Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 23

ağır kaçmak * gücendirici olmak. ağır kayba uğramak * maddî ve manevî büyük zarar görmek. ağır kayıp * (savaş, deprem, sel gibi doğal afetlerde) Büyük kayıp.* Maddî zarar. ağır küre * Yer yuvarlağının, yoğunluğu ve katılığıçok olan bölümü, barisfer. ağır ol! * ciddî, ağırbaşlı, soğukkanlı, sabırlı ol!.* acele etme, yavaşol!. ağır oturmak * uslu durmak. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 25

ağızdan kapmak * başkalarından dinlemek yolu ile yarım yamalak birtakım bilgiler edinmek. ağızlama * Ağızlamak işi. ağızlamak * Bir işi kolaylamak.* Bir parçayıyuvasına geçirmek için önce yuvanın ağzınıayarlamak.* Bir boğazın veya bir limanın ağzını ortalamak. ağızlara sakız olmak * herkesin diline düşmek. ağızlaşma * Ağızlaşmak işi veya durumu. ağızlaşmak * İki kan damarı, birbiri içine […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 21

ağaç sansarı * Sansargillerden, sırtıkoyu esmer, karnıdaha açık, iyi tırmanan, postu değerli bir memeli türü (Martesmartes). ağaç yaşiken eğilir * çocuklar küçük yaşta kolay eğitilir, büyük insan kolay kolay eğitilemez. ağaççık * Taflan gibi, dallarıdibinden başlayarak çatallanan küçük ağaç. ağaççılık * Ağaç yetiştirme işi. ağaçdelen * Yuva yapmak için ağaçları oyan böcek. ağaçkakan * Serçegillerden, […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 24

ağıtçı * Ölüye ağıt söylemek için para ile getirilen kimse, sağucu. ağıtçılık * Ağıtçının işi veya mesleği. ağıtlama * Ölmüşleri anmak için düzenlenen törende okunan övgü. ağız * Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayanboşluk.* Bu boşluğun dudaklarıçevrelediği bölümü.* Kapların veya içi boşşeylerin açık yanı.* Bir akarsuyun […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 20

agucuk * Süt çocuğu.* Süt çocuğunu sevmek için söylenir. agulama * Agulamak işi.* Yeni doğmuş bebeklerin çıkardığıses. agulamak * (bebek) Agu agu diye ses çıkarmak. aguş * Kucak. ağ * İplik, sicim, tel gibi ince şeylerden kafes biçiminde yapılmışörgü.* Örümcek gibi birtakım hayvanların salgılarıyla oluşturduklarıörgü.* Ülke yüzeyine yaygınlaştırılmışörgü, şebeke.* Tuzak.* Oyun alanını ortadan ikiye bölen […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 27

ağzısulanmak * imrenmek. ağzısüt kokmak * çok genç ve toy olmak. ağzıteneke kaplı(olmak) * çok sıcak veya çok acışeyleri kolaylıkla içebilen veya yiyebilenler için şaka yollu söylenir. ağzıtorba değil ki büzesin * herkesin dedikodu yapmasının önüne geçilemeyeceğini anlatır. ağzıvar, dili yok * pek sessiz, kendi hâlinde.* konuşmayan, derdini anlatamayan. ağzıvarmamak * söylemeye, açıklamaya gönlü elvermemek. […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 18

affetmişsin * “hiç de öyle değil”, yanılıyorsun” anlamında kullanılır. affettirme * Affettirmek işi. affettirmek * Bağışlanmasını sağlamak. affettuoso * Bir parçanın yumuşak ve duygulu bir biçimde çalınacağınıanlatır. affeyleme * Affeylemek işi. affeylemek * Affetmek. affınıdilemek (veya istemek) * bir işveya görevi yerine getiremeyeceğini nezaketle bildirmek. affınıza sığınarak * “bağışlayacağınıza güvenerek” anlamında bir nezaket sözü. affolunma […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 14

adamsızlık * Adamsız olma durumu. a’dan z’ye kadar * baştan aşağı, bütünüyle. Adana kebabı * Kıymasına bolca acı biber katılarak hazırlanan şişköfte. adanma * Adanmak işi. adanmak * Adamak işine konu olmak. adap * Töre.* Yol yordam, yol yöntem. adap erkân * Yol yöntem. adaptasyon * Uyarlama.* Bir eseri çevrildiği dilin, konuşulduğu toplumun yaşayışına, inançlarına […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 15

adese * Mercek.* Kovucuk.* Görüşderecesi, inceliği. adet * Sayı.* Herhangi bir sayıda olan (şey), tane. âdet * Bir kimsenin yapmaya alışmışolduğu şey, alışkı.* Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre.* Ay başı. âdet edinmek * bir şeyi alışkanlık ve huy durumuna getirmek. âdet görmek * (kadın) ay başı olmak. âdet olmak * öteden beri yapılır […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 19

afsuncu * Büyücü, üfürükçü. afsunculuk * Afsuncunun yaptığı iş. afsunlama * Afsunlamak işi. afsunlamak * Büyülemek. afsunlanma * Afsunlanmak işi. afsunlanmak * Büyülenmek. afsunlu * Büyülü, sihirli, füsunkâr. Afşar * Oğuz Türklerinin 24 boyundan biri. aft * Pamukçuk. aftos * Oynaş, metres. afur tafur * Çalım. afur tafura gelmemek * çalım satmadan hoşlanmamak; böyle bir […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 17

adliyeci * Adliye kuruluşunda meslek görevlisi. adrenalin * Böbrek üstü bezlerinin etkili bir maddesi; hekimlikte damarlarıdaraltma, bronşlarıaçma, kanamalarıkesmegibi amaçlarla kullanılır. adres * Bir kimsenin arandığında bulunabileceği yer, oturduğu yer.* Gönderilen şeyin üzerine, alıcının adınıve bulunduğu yeri bildirmek için yazılan yazı. adres bırakmak (göstermek veya vermek) * arandığında bulunabileceği, oturduğu yeri bildirmek. adres defteri * Kişilerin […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 11

açıölçer * Bkz. iletki. açısal * Açı ile ilgili. açısal bölge * Açı ile iç bölgesinin birleşiminden oluşan düzlem parçası. açısal çap * Ay ve Güneşgibi gök cisimlerinin iki doğrusu arasındaki açı. açısal hız * Hareket eden bir cismi duran bir noktaya birleştiren doğru parçasının birim zamanda taradığı açı. açısal ivme * Açısal hızın birim […]