On a dévalé la pente en moins de deux
- İkiden az bir sürede yamaçtan indik.
On a fait comme si on savait pas
- Bilmiyormuşuz gibi davrandık.
On a évité les regards ambigus
- Belirsiz bakışlardan kaçındık
On a fait comme si on pouvait pas
- Yapamazmışız gibi davrandık.
On a dessiné la zone, évité les roses
- Bölgeyi çizdik, güllerden kaçındık
Repoussé la faune, compliqué les choses
- Yaban Hayatı geri itti, karmaşık şeyler
Mais maudit ami, je veux plus
- Ama lanet olsun dostum, daha fazlasını istiyorum
Danser ce slow avec toi
- Seninle bu kadar yavaş dans et
Souviens-toi des années 90
- 90'ları hatırla
Quand dans la cour, tous les jours, j'étais ton roi
- Bahçedeyken, her gün senin kralındım.
Tu as bien grandi et tu me brusques
- İyi büyüdün ve beni kırıyorsun.
Et parfois même tu te loves dans mes bras
- Ve bazen kollarıma bile sarılıyorsun
Mais jamais, jamais, jamais plus
- Ama asla, asla, bir daha asla
Car je le sais, je suis l'homme qu'on ne voit pas
- Çünkü biliyorum, ben senin göremediğin adamım.
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Simplement à nos rôles, simplement à nos rôles)
- (Sadece rollerimize, sadece rollerimize)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
(Je suis sous hypnose, je suis sous hypnose)
- (Hipnoz altındayım, hipnoz altındayım)
Tu as décidé des règles en fin de jeu
- Oyunun sonunda kurallara karar verdiniz
J'étais teenager, amoureuse
- Aşık bir gençtim.
Puis le temps s'est écoulé en moins de deux
- Sonra zaman ikiden az geçti
Fini les années délicieuses
- Daha lezzetli yıllar yok
Mais maudit ami, je veux plus
- Ama lanet olsun dostum, daha fazlasını istiyorum
Danser ce slow avec toi
- Seninle bu kadar yavaş dans et
Souviens-toi des années 90
- 90'ları hatırla
Quand dans la cour, tous les jours, t'étais mon roi
- Bahçedeyken, her gün, sen benim kralımdın
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Simplement à nos rôles, simplement à nos rôles)
- (Sadece rollerimize, sadece rollerimize)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
(Que tu t'approches et que j'appuie sur pause)
- (Yaklaşıyorsunuz ve duraklatmaya basıyorum)
Et seul tous les soirs (et seul tous les soirs)
- Ve her gece yalnız (ve her gece yalnız)
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
(Si le soleil se lève sur les autres)
- (Eğer güneş başkaları üzerinde yükselirse)
(Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses)
- (Gülleri kovalayan kişi olduğumu biliyorum)
(Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute)
- (Ah aşkım, biliyorsun, bu benim hatam)
(J'ai bien trop peur pour casser les choses)
- (Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum)
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Je serais là pour toujours, ton épaule)
- (Sonsuza kadar orada olacağım, omzun)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
Que tu t'approches et que j'appuie sur pause
- Yaklaşıyorsun ve duraklatmaya basıyorum
- İkiden az bir sürede yamaçtan indik.
On a fait comme si on savait pas
- Bilmiyormuşuz gibi davrandık.
On a évité les regards ambigus
- Belirsiz bakışlardan kaçındık
On a fait comme si on pouvait pas
- Yapamazmışız gibi davrandık.
On a dessiné la zone, évité les roses
- Bölgeyi çizdik, güllerden kaçındık
Repoussé la faune, compliqué les choses
- Yaban Hayatı geri itti, karmaşık şeyler
Mais maudit ami, je veux plus
- Ama lanet olsun dostum, daha fazlasını istiyorum
Danser ce slow avec toi
- Seninle bu kadar yavaş dans et
Souviens-toi des années 90
- 90'ları hatırla
Quand dans la cour, tous les jours, j'étais ton roi
- Bahçedeyken, her gün senin kralındım.
Tu as bien grandi et tu me brusques
- İyi büyüdün ve beni kırıyorsun.
Et parfois même tu te loves dans mes bras
- Ve bazen kollarıma bile sarılıyorsun
Mais jamais, jamais, jamais plus
- Ama asla, asla, bir daha asla
Car je le sais, je suis l'homme qu'on ne voit pas
- Çünkü biliyorum, ben senin göremediğin adamım.
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Simplement à nos rôles, simplement à nos rôles)
- (Sadece rollerimize, sadece rollerimize)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
(Je suis sous hypnose, je suis sous hypnose)
- (Hipnoz altındayım, hipnoz altındayım)
Tu as décidé des règles en fin de jeu
- Oyunun sonunda kurallara karar verdiniz
J'étais teenager, amoureuse
- Aşık bir gençtim.
Puis le temps s'est écoulé en moins de deux
- Sonra zaman ikiden az geçti
Fini les années délicieuses
- Daha lezzetli yıllar yok
Mais maudit ami, je veux plus
- Ama lanet olsun dostum, daha fazlasını istiyorum
Danser ce slow avec toi
- Seninle bu kadar yavaş dans et
Souviens-toi des années 90
- 90'ları hatırla
Quand dans la cour, tous les jours, t'étais mon roi
- Bahçedeyken, her gün, sen benim kralımdın
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Simplement à nos rôles, simplement à nos rôles)
- (Sadece rollerimize, sadece rollerimize)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
(Que tu t'approches et que j'appuie sur pause)
- (Yaklaşıyorsunuz ve duraklatmaya basıyorum)
Et seul tous les soirs (et seul tous les soirs)
- Ve her gece yalnız (ve her gece yalnız)
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
Et seul tous les soirs, je reste dans le noir
- Ve yalnız her gece karanlıkta kalıyorum
(Si le soleil se lève sur les autres)
- (Eğer güneş başkaları üzerinde yükselirse)
(Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses)
- (Gülleri kovalayan kişi olduğumu biliyorum)
(Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute)
- (Ah aşkım, biliyorsun, bu benim hatam)
(J'ai bien trop peur pour casser les choses)
- (Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum)
Et si le soleil se lève sur les autres
- Ve eğer güneş başkalarına doğarsa
Je sais que c'est moi qui ai chassé les roses
- Gülleri kovalayanın ben olduğumu biliyorum.
Ah mon amour, tu le sais, c'est ma faute
- Oh aşkım, biliyorsun, bu benim hatam
J'ai bien trop peur pour casser les choses
- Bir şeyleri kırmaktan çok korkuyorum.
On va s'en tenir simplement à nos rôles
- Rollerimize sadık kalacağız.
(Je serais là pour toujours, ton épaule)
- (Sonsuza kadar orada olacağım, omzun)
Je sais que c'est triste mais je suis sous hypnose
- Üzücü olduğunu biliyorum ama hipnoz altındayım.
Que tu t'approches et que j'appuie sur pause
- Yaklaşıyorsun ve duraklatmaya basıyorum
Paylaş:
- Kategori
- Şarkı Sözleri Çevirileri
- Etiketler
- Therapie TAXI
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın.