I was five, living life, everyday’s a friday
– Beş Yaşındaydım, hayat yaşıyordum, her gün bir cuma
Start the day on the couch, Disney on TV
– Güne kanepede başlayın, TV’de Disney
Tie my shoes on my own, get my backpack ready
– Ayakkabılarımı kendi başıma bağla, sırt çantamı hazırla
Running fast through the woods
– Ormanda hızlı koşmak
Screaming mom “catch me if you can”
– Çığlık atan anne “yapabilirsen beni yakala”
In every single photograph
– Her fotoğrafta
I’m smiling next to you and dad (yeah)
– Sen ve babamın yanında gülümsüyorum (evet)
Sometimes love make you hurt
– Bazen aşk seni incitir
‘Cause it don’t always work out the way that you want
– Çünkü her zaman istediğin gibi olmuyor.
Sometimes two separate homes
– Bazen iki ayrı ev
Might be working a little better than one
– Birinden biraz daha iyi çalışıyor olabilir
I still remember the day and the look on your face
– O günü ve yüzündeki ifadeyi hala hatırlıyorum
And the fear in your voice
– Ve sesindeki korku
‘Cause how do you tell a son
– Çünkü bir oğula nasıl söylersin
Mum don’t love daddy no more
– Annem artık babamı sevmiyor
Turning ten, gather friends for a birthday party
– On yaşına geldiğinde, doğum günü partisi için arkadaş topla
For the first time I showed them my fathers house
– Onlara ilk kez babalarımın evini gösterdim.
Another week, pack my bag, see him sad, tell my dad I’m sorry
– Bir hafta daha, çantamı topla, onu üzgün gör, babama üzgün olduğumu söyle
It’s my mums turn to have me this Christmas I hope thats fine
– Bu Noel’de bana sahip olma sırası annelerim umarım sorun olmaz
In every recent photograph
– Her yeni fotoğrafta
It’s always either mum or dad
– Her zaman anne ya da babadır.
Sometimes love make you hurt
– Bazen aşk seni incitir
‘Cause it don’t always work out the way that you want
– Çünkü her zaman istediğin gibi olmuyor.
Sometimes two separate homes
– Bazen iki ayrı ev
Might be working a little better than one
– Birinden biraz daha iyi çalışıyor olabilir
I still remember the day and the look on your face
– O günü ve yüzündeki ifadeyi hala hatırlıyorum
And the fear in your voice
– Ve sesindeki korku
‘Cause how do you tell a son
– Çünkü bir oğula nasıl söylersin
Mum don’t love daddy no more
– Annem artık babamı sevmiyor
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
Mum don’t love daddy no more
– Annem artık babamı sevmiyor
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
How do you tell a son
– Bir oğula nasıl söylersin
Mum don’t love daddy no more
– Annem artık babamı sevmiyor
Peder Elias – Tell A Son İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.