Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 47

alay gibi gelmek * inanılacak gibi olmamak. alay malay * hep birden, birlikte. alaya almak * alay etmek, eğlenmek. alaya bozmak * alay niteliği vermek. alaya çıkmak * askerî bir okulda başarı gösteremeyerek kıtaya gönderilmek. alaybozan * Bir çeşit fitilli tüfek. alaycı * Alay etme huyu olan, müstehzi.* Alay eden, küçümseyen, küçümseyerek eğlenen. alaycılık * […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 49

alegori * Bir görüntü, bir yaşantıveya bir davranışın daha iyi kavranmasını sağlamak için göz önünde canlandırıpdile getirme. alegorik * Alegori ile ilgili. aleksi * Okuma yitimi. alelâcayip * Acayip üstü çok acayip, tuhaf, garip, bambaşka. alelâcele * Çok acele ederek, çarçabuk, ivedilikle. alelâde * Her zaman görülen, olağan.* Bayağı, sıradan. alelâdelik * Alelâde olma durumu. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 48

alçaklaşmak * Bayağılaşmak. alçaklaştırma * Alçaklaştırmak durumu. alçaklaştırmak * Alçaklaşmasına sebep olmak. alçaklık * Alçak olma durumu.* Alçakça davranış, şenaat. alçalış * Aşağılaşma, bayağılaşma, mezellet. alçalma * Alçalmak işi, inme.* Toprağın çöküp oturması.* Kabarma alçalma olayında suların indiği dönem, cezir.* Düşkünlük, zül. alçalmak * Alçak duruma gelmek, yüksekten aşağıdoğru inmek.* (insan için) Değeri azalmak. alçaltı […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 50

Alevî * Alevîliğe bağlı(kimse). Alevîlik * Halife Ali yanlısı olma durumu. alevlendirme * Alevlendirmek işi. alevlendirmek * Alevlenmesini sağlamak, tutuşturmak.* Etkisini, şiddetini artırmak, çoğaltmak. alevlenme * Alevlenmek işi. alevlenmek * Alev çıkarmaya başlamak.* Zorlu, öfkeli veya heyecanlı bir durum almak.* Parlamak. alevli * Alevi olan, alevlenmiş.* Şiddetli, hararetli. aleyh * Karşı, karşıt, zıt. aleyhe dönmek […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 44

al benden de o kadar * ben de aynıdurumdayım veya ben de aynıdüşüncedeyim. al birini, vur ötekine (veya birine) * hiçbiri işe yaramaz, hepsi bir ayarda. al elmaya taşatan çok olur * değerli kimselere sataşan çok olur. al giymedim ki alınayım * “bu işle hiçbir ilgim olmadığı için söylenen sözleri kendi üzerime almadım” anlamında kullanılır. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 42

akşam yeli * Akşamlarıesen serin rüzgâr. Akşam Yıldızı * Venüs, Çulpan. akşama doğru * Gündüzün akşama yakın bir zamanında. akşama kadar * bütün gün, ara vermeden. akşama kalmak * (iş) gecikmek, bitmemek. akşama sabaha * Neredeyse, pek yakında, kısa bir zaman içinde. akşamcı * Akşamları içki içme alışkanlığında olan kimse.* Çalışmasıakşama rastlayan.* Çalışmalarınıdaha yoğun olarak […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 43

aktavşan * Bir cins iri çöl sıçanı(Jaculus). aktif * Etkin, canlı, hareketli, çalışkan.* Etkili, etken.* Bir ticarethanenin, ortaklığın para ile değerlendirilebilen mal ve haklarının tümü.* Etken. aktif fiil * Etken fiil. aktif metot * Öğrencilerin, kişisel çalışmalarınıve işyapma yeteneklerini geliştirmeyi sağlayan bilimsel yöntem. aktif rol oynamak * etkili olmak. aktif taşıma * Bir maddenin hücre […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 45

alacaklı * Birinden alacağı olan, borçlu karşıtı.* Birinden alacağı olan kimse. alacaklıçıkmak * alacağıvereceğinden çok olmak. alacaklı olmak * birinden alacağı bir şey bulunmak. alacalama * Alacalamak işi. alacalamak * Renk renk, benek benek boyamak. alacalandırma * Alacalandırmak işi. alacalandırmak * Alaca duruma getirmek. alacalanma * Alacalanmak işi. alacalanmak * Alaca bir duruma gelmek.* Eriyen […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 41

aksettirme * Aksettirme işi. aksettirmek * (sesi) Yankılamak.* (ışığı) Yansıtmak.* Haberi, durumu, ulaştırmak, yaymak, duyurmak. aksırık * Herhangi bir sebeple burun zarının gıcıklanmasısonucu solunum kaslarının birdenbire kasılmasıyla ağız veburundan hızlı, gürültülü soluk boşalması olayı, aksırma, hapşırma, hapşırık. aksırıklı * Aksırığa tutulmuş, aksırığı olan, sık sık aksıran, hapşırıklı. aksırıklıtıksırıklı * Yaşlı, hastalıklı. aksırış * Aksırma, aksırma […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 38

aklı başında olmamak * iyi düşünebilir durumda olmamak. aklı başından bir karışyukarı(veya yukarıda) * düşünmeden aklına geleni yapan. aklı başından gitmek * çok sevinçten veya çok korkudan ne yapacağınışaşırmak. aklı başka yerde olmak * başka şeyler düşünmek. aklı bir yerde olmak * düşünülmesi gerekenden başka bir şey düşünmek. aklı bokuna karışmak * korkudan şaşırıp ne […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 36

akılsallaştırmak * Bir şeyi akılsa duruma getirmek. akılsız * Aklı, gerçeği görüp ona göre davranmaya elverişli olmayan, anlayışıkıt. akılsız başın cezasınıayak çeker (veya akılsız iti veya köpeği yol kocatır) * düşüncesizlik veya tedbirsizlik yüzünden, gereksiz yere gidip gelme zahmetine katlanılır. akılsızlık * Akılsız olma durumu.* Akılsızca yapılan işveya davranış. akılsızlık etmek * düşüncesiz ve yersiz […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 39

aklında tutmak * öğrenmek, bellemek.* unutmamak. aklından çıkarmamak * devamlıhatırlamak, hiç unutmamak. aklından çıkmak * unutmak. aklından geçirmek * bir şey yapmayıdüşünmek, tasarlamak. aklından geçmek * düşünmek. aklından tutmak * bir şey düşünmek. aklından zoru olmak * arada bir durum ve şartların gerektirdiği gibi davranmamak. aklını(bir şeyle) bozmak * bir şey üzerine düşerek hep onunla […]