Roxette - How Do You Do! İngilizce Şarkı Sözleri Türkçe Çevirisi
I see you comb your hair, and gimme that grin- Saçını taradığını görüyorum ve bana o sırıtışı ver.
It's making me spin now, spinning within
- Şimdi beni döndürüyor, içinde dönüyor
Before I melt like snow, I say hello
- Kar gibi erimeden önce merhaba diyorum.
How do you do?
- Nasılsınız?
I love the way you undress now, baby begin
- Şimdi soyunmana bayılıyorum, bebeğim başla
Do your caress, honey, my heart's in a mess
- Okşamalarını yap tatlım, kalbim karmakarışık.
I love your blue eyed voice, like Tiny Tim shines thru
- Mavi gözlü sesini seviyorum, Minik Tim'in parladığı gibi.
How do you do?
- Nasılsınız?
(How do you do?)
- (Nasılsınız?)
Well, here we are crackin' jokes in the corner of our mouths
- İşte burada ağzımızın köşesinde şakalar yapıyoruz.
And I feel like I'm laughing in a dream
- Ve bir rüyada gülüyormuşum gibi hissediyorum
If I was young I could wait outside your school
- Eğer genç olsaydım okulunun önünde bekleyebilirdim.
'Cause your face is like the cover of a magazine
- Çünkü yüzün bir derginin kapağı gibi
How do you do (do you do) the things that you do?
- Yaptığınız şeyleri nasıl yapıyorsunuz?
No one I know could ever keep up with you
- Tanıdığım hiç kimse sana ayak uyduramazdı.
How do you do?
- Nasılsınız?
Did it ever make sense to you to say bye? (Bye bye)
- Hoşçakal demek sana hiç mantıklı geldi mi? (Güle güle)
I see you in that chair with perfect skin
- Seni o sandalyede mükemmel bir ciltle görüyorum.
Well, how have you been, baby, livin' in sin?
- Peki, nasıl, bebek, livin' günah oldu mu?
Hey, I gotta know, did you say hello?
- Hey, bilmek istiyorum, Merhaba dedin mi?
How do you do?
- Nasılsınız?
(How do you do?)
- (Nasılsınız?)
Well, here we are spending time in the louder part of town
- Burada şehrin daha gürültülü bir yerinde vakit geçiriyoruz.
And it feels like everything's surreal
- Ve her şey gerçeküstü gibi geliyor
When I get old I will wait outside your house
- Yaşlandığımda evinin önünde bekleyeceğim.
'Cause your hands have got the power meant to heal
- Çünkü ellerin iyileşecek güce sahip.
How do you do (do you do) the things that you do?
- Yaptığınız şeyleri nasıl yapıyorsunuz?
No one I know could ever keep up with you
- Tanıdığım hiç kimse sana ayak uyduramazdı.
How do you do?
- Nasılsınız?
Did it ever make sense to you to say bye? (Bye bye)
- Hoşçakal demek sana hiç mantıklı geldi mi? (Güle güle)
Well, here we are, crackin' jokes
- İşte buradayız, şakalar yapıyoruz.
How do you do?
- Nasılsınız?
Well, here we are spending time
- Burada zaman harcıyoruz
How do you do (do you do) the things that you do?
- Yaptığınız şeyleri nasıl yapıyorsunuz?
No one I know could ever keep up with you
- Tanıdığım hiç kimse sana ayak uyduramazdı.
How do you do?
- Nasılsınız?
Did it ever make sense to you to cry bye? (Bye bye)
- Güle güle ağlamak sana hiç mantıklı geldi mi? (Güle güle)
How do you do (do you do) the things that you do?
- Yaptığınız şeyleri nasıl yapıyorsunuz?
No one I know could ever keep up with you
- Tanıdığım hiç kimse sana ayak uyduramazdı.
How do you do?
- Nasılsınız?
Did it ever make sense to you to say bye? (Bye bye)
- Hoşçakal demek sana hiç mantıklı geldi mi? (Güle güle)
Yeah, how do you do (do you do) the things you do?
- Evet, yaptığın şeyleri nasıl yapıyorsun?
No one I know could ever keep up with you
- Tanıdığım hiç kimse sana ayak uyduramazdı.
How do you do?
- Nasılsınız?
Did it ever make sense to you to say bye? (Bye bye)
- Hoşçakal demek sana hiç mantıklı geldi mi? (Güle güle)
Paylaş:
- Kategori
- Şarkı Sözleri Çevirileri
- Etiketler
- Roxette
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.