Adele - I Drink Wine İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Çevirisi
How can one become so bounded by choices that somebody else makes?- Başkasının yaptığı seçimlerle insan nasıl bu kadar sınırlanabilir?
How come we've both become a version of a person we don't even like?
- Geldik hem mesela hiç sevmediğimiz bir kişinin bir sürüm haline nasıl?
We're in love with the world, but the world just wants to bring us down
- Dünyaya aşığız ama dünya bizi yıkmak istiyor.
By putting ideas in our heads that corrupt our hearts somehow
- Kalbimizi bir şekilde yozlaştıran fikirleri kafamıza sokarak
When I was a child, every single thing could blow my mind
- Ben çocukken, her şey aklımı başımdan alabilirdi.
Soaking it all up for fun, but now I only soak up wine
- Hepsini eğlenmek için içime çekiyorum ama şimdi sadece şarabı içime çekiyorum.
They say to play hard, you work hard, find balance in the sacrifice
- Zor diyorlar, zor iş denge kurban
And yet I don't know anybody who's truly satisfied
- Ve yine de gerçekten tatmin olan birini tanımıyorum
You better believe I'm trying (trying, trying)
- Denediğime inansan iyi edersin (deniyorum, deniyorum)
To keep climbing (climbing, climbing)
- Tırmanmaya devam etmek (tırmanma, tırmanma)
But the higher we climb, feels like we're both none the wiser
- Ama ne kadar yükseğe tırmanırsak ikimiz de o kadar akıllı değiliz gibi geliyor.
So I hope I learn to get over myself
- Umarım kendimi aşmayı öğrenmişimdir.
Stop trying to be somebody else
- Olmak başka biriyle çalışmaktan vazgeç
So we can love each other for free
- Böylece birbirimizi bedavaya sevebiliriz.
Everybody wants something, you just want me
- Herkes bir şey istiyor, sen sadece beni istiyorsun.
Why am I obsessing about the things I can't control?
- Neden kontrol edemediğim şeylere takıntılıyım?
Why am I seeking approval from people I don't even know?
- Neden tanımadığım insanlardan onay istiyorum?
In these crazy times I hope to find something I can cling onto
- Bu çılgın zamanlarda tutunabileceğim bir şey bulmayı umuyorum.
'Cause I need some substance in my life
- Çünkü hayatımda bir maddeye ihtiyacım var.
Something real, something that feels true
- Gerçek bir şey, gerçek hissettiren bir şey
You better believe, for you I've cried (I've cried, I've cried)
- İnansan iyi edersin, senin için ağladım (Ağladım, ağladım)
High tides (high tides, high tides)
- Yüksek gelgitler (yüksek gelgitler, yüksek gelgitler)
'Cause I want you so bad, but you can't fight fire with fire
- Çünkü seni çok istiyorum ama ateşle ateşle savaşamazsın.
Oh-oh
- Oh-oh
So I hope I learn to get over myself
- Umarım kendimi aşmayı öğrenmişimdir.
And stop trying to be somebody else
- Ve başka biri olmaya çalışmayı bırak
Oh, I just want to love you, love you for free
- Oh, sadece seni sevmek istiyorum, seni bedavaya seviyorum
Everybody wants something from me, you just want me
- Herkes benden bir şey istiyor, sen sadece beni istiyorsun.
Listen, I know how low I can go, I give as good as I get
- Dinle, ne kadar alçalabileceğimi biliyorum, elimden geldiğince iyi veririm
You get the brunt of it all 'cause you're all I've got left
- Hepiniz bu işin yükünü tek sebebi var olsun
Oh, I hope in time (hope in time)
- Oh, zamanda umut ediyorum (zamanda umut)
We both will find (we'll both find) peace of mind
- İkimiz de huzur bulacağız (ikimiz de bulacağız)
Sometimes the road less traveled is the road best left behind
- Bazen daha az seyahat edilen yol en iyi geride kalan yoldur
Well, so I hope I learn to get over myself
- Umarım kendimi aşmayı öğrenmişimdir.
Stop trying to be somebody else
- Olmak başka biriyle çalışmaktan vazgeç
Oh, I just want to love you, love you for free, yeah
- Oh, sadece seni sevmek istiyorum, seni bedavaya seviyorum, evet
'Cause everybody wants something from me, you just want me
- Çünkü herkes benden bir şey istiyor, sen sadece beni istiyorsun.
You better believe I'm trying (trying, trying)
- Denediğime inansan iyi edersin (deniyorum, deniyorum)
To keep climbing (climbing, climbing)
- Tırmanmaya devam etmek (tırmanma, tırmanma)
But the higher we climb feels like we're both none the wiser
- Hem de tam bir bilge gibi ama yükseğe tırmanırsak hissediyor
The only regret I have
- Tek pişmanlığım
I wish that it was just at a different time
- Keşke farklı bir zamanda olsaydı.
A most turbulent period of my life
- Hayatımın en çalkantılı dönemi
Why would I put that on you?
- Bunu sana neden takayım?
That's just like a very heavy thing to have to talk about
- Bu sadece konuşmak için çok ağır bir şey gibi
But because of that period of time
- Ama bu süre yüzünden
Even though it was so much fun
- Çok eğlenceli olmasına rağmen
I didn't get to go on and make new memories with him
- Devam edip onunla yeni anılar kuramadım.
There was just memories in the big storm
- Büyük fırtınada sadece anılar vardı.
Paylaş:
- Kategori
- Şarkı Sözleri Çevirileri
- Etiketler
- Adele
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.