Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 7

bağlantısızlık siyaseti * Bağlantısız ülkelerin izlediği siyaset. bağlaşık * Aralarında anlaşma veya sözleşme sağlanmışolan (kimse veya topluluk), müttefik.* Sonuç, sebep gibi birbiriyle sıkısıkıya bağlıve karşılıklı bağımlı olan (nesne, terim). bağlaşıklık * Bağlaşık olma durumu. bağlaşım * Eşleme.* Aralarında ortak çıkar bulunan devletler ilişkisi. bağlaşımlı * Aralarında karşılıklıdestek ve bağımlılık bulunan. bağlaşma * Bağlaşmak işi, ittifak. […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 8

bahane aramak * bir işi yapmamak için sebep aramak. bahane bulmak * bir işi yapmak veya yapmamak için sözde sebep göstermek. bahane etmek * herhangi bir şeyi sebep olarak ileri sürmek. bahaneli * Bahanesi olan. bahanesiz * Bahanesi olmayan. bahar * Kuzey yarım küre için, 21 Martta gündüz gece eşitliğiyle başlayarak 22 Haziranda gün dönümü […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 9

bahsetmek * Bir konu üzerinde söz söylemek, konuşmak, sözünü etmek. bahsi geçmek * bir konu üzerinde konuşulmuşolmak. bahsi kapamak * bir konu üzerindeki konuşmayıkesmek. bahsi kaybetmek * ileri sürülen, savunulan görüşün yanlışolduğu ortaya çıkmak. bahsi kazanmak * ileri sürülen, savunulan görüşün doğru olduğu belli olmak. bahsi tazelemek * konuşmayıaynıkonu üzerine getirmek. bahşetme * Bahşetmek işi. […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 1

B * Bor’un kısaltması.* Basso kısaltması. b, B * Türk alfabesinin ikinci harfi. Be adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından ötümlü, çift dudak patlayıcısınıgösterir.* Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde İngilizler b harfiyle “si” yi, Almanlar ise “si bemol”ügösterirler. Ba * Baryum’un kısaltması. baba * Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek.* Çocuğu olmuşerkek.* Tarikatların bazısında tekke […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 116

azışmak * Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek. azıştırma * Azıştırmak işi. azıştırmak * Azışmasına yol açmak. azıtma * Azıtmak işi. azıtmak * Azgın duruma getirmek.* Çığırından çıkarmak. azil * Görevden alma. azim * Bir işteki engelleri yenme kararı. azimet * Gidiş. azimet etmek * gitmek, yola çıkmak. azimkârane * Kararlı.* Kararlılıkla, kararlı olarak. azimli * Kararında, tutumunda […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 111

ayıyıvurmadan postunu satmak * henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak. ayin * Dinî tören, ibadet.* Mevlevî tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi. ayinicem * Mevlevî ve Bektaşî tekkelerinde kadın ve erkeğin birlikte katıldığı, dinî müzikli sohbet töreni. aykırı * Alışılmışa, doğru diye bellenmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir.* Gidilen yol üzerinde olmayıp gidişyönüne ters […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 112

aynasızlık * Aynasız olma durumu. aynaz * Bataklık. aynaz * Köy oyunlarınıyöneten kimse. aynen * Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla. aynı * Başkasıdeğil, yine o.* Ayırt edilemeyecek kadar benzeri özdeşi, tıpkısı.* Değişmeyen, aralarında ayrım olmayan. aynıağzıkullanmak * aynışeyi söylemek, aynıdüşünceyi ileri sürmek. aynıkapıya çıkmak * sonuç bakımından fark etmemek, aynısonuca varmak. aynıpotada erimek * benzer konularıve […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 113

ayrıcalıklı * Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, imtiyazlı. ayrıcalıksız * Ayrıcalığı olmayan, ayrıcalık tanınmayan, imtiyazsız. ayrıcasız * Ayrıtutulmadan, istisnasız. ayrıç * Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığıyer. ayrık * Ayrılmış.* Ayrıtutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna.* Kur’a dışı, müstesna.* Ayrık otu.* Düzgün ve uygun olmayan, çarpık. ayrık küme * Ortak elemanları olmayan küme. ayrık otu * Buğdaygillerden, kökü […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 114

aysız * Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece). ayşekadın * Kılçıksız, lezzetli bir tür taze fasulye. aytışma * Aytışmak işi. aytışmak * Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek.* Halk şairleri belli bir ayak çerçevesinde karşılıklıatışmak. ayva * Gülgillerden, çiçekleri iri ve pembe, yapraklarının altıtüylü, orta yükseklikte bir ağaç (Cydonia vulgaris).* Bu ağacın büyük, sarırenkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe, […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 115

azamet satmak * büyüklük taslamak, çalım satmak, böbürlenmek. azametli * Ulu, çok büyük.* Gururlu.* Görkemli, heybetli.* Debdebeli.* Çalımlı, kurumlu. azamî * En büyük, en yüksek, en çok, maksimum. azap * (Müslümanlıkta) Dünyada günah işlemişolanlara ahrette verilecek ceza.* Organik veya ruhî büyük sıkıntı, ezinç. azap * (Anadolu’nun birçok bölgesinde) Çiftlik uşağı.* Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 117

Azrail’e bir can borcu olmak (veya kalmak) * nasıl olsa öleceğini kabul etmek.* hiç kimseye borcu kalmamak, bütün borçlarından kurtulmak. Azrail’in elinden kurtulmak * ölümden kurtulmak. Azrail’le burun buruna gelmek * ölümle karşıkarşıya gelmek. azvay * Sarısabır.

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 104

Avrupaî * Avrupalılara vergi, Avrupalılara benzer, Avrupalılar gibi. Avrupalı * Avrupa’da yaşayan, Avrupa halkından olan kimse.* Avrupa’ya özgü olan, Avrupa ile ilgili (olan). Avrupalılaşma * Avrupalılaşmak. Avrupalılaşmak * Avrupalıların düşünce, davranışve yaşantılarını benimsemek. Avrupalılık * Çağdaşolma, düşünce ve davranışta batıölçülerinde bulunma. Avşar * Bkz. Afşar. avuç * Elin iç tarafı.* Elin yarıyumulmuşdurumu.* Yarıyumulmuşelin alacağımiktar. avuç […]