I suffer in silence, I still don’t know why, I guess
– Sessizce acı çekiyorum, hala nedenini bilmiyorum, sanırım
I move for another (another)
– Başka bir yere taşınıyorum (başka)
A flower, I’m growing, wilted today, I choose it
– Büyüdüğüm, bugün solduğum bir çiçek, onu seçiyorum.
To leave you tonight, you don’t want it, do you?
– Seni bu gece bırakmak istemiyorsun, değil mi?
Oh-oh, oh-oh (do you? Do you? Do you)
– Oh-oh, oh-oh (biliyor musun? Musun? Musun)
I don’t know what to do
– Ne yapacağımı bilmiyorum
I wish that I’d never met you, no, oh
– Keşke seninle hiç tanışmasaydım, hayır, oh
This last year, I’ve been through
– Geçen sene, başından geçenleri
Several feelings that you didn’t once let me choose (you turned on me)
– Bir zamanlar seçmeme izin vermediğin birkaç duygu (bana sırt çevirdin)
And I look back when we yelled, it’s reminiscent
– Ve bağırdığımızda geriye dönüp baktığımda, hatırlatıyor
I held the hope to find someone else
– Başka birini bulma umudum vardı.
So, please, tell me where you are, are, are, are, are, are, are
– Nerede o yüzden, lütfen, söyle bana, Var, Var, Var, Var, Var, Var
Now my life’s a downward spiral, got my broken heart recycled
– Şimdi hayatım aşağı doğru bir sarmal, kırık kalbimi geri dönüştürdüm
Please, tell me where you are, are, are, are, are
– Neredesin lütfen söyle bana, Var, Var, Var, Var
I’ve lost sight of what to do, don’t spend one day in my shoes, now
– Ne yapacağımı gözden kaçırdım, bir günümü ayakkabılarımda geçirme, şimdi
Tell me where you are, are, are, are, are (oh, oh, oh-oh)
– Bana nerede olduğunu söyle, nerede olduğunu söyle (oh, oh, oh-oh)
You tell me it will be okay, but I know it will never be the same
– Bana iyi olacağını söylüyorsun ama asla eskisi gibi olmayacağını biliyorum.
I never like to work with maybe’s
– Belki de asla var çalışmayı severim
Please, tell me that you want to meet again
– Lütfen, tekrar görüşmek istediğini söyle.
I never thought I’d wanna just jump right out my head
– Aklımdan atlamak isteyeceğimi hiç düşünmemiştim.
Never really thought I’d ever question what you said
– Söylediklerini sorgulayacağımı hiç düşünmemiştim.
In my bed, in my room, I can’t forget
– Yatağımda, odamda, unutamam
So many hopes, so many dreams, no, it isn’t what it fuckin’ seems
– O kadar çok umut, o kadar çok rüya, hayır, göründüğü gibi değil
I don’t know what to do
– Ne yapacağımı bilmiyorum
I wish that I’d never met you, no, oh
– Keşke seninle hiç tanışmasaydım, hayır, oh
I don’t know what to do
– Ne yapacağımı bilmiyorum
I wish that I’d never met you, no, oh
– Keşke seninle hiç tanışmasaydım, hayır, oh
So please, tell me where you are, are, are, are, are, are, are
– Neredesin lütfen söyle bana, Var, Var, Var, Var, Var, Var
Now my life’s a downward spiral, got my broken heart recycled
– Şimdi hayatım aşağı doğru bir sarmal, kırık kalbimi geri dönüştürdüm
Please, tell me where you are, are, are, are, are
– Neredesin lütfen söyle bana, Var, Var, Var, Var
I’ve lost sight of what to do, don’t spend one day in my shoes, now
– Ne yapacağımı gözden kaçırdım, bir günümü ayakkabılarımda geçirme, şimdi
Tell me where you are (oh, oh, oh-oh)
– Bana nerede olduğunu söyle (oh, oh, oh-oh)
You tell me it will be okay, but I know it will never be the same
– Bana iyi olacağını söylüyorsun ama asla eskisi gibi olmayacağını biliyorum.
I never like to work with maybe’s
– Belki de asla var çalışmayı severim
Please, tell me that you want to meet again
– Lütfen, tekrar görüşmek istediğini söyle.
PinkPantheress Feat. Willow – Where you are English Lyrics Turkish Translations
yazarı:
Etiketler:
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.