta olan, hemfikir. oydurma * Oydurmak işi. oydurmak * Oymasını sağlamak. oylama * Oy kullanma işi. oylamak * Oya koymak […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 21
otlu bağa * Kara kurbağa (Bufa). otlu peynir * Güzel kokulu otların, özellikle yaban sarımsağının içine katılmasıyla yapılan bir çeşit beyaz peynir. otluk * Otu bol olan yer.* Kışiçin kurutulmuşot yığını.* Ot konulan yer. oto * Bazıkelimelerin birleşimine girerek “kendi kendine’” anlamınıveren ön ek. oto * Otomobil kelimesinin kısaltılmışı. oto parkçılık * Otoparkçı işini yapan […]
Türkçe Sözlük O Sayfa 22
otorite * Yetke, sulta, velâyet. otorite sağlamak (veya temin etmek) * yetki kurmak veya sahibi olmak. otoriter * Yetkeli, otoriteli. otoriterli * Otoritesi olan, otoriter. otosist * Bkz. işitme kesesi. otostop * Bir yayanın yoldan geçen bir otomobili durdurarak binmesi ve gideceği yere para vermeden gitmesi. otostop yapmak * bu biçimde yolculuk etmek. otostopçu * […]