Je dois longtemps, longtemps me taire
- Uzun, çok uzun bir süre sessiz kalmalıyım.
Zoner tout devant, tout derrière
- İmar tüm ön, tüm arka
Pour frissonner, pour ressentir
- Titremek, hissetmek
Pour avoir quelque chose à dire
- Bir şey söyleyecek
Mon ami j'ai rien à t'offrir
- Dostum, sana verecek hiçbir şeyim yok.
Que ce silence qui te fera fuir
- Bu sessizlik seni kaçıracak.
Ou cette parole surchargée
- Ya da bu aşırı yüklenmiş konuşma
Qui ne sait plus où se percher
- Kim artık nerede levrek bilir
Plus tu demandes, plus tu insistes
- Ne kadar çok sorarsanız, o kadar çok ısrar edersiniz
Plus j'me planque, plus je résiste
- Daha saklıyorum, daha fazla direnmek istiyorum
Et je peux lire dans tеs yeux
- Ve gözlerinde okuyabilirim
Tu t'souviens pourquoi on s'voit peu
- Neden birbirimizi göremediğimizi hatırlıyor musun?
T'avais oublié, ça t'rеvient
- Unuttun mu, sana çıkıyor
J'suis un vieillard, j'suis un gamin
- Ben yaşlı bir adamım, ben bir çocuğum
Je bois de l'eau, j'ai pas de scoop
- Su içiyorum, kepçem yok.
Et quand on s'approche trop je coupe
- Ve çok yaklaştığımızda kestim
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Je dois longtemps, longtemps aimer
- Uzun, uzun bir aşk olmalı
Des amours mortes et enterrées
- Ölü ve gömülü aşklar
Nous voir encore tout l'temps partout
- Hala her yerde bizi her zaman görmek
Et m'inventer des rendez-vous
- Ve bana tarih yaz
Je dois longtemps ne pas comprendre
- Uzun anlamak zorunda değilim
Pourquoi personne n'a su se rendre
- Neden kimse teslim olmayı bilmiyordu
Et prendre l'autre dans ses bras
- Ve diğerini kollarına al
Pour écouter ce qui n'sort pas
- Dışarı çıkmayan şeyleri dinlemek için
Et à faire sauter les miroirs
- Ve aynaları havaya uçurun
À m'en faire péter la mémoire
- Hafızamı osurmak için
Je sais on dirait pas comme ça
- Öyle görünmediğini biliyorum.
Il me faut rire, rire de moi
- Gülmek zorundayım, bana gülmek
Il m'faut des lettres anonymes
- İmzasız mektuplar ihtiyacım var
Qui m'accusent de tous les crimes
- Beni tüm suçlarla suçlayan
Et au matin de ma vie
- Ve hayatımın sabahı
M'être fait beaucoup d'ennemis
- Bana birçok düşman yaptı
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Il m'faut longtemps longtemps la lutte
- Bu uzun bir mücadeleye ihtiyacım var
La promenade et la dispute
- Yürüyüş ve kavga
Il m'faut explorer mon époque
- Zamanımı keşfetmeliyim.
Et tout ce qu'elle provoque
- Ve neden olduğu her şey
Contempler mes contemporains
- Çağdaşlarımı düşünmek
Qui subliment leur chagrin
- Onlar kederlerini yüceltiyorlar.
Mater l'mystère et l'héroïsme
- Mater gizem ve kahramanlık
De danser sous l'capitalisme
- Kapitalizm altında dans etmek
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la honte
- Utanç bile
Qui monte, qui monte
- Kim yükseliyor, kim yükseliyor
Même l'absence
- Hatta yokluğu
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
- Uzun, çok uzun bir süre sessiz kalmalıyım.
Zoner tout devant, tout derrière
- İmar tüm ön, tüm arka
Pour frissonner, pour ressentir
- Titremek, hissetmek
Pour avoir quelque chose à dire
- Bir şey söyleyecek
Mon ami j'ai rien à t'offrir
- Dostum, sana verecek hiçbir şeyim yok.
Que ce silence qui te fera fuir
- Bu sessizlik seni kaçıracak.
Ou cette parole surchargée
- Ya da bu aşırı yüklenmiş konuşma
Qui ne sait plus où se percher
- Kim artık nerede levrek bilir
Plus tu demandes, plus tu insistes
- Ne kadar çok sorarsanız, o kadar çok ısrar edersiniz
Plus j'me planque, plus je résiste
- Daha saklıyorum, daha fazla direnmek istiyorum
Et je peux lire dans tеs yeux
- Ve gözlerinde okuyabilirim
Tu t'souviens pourquoi on s'voit peu
- Neden birbirimizi göremediğimizi hatırlıyor musun?
T'avais oublié, ça t'rеvient
- Unuttun mu, sana çıkıyor
J'suis un vieillard, j'suis un gamin
- Ben yaşlı bir adamım, ben bir çocuğum
Je bois de l'eau, j'ai pas de scoop
- Su içiyorum, kepçem yok.
Et quand on s'approche trop je coupe
- Ve çok yaklaştığımızda kestim
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Je dois longtemps, longtemps aimer
- Uzun, uzun bir aşk olmalı
Des amours mortes et enterrées
- Ölü ve gömülü aşklar
Nous voir encore tout l'temps partout
- Hala her yerde bizi her zaman görmek
Et m'inventer des rendez-vous
- Ve bana tarih yaz
Je dois longtemps ne pas comprendre
- Uzun anlamak zorunda değilim
Pourquoi personne n'a su se rendre
- Neden kimse teslim olmayı bilmiyordu
Et prendre l'autre dans ses bras
- Ve diğerini kollarına al
Pour écouter ce qui n'sort pas
- Dışarı çıkmayan şeyleri dinlemek için
Et à faire sauter les miroirs
- Ve aynaları havaya uçurun
À m'en faire péter la mémoire
- Hafızamı osurmak için
Je sais on dirait pas comme ça
- Öyle görünmediğini biliyorum.
Il me faut rire, rire de moi
- Gülmek zorundayım, bana gülmek
Il m'faut des lettres anonymes
- İmzasız mektuplar ihtiyacım var
Qui m'accusent de tous les crimes
- Beni tüm suçlarla suçlayan
Et au matin de ma vie
- Ve hayatımın sabahı
M'être fait beaucoup d'ennemis
- Bana birçok düşman yaptı
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Il m'faut longtemps longtemps la lutte
- Bu uzun bir mücadeleye ihtiyacım var
La promenade et la dispute
- Yürüyüş ve kavga
Il m'faut explorer mon époque
- Zamanımı keşfetmeliyim.
Et tout ce qu'elle provoque
- Ve neden olduğu her şey
Contempler mes contemporains
- Çağdaşlarımı düşünmek
Qui subliment leur chagrin
- Onlar kederlerini yüceltiyorlar.
Mater l'mystère et l'héroïsme
- Mater gizem ve kahramanlık
De danser sous l'capitalisme
- Kapitalizm altında dans etmek
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la honte
- Utanç bile
Qui monte, qui monte
- Kim yükseliyor, kim yükseliyor
Même l'absence
- Hatta yokluğu
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Tu m'dis que tout s'danse
- Her şey dans ediyor sen söyle
Même la gêne, même la haine, même l'errance
- Hatta utanç, hatta nefret, hatta dolaşıp
Que tout s'danse
- Her şeyin dans etmesine izin ver
La solitude, l'état de siège, l'état d'urgence
- Acil kuşatma yalnızlık, bir devlet, bir devlet
Paylaş:
- Kategori
- Şarkı Sözleri Çevirileri
- Etiketler
- Noé Preszow
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.