A police car and a screaming siren
– Bir polis arabası ve çığlık atan bir siren
A pneumatic drill and ripped up concrete
– Pnömatik bir matkap ve sökülmüş beton
A baby wailing and stray dog howling
– Bir bebek ağlıyor ve sokak köpeği uluyor
The screech of brakes and lamp light blinking
– Frenlerin çığlığı ve lamba ışığı yanıp sönüyor
That’s entertainment
– Bu eğlence
That’s entertainment
– Bu eğlence
A smash of glass and a rumble of boots
– Bir parça cam ve bir parça çizme
An electric train and a ripped up ‘phone booth
– Bir elektrikli tren ve sökülmüş bir telefon kulübesi
Paint splattered walls and the cry of a tomcat
– Boya sıçramış duvarlar ve bir kedinin çığlığı
Lights going out and a kick in the balls
– Işıklar sönüyor ve toplara tekme atıyor
That’s entertainment
– Bu eğlence
That’s entertainment
– Bu eğlence
Days of speed and slow time Mondays
– Pazartesi günleri hız ve yavaş zaman günleri
Pissing down with rain on a boring Wednesday
– Sıkıcı bir Çarşamba günü yağmurla işemek
Watching the news and not eating your tea
– Haberleri izlemek ve çayınızı yememek
A freezing cold flat and damp on the walls
– Duvarlarda dondurucu soğuk düz ve nemli
I say that’s entertainment
– Bunun eğlence olduğunu söylüyorum.
That’s entertainment
– Bu eğlence
Waking up at 6 a.m. on a cool warm morning
– Sabah 6’da serin ve sıcak bir sabah uyanmak
Opening the windows and breathing in petrol
– Camları açıp benzin solumak
An amateur band rehearsing in a nearby yard
– Yakındaki bir bahçede prova yapan amatör bir grup
Watching the telly and thinking about your holidays
– Televizyon izlemek ve tatillerinizi düşünmek
That’s entertainment
– Bu eğlence
That’s entertainment
– Bu eğlence
Waking up from bad dreams and smoking cigarettes
– Kötü rüyalardan uyanmak ve sigara içmek
Cuddling a warm girl and smelling stale perfume
– Sıcak bir kıza sarılmak ve bayat parfüm koklamak
A hot summer’s day and sticky black tarmac
– Sıcak bir yaz günü ve yapışkan siyah asfalt
Feeding ducks in the park and wishing you were far away
– Parkta ördekleri beslemek ve uzakta olmanı dilemek
That’s entertainment
– Bu eğlence
That’s entertainment
– Bu eğlence
Two lovers kissing amongst the scream of midnight
– Gece yarısı çığlıkları arasında öpüşen iki sevgili
Two lovers missing the tranquillity of solitude
– Yalnızlığın huzurunu kaçıran iki sevgili
Getting a cab and travelling on buses
– Taksiye binmek ve otobüslerle seyahat etmek
Reading the graffiti about slashed seat affairs
– Kesik koltuk meseleleriyle ilgili grafiti okumak
I say that’s entertainment
– Bunun eğlence olduğunu söylüyorum.
That’s entertainment
– Bu eğlence
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.