She’s got a smile that it seems to me
– Bana öyle geliyor ki bir gülümsemesi var
Reminds me of childhood memories
– Bana çocukluk anılarını hatırlatıyor
Where everything
– Her şey nerede
Was as fresh as the bright blue sky
– Parlak mavi gökyüzü kadar taze
Now and then when I see her face
– Şimdi ve sonra yüzünü gördüğümde
She takes me away to that special place
– Beni o özel yere götürüyor.
And if I stared too long
– Ve eğer çok uzun süre bakarsam
I’d probably break down and cry
– Muhtemelen kırılır ve ağlardım.
Oh, Sweet child o’ mine
– Oh, tatlı çocuğum
Oh, Sweet child of mine
– Oh, benim tatlı çocuğum
Her hair reminds me of a warm safe place
– Saçları bana sıcak ve güvenli bir yeri hatırlatıyor
Where as a child I’d hide
– Çocukken nerede saklanırdım
And pray for the thunder
– Ve gök gürültüsü için dua et
And the rain
– Ve yağmur
To quietly pass me by
– Sessizce beni geçmek için
She’s got eyes of the bluest skies
– En mavi gökyüzünün gözleri var.
As if they thought of rain
– Sanki yağmur sanıyorlardı.
I hate to look into those eyes
– O gözlere bakmaktan nefret ediyorum.
And see an ounce of pain
– Ve bir ons acı görmek
Oh, Sweet child o’ mine
– Oh, tatlı çocuğum
Oh, Sweet child of mine
– Oh, benim tatlı çocuğum
Oh, Sweet child o’ mine
– Oh, tatlı çocuğum
Oh, Sweet child of mine
– Oh, benim tatlı çocuğum
Taken By Trees – Sweet Child O’ Mine İngilizce Sözleri Türkçe Anlamları
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.