Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 2

babasına rahmet okumak * hakkında iyilik düşünmemek. babasının (veya babalarının) çiftliği * bir malıveya kuruluşu yalnızca kendi çıkarlarına araç yapmak. babasının hayrına * hiçbir çıkar gözetmeksizin. babasının oğlu * her yönüyle babasına benzeyen erkek çocuk. babasız * Babasıölmüşçocuk, yetim. babayani * Gösterişi ve özentisi olmayan. babayanilik * Babayani olma durumu. babayiğit * Güçlü kuvvetli.* Mert, […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 3

badanalı * Badana edilmişolan.* Yüzüne çok pudra ve boya sürmüşolan (kadın). badanasız * Badana edilmemiş.* Badanası bozulmuş. badas * Harman kaldırıldıktan sonra yerde kalan toprak, çöp ve samanla karışık tahıl taneleri, harman döküntüsü. badat * Birleşikgillerden, şekeri çok, bir tür yer elması. bade * Şarap, içki. badehu * Ondan sonra. badeli * Aşk badesi içmişkimse. […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 4

bağbozmak * bağın üzümlerini toplamak. bağbozumu * Bağda ürünün toplanması.* Bu işin yapıldığımevsim, güz, sonbahar. bağbudamak * bağdaki üzüm kütüklerini budamak. bağçubuğu * Asma fidesi. bağdoku * Hücre sayısıaz, hücre arasımaddesi çok ve genel olarak diğer dokuları birbirine bağlayarak destek göreviyapan doku. bağfiil * Fiillerin zarf olarak kullanılan şekilleri, ulaç, zarf fiil: gül-e gül-e, koş-arak, […]

Kategoriler
B - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük B Sayfa 1

B * Bor’un kısaltması.* Basso kısaltması. b, B * Türk alfabesinin ikinci harfi. Be adıverilen bu harf, ses bilimi bakımından ötümlü, çift dudak patlayıcısınıgösterir.* Nota işaretlerini harflerle gösterme yönteminde İngilizler b harfiyle “si” yi, Almanlar ise “si bemol”ügösterirler. Ba * Baryum’un kısaltması. baba * Çocuğun dünyaya gelmesinde etken olan erkek.* Çocuğu olmuşerkek.* Tarikatların bazısında tekke […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 111

ayıyıvurmadan postunu satmak * henüz ele geçmemiş bir şey üzerinde hesap yapmak. ayin * Dinî tören, ibadet.* Mevlevî tekkelerinde okunan ağır bestelerin biçimi. ayinicem * Mevlevî ve Bektaşî tekkelerinde kadın ve erkeğin birlikte katıldığı, dinî müzikli sohbet töreni. aykırı * Alışılmışa, doğru diye bellenmişe uygun olmayan, karşıt, ters, mugayir.* Gidilen yol üzerinde olmayıp gidişyönüne ters […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 112

aynasızlık * Aynasız olma durumu. aynaz * Bataklık. aynaz * Köy oyunlarınıyöneten kimse. aynen * Olduğu gibi, değiştirmeden, aynıyla. aynı * Başkasıdeğil, yine o.* Ayırt edilemeyecek kadar benzeri özdeşi, tıpkısı.* Değişmeyen, aralarında ayrım olmayan. aynıağzıkullanmak * aynışeyi söylemek, aynıdüşünceyi ileri sürmek. aynıkapıya çıkmak * sonuç bakımından fark etmemek, aynısonuca varmak. aynıpotada erimek * benzer konularıve […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 113

ayrıcalıklı * Ayrıcalığı olan, ayrıcalık tanınan, imtiyazlı. ayrıcalıksız * Ayrıcalığı olmayan, ayrıcalık tanınmayan, imtiyazsız. ayrıcasız * Ayrıtutulmadan, istisnasız. ayrıç * Yol kavşağı, iki yolun ayrıldığıyer. ayrık * Ayrılmış.* Ayrıtutulan, başkalarına benzemeyen, ayrıcalı, müstesna.* Kur’a dışı, müstesna.* Ayrık otu.* Düzgün ve uygun olmayan, çarpık. ayrık küme * Ortak elemanları olmayan küme. ayrık otu * Buğdaygillerden, kökü […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 114

aysız * Ay ışığı olmayan (gökyüzü, gece). ayşekadın * Kılçıksız, lezzetli bir tür taze fasulye. aytışma * Aytışmak işi. aytışmak * Atışmak, tartışmak, münakaşa etmek.* Halk şairleri belli bir ayak çerçevesinde karşılıklıatışmak. ayva * Gülgillerden, çiçekleri iri ve pembe, yapraklarının altıtüylü, orta yükseklikte bir ağaç (Cydonia vulgaris).* Bu ağacın büyük, sarırenkte, tüylü, mayhoş, dokusu sertçe, […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 115

azamet satmak * büyüklük taslamak, çalım satmak, böbürlenmek. azametli * Ulu, çok büyük.* Gururlu.* Görkemli, heybetli.* Debdebeli.* Çalımlı, kurumlu. azamî * En büyük, en yüksek, en çok, maksimum. azap * (Müslümanlıkta) Dünyada günah işlemişolanlara ahrette verilecek ceza.* Organik veya ruhî büyük sıkıntı, ezinç. azap * (Anadolu’nun birçok bölgesinde) Çiftlik uşağı.* Anadolu beyliklerinde donanmadaki görevlerde kullanılan […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 116

azışmak * Gittikçe kızışmak, şiddetlenmek. azıştırma * Azıştırmak işi. azıştırmak * Azışmasına yol açmak. azıtma * Azıtmak işi. azıtmak * Azgın duruma getirmek.* Çığırından çıkarmak. azil * Görevden alma. azim * Bir işteki engelleri yenme kararı. azimet * Gidiş. azimet etmek * gitmek, yola çıkmak. azimkârane * Kararlı.* Kararlılıkla, kararlı olarak. azimli * Kararında, tutumunda […]

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 117

Azrail’e bir can borcu olmak (veya kalmak) * nasıl olsa öleceğini kabul etmek.* hiç kimseye borcu kalmamak, bütün borçlarından kurtulmak. Azrail’in elinden kurtulmak * ölümden kurtulmak. Azrail’le burun buruna gelmek * ölümle karşıkarşıya gelmek. azvay * Sarısabır.

Kategoriler
A - Sözlük SÖZLÜK Türkçe Sözlük

Türkçe Sözlük A Sayfa 106

ayağını bağlamak * engel olmak. ayağını çekmek * sık sık gittiği bir yere artık uğramaz olmak, ilgiyi kesmek. ayağınıdenk almak * başkalarının kendisine yapması ihtimali bulunan kötülüklere karşıuyanık davranmak.* dikkat. ayağınıdenk basmak * dikkatli ve uyanık davranmak. ayağını giymek * ayakkabısını giymek. ayağınıkaydırmak * bir yolunu bulup birini işinden veya görevinden uzaklaştırmak. ayağınıkesmek * bir […]