borç * Pancar, lâhana ve et veya krema konularak yapılan sebze çorbası. borç almak * daha sonra ödemek üzere birinden para veya bir şey almak. borç altına girmek * borç para almak. borç bini aşmak * (borç) pek çok olmak, altından kalkılamayacak duruma gelmek. borç etmek * borçlandırmak. borç gırtlağına çıkmak * Bkz. borca batmak. […]
Kategori: Türkçe Sözlük
Türkçe Sözlük B Sayfa 84
borsa oyunu * Borsada oynanan hava oyunu. borsa simsarı * Müşteri ile borsa acenteleri arasında aracılık yapan kimse. borsa tahtası * Borsada alım satım fiyatlarının ilân edildiği pano. borsacı * Değerli kâğıt, para ve tahvil üzerine borsa oyunu yapan kimse. borsacılık * Borsacının işi veya mesleği. borş * Borç (II). boru * Bir yerden başka […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 85
boşdönmek * hiçbir şey elde edemeden geri gelmek. boşdurmak * işsiz kalmak, çalışmamak. boşdurmamak * her zaman bir işle uğraşmak.* birinin yaptığına karşılık olarak bir harekette bulunmak. boşdüşmek * (kadın) şeriat hükümlerine göre kocasından ayrılmak. boşgezenin boşkalfası * işsiz güçsüz dolaşan kimse. boşgezmekten bedava çalışmak yeğdir * çalışmak insanıtembellikten kurtarır. boşgözlerle bakmak * anlamsız bakmak. […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 86
boşanmak * (karıve koca) Mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak.* (hayvan) Başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak.* Birdenbire ve bol bol akmak.* (baskıaltında gergin duran bir şey) Birden ve hızla kurtulmak.* (kapalı bir yerde bulunan insanlar) Birden dışarıçıkmak.* Dertlerini, yakınmalarınıanlatmak.* Çok ağlamak.* Sıyrılmak kurtulmak. boşatma * Boşatmak işi. boşatmak * Boşamak işini yaptırmak. boşattırma * Boşatma […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 87
boya kullanmak * boyanmak, makyaj yapmak. boya kutusu * İçine çeşitli renkli kalemleri ve fırçalarıkoymaya yarayan kutu. boya tabakası * Şablonların sulu kenar kapatıcısı ile kaplanması. boya tabancası * Sıvı boyayıpüskürtmek için kullanılan alet. boya tutmak * (boyanan nesne) iyi boyanır olmak. boya vurmak (veya çekmek, sürmek) * boyamak. boyacı * Boya satan kimse.* Boyama […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 88
boylanış * Boylanmak işi veya biçimi. boylanma * Boylanmak işi. boylanmak * Boyu uzamak. boyler * Kalorifer kazanının sıcaklığından yararlanarak, içindeki suyun ısıtılmasısağlanan depo. boylu * Boyu olan.* Boyu benzerlerinden uzun olan. boylu boslu * Uzun boylu, yakışıklı, gösterişli. boylu boyunca * Boyu uzanabildiği kadar, boyu uzunluğunca. boylu poslu * Bkz. boylu boslu. boyluca * […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 81
bolarma * Bolarmak işi veya durumu. bolarmak * Bol duruma gelmek. bolca * Oldukça çok, çokça.* Oldukça geniş. bolero * Kısa ve kolsuz kadın ceketi.* Ağır ritmli bir İspanyol dansı.* Bu dansın müziği. boliçe * Yahudi kadını. Bolivyalı * Bolivya halkından olan. bollanma * Bol duruma gelme. bollanmak * Bol duruma gelmek, genişlemek. bollaşma * […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 82
boncuk fasulye * Bir tür iri taneli fasulye. boncuk gibi * küçücük (göz). boncuk mavisi * Yeşile çalan bir mavi. boncuk tutkalı * Boncuk biçiminde glüten tutkalı. boncukçu * Boncuk yapan veya satan kimse. boncukçuluk * Boncukçunun işi veya mesleği. boncuklanış * Boncuklanmak işi veya durumu. boncuklanma * Boncuklanmak işi. boncuklanmak * Gözyaşı, çiy, ter […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 79
boğazlanmak * Boğazlamak işine konu olmak veya boğazlamak işi yapılmak. boğazlaşma * Boğazlaşmak işi. boğazlaşmak * Birbirini boğazlamak veya kıyasıya dövüşmek. boğazlatma * Boğazlatmak işi. boğazlatmak * Boğazlamak işini yaptırmak. boğazlı * Boğazı olan.* Çok yemek yiyen, yemek isteği çok olan, iştahlı. boğazsız * Boğazı olmayan.* Çok az yemek yiyen, iştahsız. boğdurma * Boğdurmak işi. […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 80
bohçalamak * Bir şeyi bohça içine koyup sarmak.* Güreşte rakibin kol ve ayaklarınıüst üste getirerek kımıldayamaz hâlde alttan kavrayıp kucaklamak. bohçasınıkoltuğuna almak * kendi isteğiyle ayrılmak. bohçasınıkoltuğuna vermek * kovmak, işine son vermek. bohçasınıtoplamak * eşyasınıtoplamak. bohem * Yarınınıdüşünmeden günü gününe tasasız, derbeder bir yaşayışı olan edebiyat ve sanat çevresinden (kimseveya topluluk). bohem hayatı * […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 71
bir yaşına daha girmek * şimdiye değin görmediği şaşılacak yeni bir şeyle karşılaşmak. bir yığın * birçok, pek çok, bir sürü. bir yiyip bin şükretmek * kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun değerini bilmek. bir yol * Bir kez. bir yol tutturmak * bir davranış, bir tutum biçimi belirlemek. bir yolunu bulmak * bir işi […]
Türkçe Sözlük B Sayfa 72
bireşim * Parçaların veya ögelerin bir araya getirilip bir bütün olarak birleştirilmesi.* Bu biçimde oluşan bütün.* Element veya başka maddeleri bir araya getirerek, sun’î olarak bileşik cisimler oluşturma, sentez.* Yalından karmaşık olana, küllîden cüz’îye, zorunludan olasıya, ilkeden onun uygulanmasına, genel yasadanbireysel duruma, nedenden etkiye, öncülden varılan sonuca giden düşünme biçimi, terkip, sentez. bireşimli * Bireşim […]