One, two, three, four
– Bir, iki, üç, dört
When I’m lying in my bed at night
– Geceleri yatağımda yatarken
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
Nothing ever seems to turn out right
– Hiçbir şey yolunda gitmiyor gibi görünüyor
And I don’t wanna grow up
– Ve büyümek istemiyorum
How do you move in a world of fog
– Sis dünyasında nasıl hareket edersiniz
That’s always changing things?
– Bu her zaman bir şeyleri değiştiriyor mu?
Makes me wish that I could be a dog
– Keşke bir köpek olabilsem
When I see the price that you pay
– Ödediğin bedeli gördüğümde
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
I don’t ever wanna be that way
– Asla böyle olmak istemiyorum
And I don’t wanna grow up
– Ve büyümek istemiyorum
Seems that folks turn into things
– Görünüşe göre insanlar bir şeylere dönüşüyor
That they never want
– Asla istemediklerini
The only thing to live for is today
– Uğruna yaşanacak tek şey bugün
I’m gonna put a hole in my TV set
– Televizyonuma bir delik açacağım.
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
Open up the medicine chest
– İlaç sandığını aç
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
I don’t wanna have to shout it out
– Bağırmak zorunda kalmak istemiyorum.
I don’t want my hair to fall out
– Saçlarımın dökülmesini istemiyorum.
I don’t wanna be filled with doubt
– Şüpheyle dolmak istemiyorum.
I don’t wanna be a good boy scout
– İyi bir izci olmak istemiyorum
I don’t wanna have to learn to count
– Saymayı öğrenmek zorunda kalmak istemiyorum.
I don’t want the biggest amount
– En büyük miktarı istemiyorum
No, I don’t want to grow up
– Hayır, büyümek istemiyorum.
Well, when I see my parents fight
– Ailemin kavga ettiğini gördüğümde
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
They all go out and drinkin’ all night
– Hepsi dışarı çıkıp bütün gece içiyorlar
And I don’t wanna grow up
– Ve büyümek istemiyorum
I’d rather stay here in my room
– Burada odamda kalmayı tercih ederim.
Nothing out there but sad and gloom
– Dışarıda hüzünlü ve kasvetten başka bir şey yok
I don’t wanna live in a big old tomb on Grand Street
– Grand Caddesi’ndeki eski ve büyük bir mezarda yaşamak istemiyorum.
When I see the 5 o’clock news
– Saat 5 haberlerini gördüğümde
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
Comb their hair and shine their shoes
– Saçlarını tara ve ayakkabılarını parlat
I don’t wanna grow up
– Büyümek istemiyorum.
Stay around in my old hometown
– Eski memleketimde kal
I don’t wanna put no money down
– Para yatırmak istemiyorum.
I don’t wanna get a big old loan
– Büyük eski bir kredi almak istemiyorum
Work them fingers to the bone
– Parmaklarını kemiğe kadar çalıştır
I don’t wanna float on a broom
– Süpürgenin üzerinde süzülmek istemiyorum.
Fall in love, get married, then boom
– Aşık ol, evlen, sonra patla
How the hell did it get here so soon?
– Buraya nasıl bu kadar çabuk geldi?
No, I don’t want to grow up
– Hayır, büyümek istemiyorum.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.